Dediklerini anlamıyordum. İlk önce babamı kimin öldürdüğünü sorgulamamı istemişti şimdiyse onun adamı olduğunu söylüyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Nasıl davranmam gerektiğini de.
Önümdeki viskiden bir yudum daha aldım. 3. bardağımı bitirirken yavaştan midemin bulandığını hissediyordum.
"Bana en başında,babamı kimin öldürdüğünü sorgulamamı istedin. Şimdiyde babam için çalıştığını söylüyorsun. Daha fazla saçmalamadan Cemil'in yerini söyle." Dedim çattallaşmış ses tonumla. Normalde duygularımı belli etmezdim ancak konu annem veya babam olursa istediğim gbi davranamazdım.
"O zaman şöyle söyleyeyim. Babanı öldürmeye çalışıp öldüremeyen kişi senin en yakının. Ve eğer ki bana inanmıyorsan benimle gelebilirsin. Daha doğrusu bizimle." Deyip baş parmağıyla arkasını gösterdi.
"Yalan söylüyorsun." Dedim sert bir şekilde.
"Yalan mı söylüyorum sence? Haftada bir gittiğin o mezarın içinde bir ceset olduğunu düşünüyor musun gerçekten?"
"Ne saçmalıyorsun lan sen?" Diye ayaklandığımda sesim herkesin kulağına gidecek kadar yüksek çıkmıştı. Aynı zamanda belimde bulunan çapı 9mm olan beyaz sig sauer'ime elim gitmişti ki. Bu Güneş ve Geceyi ayağa kaldırmış benimle aynı pozisyona gelmelerini sağlamıştı. Bu tavırla herkesin gözleri bizim üzerimize dönmüştü.
"Kızlar oturun." Dedi Akif sakince.
"Ama Akif si-" Güneş konuşurken Akif onun lafını böldü.
"Size oturun dedim,hemen." Arkasını tam dönmeden Güneş ve Geceye karşı bağırmıştı.
"Sana gelirsek meselemizi asla bir başkasına duyurmuyorsun. Tamam inanmadın, okey. Ama meseleyi asla Ozan ya da onun yancıları öğrenmesin. 10 dakikaya Ozan arar seni. Cemil'i evine yolladım. Ayrıca Cemil'de bildiğini bilmesin yoksa seni bir saniye geçmeden öldürür." Eliyle kızlara kalkmaları için hareket yaparken kendisinide viskisinden son yudum alıp kalktı.
Biraz ilerledikten sonra sanki bir şeyi hatırlamış gibi yaparak bana doğru adımladı. Yanıma geldi,daha doğrusu dibime girdi. Kulağıma doğru eğildi.
"Eğer gece konuşmak istersen ya da bir şeye ihtiyacın olursa birazdan mesaj gelecek numaradan bana ulaşabilirsin." Diye kulağıma fısıldadıktan sonra yavaşça geri doğruldu ve bir kaç saniye gözlerime öyle baktı. Ama bir baktı ki kendimi çok derinlerde hissetmiştim.
Cemil'in evine geleli 1 saat olmuştu. Herkes koltuklarda oturmuş Cemil'in kendine gelmesini bekliyordu. Akif Aliler gittikten 5 dakiak sonra Ozan aramıştı. Beyaz bir Megan Cemili evin önüne tabiricaizse atmış ve kayıplara karışmıştı.
"Gözlerini açtı Cemil Abi. İsterseniz gelin bir bakın." Diyen tabii ki Ecemdi.
"Hadi." Deyip herkesi ayaklandırdı Ozan.
Odaya gittiğimizde Cemil bitkin bir şekilde yatıyordu. Ecem ağrı kesici yapmış olmalıydı aksi halde asla bu şekilde sakin yatamazdı. Gergin yüz hatları,yaşına rağmen halde karışmamış ve oldukça yakışıklıydı. Sağ gözünün altı morarmış, dudağının kenarı patlamıştı. Elmacık kemiği morarmış ancak yakışıklılığı bu yaralarla bile kapanmamıştı.
Ozan,Ecem ve ben yatağın sağ tarafına geçerken diğerleri kapının önünden bu tarafa bakıyorlardı.
"Baba iyi misin? Nasıl hissediyorsun?" Diye sakince sordu Ozan.
"İyiyim,evimden gidip beni yalnız bırakırsanız daha iyi olacağım." Dedi Cemil sesinden de belli olan bıkkınlıkla.
"Ama baba bir şey yapmayacak mıyız? Sen kim olduğunu bile söylemedin."
"Bu konu hiçbirinizi alakadar etmiyor. Evlerinize gidin ve biraz dinlenin. Yarın Fransızlarla önemli bir silah ticaretimiz var. Size önemli bilgileri Kenan yollar." Dedi Cemil kestirip atarken. Kenan da onay vererek Cemili destekledi.
Eve geleli yaklaşık yarım saat olmuştu. Ozan kendi evine gitmeyip bana gelmişti. Kahve yapmıştım ve şimdi salonda oturmuş karşılıklı sigara içiyorduk.
"Sence neden bizim bilmemizi istemiyor?" Diye merakla sordu Ozan.
"Bilmiyorum ama bu işe burnunu sokma. Ayrıca ondan gizli bir iş yaparsan sonunda ne olur biliyorsun." Dediklerimi bir süre düşündü ve sonrasında hak verir gibi kafasını salladı.
Sigaramı ve kahvemi bitirdikten sonra kendimi düşüncelere atmıştım. Numaraya yazıp yazmamak arasında gidip geliyordum. Söylediği şeylerin hepsi ortalığı kasıp kavuracak şeylerdi. Umarım bu yalnızca yeraltından bazı aptalların beni kandırmaya çalışmasıdır diye içimden geçirdim.
Beni düşüncelerimden alan şey Ozanın yanıma oturmasıydı. Karşımdaki duvara dönük yüzümü baş ve işaret parmağı yardımıyla kendine döndürdü. Ve hiç beklemeden dudaklarıma kapandı.
Dudaklarını dudaklarımda hissetmek benim ıslanmama bile yetmişti. Ozan seksi iyi bilen biriydi. Benim haricimde bir sürü kadınla yatmıştı belki ama şuan hiçbiri umrumda değildi.
Beni öperken bir süre sonra öpüşleri sertleşmişti. Anlık hareketiyle tişörtümü çıkarıp avuçlarını göğüslerime bastırdı. Dudağımdan çeneme,çenemdense iki göğsümün ortasına kadar öpücüklerini durdurmamıştı. Bir yandan sütyenimden taşan göğsümü yalayıp ısırırken bir yandan acıtacak şekilde sıkıyordu.
Islaklığım artarken beni kalçamdan tutup kucağına oturttu. Sütyenimin kopçasını çıkarıp göğüslerimi ona sunmamı sağladı. Artık yalnızca sıkmıyor meme uçlarımı da ısırıp daha sonra ağzında yumuşatıyordu.
"Mmmhh belki de daha sert sürtünmelisin bebeğim." Dedi Ozan inlemelerinin arasından konuşurken.
Kucağında otururken bile hissettiğim sertliğini ağzıma almak için kucağından kalktım. Önünde eğildiğim bir pozisyona gelip pantolonunu çıkarması için alan açtım. Çıkardığı pantolonu kenara atarken erkekliği boxerın üstünden bile damarlı ve oldukça kalın gözüküyordu. İçime almak için sabırsızlanırken ellerimi boxerın üstüne atıp okşamaya başladım.
"Aahh Leyan, güzelin parmaklarını kullanmayı kesinlikle iyi biliyorsun."
Okşerken aldığı zevkle beraber kafasını geriye atmıştı. Kafasını geriye atmasıyla beraber ortaya çıkan adem elması beni çok daha fazla azdırmıştı. Daha fazla dayanamayıp Ozanı delirtecek yavaşlıkta boxerını çıkardım.
Erkekliğinin önce başını ağzıma alıp bir süre dilimle oynamıştım. Sonrasında yavaş bir şekilde ağzıma almaya başlarken Ozanın dayanamama ihtimalini göz önünde bulunduruyordum. Ne de olsa bu güne kadar hiç ağzıma boşalmasına izin vermemiştim.
Ozan sonuna kadar ağzıma almamı istediğini belli ederek saçlarımdan tutup beni kendine daha çok bastırdı. Her ağzıma girdiğinde inlemeleri daha çok artarken benim gözlerim her seferinde kayıyordu.
Boğazımdan gelen sesler onu daha çok azdırırken boşalmasına az kaldığını fark edip son kez sonuna kadar alıp ağzımdan erkekliğini çıkardım.
Karşısında pantolonumu ve külotumu çıkardıktan sonra yavaşça kucağına oturdum. Elimle erkekliğini kendime sabitlerken yavaşça üzerine oturdum. İçime girmesiyle boğazımdan gelen inlemeler benim içime daha sert girmesini sağlamıştı.
Oda tenlerimizin birbirine çarpışının sesi ile dolarken inlemerimiz daha da artmış ve sona yaklaşmamızı sağlamıştı.
"Ahh Ozan daha sert içime girmelisin. Lütfen daha sert!"
Ancak Ozan tam boşalacakken içimden çıkıp beni koltuğun hemen ilerisindeki orta sephaya yasladı. Bu sefer içime girerken oldukça sert ve hızlıydı. Erkekliğinin hepsi içimdeyken boşalmam için bir yandan kendimi okşuyordum. Böyle devam eden bir gecede kaç kere boşaldık bilmiyorum ancak Ozan bir şeylerin acısını benden çıkartıyor gibiydi.
Gece boyunca asla seksin zevkini alamamıştım. Çünkü hala Akif Aliyi ve söylediği şeyleri düşünüyordum. Suların biraz durulmasını ve sonrasında bir şeyler yapmayı düşünüyordum.