"Öyle öyle kadere karşı gelemezsin" dedi ona döndüm gerilmiştim "bu. Senin için geçerli değil Adnan Aslan" dedim ona adıyla hitap etmem canını sıkmış gibiydi "hani baba ulan seni" dedi küfür edecekken abim "orda durasın" dedi "sen bi girme araya 6 senedir hesaplaşılmıyordu seni ben berdel uğruna vereyim diye mi uğraşıyorsun lan sen" dedi dediği şeye güldüm "denesene kim zararlı çıkacak bu işten" dedim belindeki silahı bana doğrultu "birdaha desene sen o küçük dilin uzamış senin" dedi "öyle olmuş ama benim sınırlarımı zorlarsan zararlı çıkarsın Adnan Aslan" dedim abim "yeter lan indir o silahı" dedi "bırak abi ya ne yapacaksa yapsın" dedim "senin hesabını sonra sorucam ben dua et bugün büyük ağalar burda" dedi "dedem ağalı sana değilde abime verdi diye mi bu zoruna giden bence o arkandaki ağalara güvenme baba" dedim "kes sesini" dedi güldüm silahı beline koydu "benim bildiğim Adnan asla çıkardığı silahı birini vurmadan inine sokmaz" dedim arkasını döndü silahını çıkarıp tam ateş edecekken babannem "oğlum nedersin o senin kızın dur" dedi arkadan ateş sesi duydum " noluyor lan burda" dedi sert bir ses babam "ağam siz karışmayın" dedi "biz misafiriz ha burda elinde silahla bir kadına doğrultmak ne kadar doğru Adnan ağa hele söylesene oğlum haklıdır noluyor burda" dedi yaşlı bir ses ardından abim bileğimden tutup beni yukarıya çıkardı "kızım bi rahat dur ya birgün rahat dur" dedi "durmuyorum abicim Buda benim huyum napim" dedim güldü "ulan ya o piç seni vursaydı napıcaktın" dedi "zaten zamanında vuruldum ama ölmedim" dedim "asil" dedi bağrarak "abi yalan mı" dedim "tamam gülüm haklısın ama bunu bugün keşke yapmasaydın" dedi "niye abim gelip bulaşan oydu" dedim "arkanızda ne zamandan beri oradaydı bilmiyorum ama mardinin en büyük aşiretinin ağası ve oğlu yani yiğit ağa vardı sen bu ne demek bilirmisin" dedi "istemiyorum bilmek felan abi" dedim sinirle "Aslı nerde ya" dedim konuyu değiştirerek "asil anlıyorum inadın inat ama ya birşey deseler ne diyeceğim ben birazdan bütün ağaların önünde şöyle hele ben sana göz önünde olma diyorum sen neler yapıyorsun" dedi "zorluyor beni ben ne yapayım abi" dedim "kızım tut kendini tut" dedi "ben tutamıyorum işte öyle" dedim dışardan babaannemin sesiyle tartışmamız burda son bulmuştu "inatçı keçi" dedi abim ve çıktı oda dan bende burdan çıkıp
dama çıktım "neden hala eski adetler var ya anlamıyorum aptalca vursaydı işte beni öldürseydi onu her gördüğümde midem bulanıyordu tiksiniyorum ondan ya nefret ediyorum tamamı o benim annemin katili lan" dedim kendi kendime konuşuyordum "ben çok yoruldum ya neler yapacak bana of ne konuşulacak nalet olsun" dedim düşünmeye başladım rüzgar o kadar sert esiyordu ki içim buz gibi oldu "ulan bi kere de benim için gül be kader" dedim oturduğum yerden etrafı izliyorum...
Yiğit luca
İşte beklenen adam geldi ah bir bilseniz ne kadar aşık olursunuz ah ah evet neyse geçelim bakalım bu asi ve özgürlüğüne düşkün kıza nasıl olucak bu beyfendi..
Kızın yüzünü görememiştim ama babam la Adnan abi konuşuyorlardı olayı biz galiba ortasında yada başında gelmişti kızın cesurluğu beni benden almıştı kimdi bu kız tam merakıma yenik düşecekken babam sordu "hayırdır Adnan ağa kimdir bu cesur kız" dedi otururken "kızım asil" dedi sadece "senin oğlun yokumdur kızın nasıl" dedi "ölen eşim den kızım ajin ağa ah 6 senedir yoktu buralarda yeni geldi abisi zaten kimsenin bilmesini istemedi onu korudu koladı ama büyüdü artık" dedi bıkınca soluk verdi "ve sen kızına silah çektin öyle mi ağa" dedim "tam da öyle denmez evlat bizim ateşimiz bizi yakacak" dedi ona döndüm "Adnan amca o kıza dokunma bile" dedim bir anda niye böyle birşey demiştim bilmiyorum babam omzuma vurdu "hele sakin oğul amcan ne yapacak kıza" dedi "orasını bilmem" dedim sinirle Alparslan abi geldi tam lafın ortasında "hayırdır ağalar ne konuşursunuz" dedi babası ona dönüp "senin yaramaz kardeşini konuşuruz" dedi sinirle "benim kardeşim hakkeden hak etiğini verir yaramaz değildir" dedi bu dediği keyfimi getirmişti demek ki abisi koruyordu bu güzeldi "hoş geldin yiğit ağa" dedi bana gülümsedim "başta hoş bulamamıştım ama senin bu sözünden sonra hoş buldum Alparslan ağam" dedim gülümsedi "eyvallah" dedi babam "ee ağalar yokmu bir evlilik ben bir kaç şey duydum" dedi babam Alparslan'a bakarak "doğrudur doğrudur hanımım birazdan hanımlar gelince gelir ağam" dedi babam bana döndü "bide bizim oğlana bir kısmet bulsaydık" dedi "baba" dedim "tamam tamam" dedi sert ve omzuma vurarak "işler nasıl yiğit" dedi "iyi abi bildiğin gibi yurt dışına ihracat felan sizin nasıl" dedim "iyi iyi inşallah daha iyi olacak" dedi "inşallah" dedim izin isteyip kalktım yanlarından birinin sesini duyarak merdivenlerden çıktım karşımda yine arkası dönük turuncu saçları rüzgardan uçuşan o kız vardı adına yakışır bir halde oturuyordu söylediklerini dinlemeye başladım tek tek hepsini ne yaşamıştı bu kız diye düşündüm sesizce indim ordan geri ağaların yanına geldim oturdum Alparslan ağa bana baktı "gel otur burda bizle onlar yine konuşuyor yaşlı heyeti" dedi gülümsedim Kaan'a Mert'e ve poyraza erkek selamı verip oturdum yanlarına hepsi birinden bahsediyordu bana dönmüştü bir anda soru "abi ben zamanı gelince inşallah söylerim size" dedim Alparslan abi bana döndü "inşallah zaman senden almaz kardeşim" dedi acı bir tebessümle "inşallah" dedim babam bize bakıp yanına çağırdı "yapalım zaman konuşalım çocuklarla" dedi babam Alparslan'la yanlarına gittiğimiz de "biz birşey konuştuk oğlum" dedi babam onu dinlemek için konuşmuyordum "biz bir iş ortaklığı düşündük" dedi "iş ortaklığı" dedi tekrarlayarak sesizce onları dinliyordum "hem aile bağımız olsun hem iş ortaklığımız" dedi Adnan amca "anlamadım" dedim sert bir tonla Alparslan da benden sonra "ne diyorsunuz siz ağalar" dedi "bunu birazdan anlarsınız" dedi ikimizi de susturdular herkes toplanıyor diye yemekler yeni çay içilirken bir anda Adnan ağa lafa daldı "hepiniz hoş gelmişsiniz buraya sizi Kaan oğlumuz ve eflal kızımızın evliliği için toplandık bilirsiniz ama size bir haber daha vereceğiz" dedi onlara anlamsız bakıyordum babam yaptığına pişman olmuş gibi durdu bir ama Adnan amca "demir ler ailesinden yiğit ağa ile aslan ailesinden asil kızımızın da haberini vermek istedik çifte mutluluk olsun hadi hayırlı uğurlu olsun" dedi Alparslan ağa "ne dersin baba sen" dedi bende babama baktım "baba" dedim sadece sinirle "Şit" dedi ikiside "lan siz ne demek istiyorsunuz bu ne demek benim niye haberim yok bundan necisin ben" dedim bütün gözler bana dönmüştü babam "delirme kara oğlan delirme " dedi ayağa kalktım "söz verildi biti o iş yiğit ağa otur şuraya" dedi Adnan ağa "oturmuyorum lan kim demiş bana otur kalk " dedim sinirle ordan uzaklaştım hızla aşağı indiğime elinde bardaklarla kala kalmış kızı gördüm işte o an kalbim küt küt atmaya başladı neydi bu şimdi kendime geldiğimde anamın sesini duydum "oğlum o hüküm doğrumudur" dedi "babamın işleri ana işte" dedim sinirle kapıya doğru çıktım sinirle arabama bindim "bi kere de sor be adam bi kere sor kalp hastasısın diye o kadar yoldan geldim lan ben onun için nalet olsun" dedim bağrarak arabamın önünde duran kıza baktım kalbim yine küt küt atmaya başlamıştı "siktir" dedim arabadan çıktım "yiğit senmişsin" dedi "evet benim de sen kimsin" dedim "ben senin el hüküm verilen kızım" dedi biliyorum biliyorum da yüzünü hiç görmemiştim çok "bana bak ben seninle evlenmicem" dedi "kızım hükmü ben mi verdim sanki ben seninle evlenmeye çok niyetliyim sanki " dedim "o zaman birşeyler yap" dedi iç sesim "oğlum kızı görünce kalbin volta atıyor hiç de istemiyormuşmuş" diyordu "yaptım zaten ama hükümü verdikleri için beni dinleyen mi var" dedim "sen nasıl ağasın o zaman be" dedi sinirle gözlerim dönmüştü bir hamleyle onu dönderip arabayla arama aldım "ne dedin sen" dedim kekeleyerek "bırak beni yoksa" dedi bu hali hoşuma gitmişti "yoksa" dedim bir anda yumruk yemek hiç planlarımda yoktu karnıma yediğim yumrukla öksürdüm "bu olur" dedi bileğinden tutum "bak" dedim iki elini de kitlemiştim yüzüne yaklaştım kulağına eğilip "beni zorlama" dedim geri çekildiğimde kıpkırmızı olmuştu tek elimle tutuşum elini bıraktım "şimdi gir içeri üşüme hadi" dedim "sanane lan" dedi "bak"dedim "t-tamam" dedi konağa doğru girdi arabaya binip konağa doğru sürdüm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah ve Beyaz
Teen FictionKadın "Bana bak ben seninle evlenmeyeceğim" dedi ama kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu neden böyle bir his vardı içinde oda anlam verememişti herkese diz çökmeyen kalbi bu. Adam için nasıl bu kadar hızlı atıyordu... Adam "kızım hükmü ben mi ver...