Bir sevda yarım kalmışsa bir başta, biz onu hatırlatırız her yaşta...
Kağıda yazılan bu yazıyı okuyordu Kerem, aklına koskoca mazi geliyordu o zamanlarda ne kadar mutlu olduğu söze tekrar bakıp gülümsedi ve ceketinin cebine saklayacakken omzunda bir el hisseder
Ece; Baba napıyorsun burada seni bekliyoruz
Kerem Ece'nin sesini duyduğun da sarsıldı hemen o kağıdı cebine koydu.
Kerem: Senin valizlerin hazır mı?
Ece: Evet hazır da baba benim anlamadığım şu, neden taşınıyoruz bi sebebi mi var?
Kerem: Yok ama artık memleketimize dönme vakti geldi bence hem işimide oraya taşıdım
Ece: Ama baba tüm arkadaşlarım ve benim işim burda
Kerem: Buraya da gelirsin kopmayacağız ki burdan
Ece: Bi gariplik var bu işin içinde ama neyse öyle olsun
Kerem: Hadi aşağıya inelim annen bekliyordur
Deyip aşağı inmeye başlarlarEce: Anne kaldırma o valizi çok ağır benim bir sürü eşyam içinde
Safiye: Bende diyorum bu neden bu kadar ağır o zaman Kerem al sen götür bunu tekerleri de bozulmuş haberin ola
Kerem valizi alıp arabaya görürEce'yle safiye tek kalılar Ece, fırsat bu fırsat deyip annesine de sorar.
Ece: Anne, biz neden taşınıyoruz bunu bilmek istiyorum babam doğru düzgün açıklama yapmıyor bana
Safiye: Baban, çocukluğunun geçtiği evi özlemiş ve orda çalışmak istiyor artık. Bunu bana hep bahsederdi bende hiç düşünmeden gidelim oralara dedim öylesine dedim baban ciddiye aldı işte bu noktaya geldik.
Ece: Anne neden karar alırken beni düşünemiyorsunuz
Safiye: Sence ben istiyor muyum?
Ece: Ee bunu neden demişsin insan öylesine böyle bişey söyler mi ya bari bana da danışın son dakika valizleri hazırlatmayın
Safiye: Özür dilerim kızım
Ece: Bu özür ne işe yarıyacak off neyse
Safiye: Ergenler gibi davranıyorsun şu an
Ece: Sustum anneKerem içeri girer
Kerem: Hadi hanımlar gelsenize
Safiye: Geliyoruz canım Ece, sen bişey unutmadın demi
Ece: Yok unutmadım
Kerem: Tamam hadi o zaman başlasın bizim yolculuk..Ebru balkonda oturmuş kahvesinin gelmesini bekliyordur.
Ali: Anne
Ebrudan ses çıkmaz
Ali bi daha anne diye seslenir
Ebru: Efendim oğlum
Ali: Anne bişey mi oldu bi daldın düşüncelere galiba
Ebru: Yok ama içimde kötü bi his var
Ali: Ne gibi
Ebru: Bilmiyorum ki, sen napıcaksın bugün
Ali: Şirkete gideceğim sen gelmeyecek misin
Ebru: Yok yarın geleceğim yeni ortakla da tanışmış olurum.
Ali: Tamam o zaman ben gidiyorum sende bu düşüncelerden kurtulup keyif kahveni iç
Ali, Ebrunun yanağına bi öpücük kondurur ve giderZehra kahveler getirmiş
Zehra: Ali bey gitti mi
Ebru: Evet şirkete gitti
Zehra, kahveleri sehpanın üzerine koyup gider
Ebru kahvesinden bi yudum alır. Arkadan bi tekerlek ses gelir
Ebru 'Anne' deyip ayağa kalkıp annesinin tekerlikli sandalyesini masanın yanına çeker
Ebru: Anne sen nasıl geldin buraya
Fatma: Tekerlikli sandalyeye binmek zor oldu gerisi kolaydı
Ebru gülümsedi
Ve zaman öylece geçtiEce: Baba varmamıza kaç saat kaldı
Kerem:Yarım saat kaldı kızım
Ece: Şükür ya annem gibi kusmadan varabileceğiz
Kerem: Safiye hanım, kızında senin gibi nazik çıktı
Safiye o anda dünyada bile değildi
Ece gülmemek için kendini zor tutuyordu
Adana'ya varırlar
Kerem Adana'yı varınca anıları depreştiEce: İyi gelmeden önce evi temizlediler ya yoksa ben girmezdim
Kerem: Abartma ya o kadar
Ece: Baba toza karşı alerjim var hatırlarsan
Kerem: Tamam sustum doktor hanımKerem arabadan inip valizleri kaldıran yardımcıya, yardım eder
Çocukluğunun geçtiği evin kapısı açılınca orda yaşadığı anılar aklına geldi. Küçük Keremin pantolonunu giymemek için koştuğunu ve annesi onu yakalamaya çalıştığını gözünün önünden geçer.
Pencereden bahçede olan salıncağa bakar, salıncaktaki olan kıza papatya verip onu yanağından öptüğünü görür ve gülümser. Başka tarafa bakar abisiyle su savaşı yaptıklarını ve çocukken yine ne kadar mutlu olduğunu hatırlayıp bi damla göz yaşı akar gözünden sonra kendine gelmesine gerektiğini aklına gelirEce'de içeriye girmiştir
Ece: Baba burası hiç eski gibi görünmüyor beğendim ben bu evi ama cansız gibi
Kerem: Sana demiştim beğeneceğine de annen nerde?
Ece: Yukarıya çıkacağım bulduğum ilk odada uyuyacağım dedi.
Kerem: Keşke uçakla gelseydik
Ece: Baba bende uçağa binmekten korkuyorum ya hani
Kerem: Doğru ya oda var...Akşam olmuştur Ali şirketten gelmiş akşam yemeğini yiyorlardır.
Ali: Anne bak gördün mi kötü bişey olmadı günü sağ salim geçirdik işte
Ebru: Belli olmuyor o işler ama buna da şükür
Fatma H: Ali oğlum ne zaman evleneceksin torun sevmek istiyorum
Ali ağzındaki suyu zor yumdu
Ebru annesine sus gibi işaretler yapmaya çalışıyordu. Biliyor oda Ali'nin bu konuyu konuşmak istemediğini.
Fatma H: Ebru ne diyorsun anlayamıyorum
Ebru: Sus diyorum anne biliyorsun sende
Fatma H: Tamam sustum Zehra, beni odama götürür misin
Zehra sandalyeyi çekip gitmeyi hazırlanıyorken Ebru durdurdu
Ebru: Tamam anne ya özür dilerim
Fatma H: Yok kızım o yüzden değil benim uykum geldi
Ebru: Tamam yinede deyip annesinin yanağına öpücük kondurur
Fatma H: Hadi size iyi gecelerAli tam kalkacakken amcası Haluk salona girdiğini görür
Ali: Amca o seni bularda görmekte mi kısmet olacaktı
Haluk: Yeğenime bak be aynı babası olmuş bu
Deyip Ali'ye sarılır
Ali: Hadi içeri geçelim o zaman
Haluk: Dur annene selam veremedim
Ebru selam vermek için ayağa kalkar
Ebru elini uzatınca Haluk'ta ebrunun elini nazikçe öper
Haluk: Yenge hiç değişmemişsin hala çok güzelsin
Ebru: Teşekkür ederim sende hiç değişmemişsin Haluk
Haluk gülümseyip oturma odasına geçerlerAli: Ne içersin
Haluk: Bi viskinizi içerim
Ali hazırlamak için odadan çıkar
Haluk: Ee işler nasıl gidiyor
Ebru: İyi gidiyor bu aralar ben pek uğramıyorum
Haluk: Yeni ortak gelecek diye duydum
Ebru: Evet öyle
Haluk: Hayatında hala biri yok mu
Ebru: Sence
Haluk: Anladım
Ali: Buyur amca
Haluk: Sende içmez misin
Ebru: Yok içmem bu saate
Haluk: İçmenin saati mi var
Ebru: Bana göre var neyse ben yatmaya gidiyorum iyi geceler
Ali: Sanada
Onlar iş konuşmaya devam ederler..Bölümün sonuna geldik bu hikayede bazı kişilerin isminlerini değiştirdim ve tanıdık gelirse bi kısmı diziden esinlenmiştir bu arada öylesine yazıyorum..
Öpüldünüss💋