Genç kız masanın bir ucuna oturmuş, metal çubukları eline alarak yemeye başlamıştı. Gün içinde kurt gibi acıkmıştı. Niyahetinde şu masaya oturup karnına yemek diyebileceği şeyler girecekti. Lakin babasının konuyu açmasıyla öksürmesi bir oldu.
"Kızım benim için evlenir misin?"
Kızı boğazında kalan yemekle öksürürken babası gelerek sırtına bir kaç kez vurmuş, su içmesi için ona yardım etmişti. Kız şaşkın şaşkın babasını izlerken babası hemen yanına oturmuştu. Kendini toparlayıp söze devam etti.
"Bak kızım. Borç batağında boğuluyoruz. Sen olmasan aylık mutfak giderini dahi karşılayamazdım. Yaşım ilerledi. Yarın öbür gün ölürsem bu adamlar senin başına musallat olmayacak mı sanıyorsun? Sen bizim kurtuluşumzsun!"
Zuha babasının dediklerine takıldı. Düşündü düşündü. Daha çok düşündü. Babası haklıydı ama bunun için illaki evlenmek zorunda değildi.
"Baba cidden evlenmek zorunda mıyım? Başka bir seçenek yok mu?"
"Yok. Maalesef. O piçin üzerime yıktığı tonlarca borç yüzünden gün geçtikçe faizim de artıyor. Yarın öbür gün evimizi de alırlar elimizden."Zuha evini seviyordu. Bir şekil haciz gelmesini önlemişlerdi. Ufak bir evdi. İki katlı. İkinci katı çatı katıydı. 3+1 bahçeli bir evdi. Burayı kaybetmek istemiyordu. Babasının da sürünmesini görmek istemiyordu.
"Bunu biraz düşünmeme izin verir misin lütfen?"
"Tabiki! Cevabını olabildiğince hızlı vermeye çalış "
"Tamam baba."Odasına çıkan genç kız kapısını kapattı. Kendini yatağının üzerine serbest bıraktı. Bunu cidden istiyor muydu bilmiyordu? Babası için başka bir adamla aynı evi paylaşmak onu rahat hissettirecek miydi? Buna tam olarak karar veremezdi. Sonuç olarak karşıdaki kişiyi tanımıyor. Biraz daha düşündü. Yıllarca borçların altından kalkınmayı, babasından sonra başına bela almayı, birazda olsun babası için bunu göze alıcaktı. İçinin rahat etmesini de istediği için o kişiye buluşmayı teklif edicekti. Odasına ayrıldıktan bir saat sonra filan geri döndü. Babası onu bekliyordu. Kızını gördüğünde hemen ayaklandı.
"Düşündün mü Zuha?"
"Evet baba.... Ama emin değilim. Bu yüzden senden birşey isteyeceğim."
"Tabiki!"
"Baba sen haklısın lakin o kişiyle buluşup görüşmem gerek. "
"Tamam kızım hallederiz. Ben telefon görüşmesi yapayım o zaman."Zuha'nın babası telefonunu alıp bahçeye çıktı. Zuha'da kafası dağılsın diye masanın üstündekileri mutfağa taşıdı. İştahı kapanmıştı. Aç olmasına rağmen yemek görmek istemiyordu. Hayatını değiştirecek bir karar almıştı. Bunun ardında durması gerekirdi. En kısa zamanda aynı evi paylaşacağı adamı görmek istedi. Onunla bir anlaşma yapmak istiyordu. Büyükbabanın bugün onunla buluşmasını da anlamıştı.
Orta yaşlardaki baba eline aldığı telefonla bir an önce bay Namjoon'u aramıştı. Kısa sürede geri dönüş almıştı. Yaşlı adam pek ümitli değildi açıkçası. Birden bire evliliği kabul etmemesini anlayabiliyordu. Bu yüzden kendini herşeye hazırladı.
"Efendim Bay Kim?"
"Bay Namjoon! Kızım torununuzla evlenmeyi kabul etti ama öncesinde onu tanımak istediğini belirtti. Onlar için bir buluşma ayarlayabilir miyiz?"
"Tabikii! Uygunsa hemen yarın!"
"Peki efendim. Kızımın planlarını öğrenip size mesaj atacağım."Bay Namjoon bu habere oldukça sevindi. Yerini teslim edeceği torununun hemen arkasında bir o kadar efendi bir hanımın olmasını istiyordu. Bu görevde Zuha'ya binmişti.
Kızın babası içeri girdi. Ona konuşmalardan bahsetti. Yarın öğleden sonra saat dört gibi boş olduğunu belirtti. Buluşacakları yerin bir önemi olmadığını söyledi. Son olarak numarasını ve bu bilgileri Kim Namjoon'a iletti. Bu şekilde Sunghoon ve Kazuha iletişime geçeceklerdi. Zuha hâlâ tedirgindi. Evleneceği adamı, nasıl biri olduğunu ve en önemlisi onun kişiliğini merak ediyordu. Aslında öğrenmemesi onun için daha da iyi olabilirdi. Çünkü yarın evleneceği kadınla görüşecek olan Sunghoon şuan başka bir kızın kollarında uyuyordu. Ona sorarsanız eğer o da kim olduğunu bilmiyordu. Onun tek arzusu gerginliği yok edebilecek bir geceydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALLERİNA '
Fanfiction"koca yatağa ikimizde sığabıliriz, seni yiyecek halim yok herhalde!" "..."