Mxourrs'un Yükselişi

71 5 12
                                    

Kardeşlik değildi bizimki. Yoldaşlıktı aynı yolu amaçlamış farklı ruhlar farklı bedenler. Yolun sonunda ya tek bir beden olacaktık yada paramparça olmuş bir çok ruh.

Tarih 2021 yılıydı. Türkiyede son zamanlarda soğuk günler eşlik ediyordu. Herkes sıcak evinde çay eşliğinde televizyonlarını izliyordu. Gündemde ise hatta sadece gündemde değil herkesin aklındaki tek soru Erebus kimdi ?

Bilemezlerdi bulunmazdı. Bir adım atsalar o adım bir başkasına çıkıyordu. Erebus bulunmazdı. O karanlığa aitti karanlık onla bir bütündü.

Bol pantolonu polo yaka tişörtü üstüne giydigi siyah ceketle bir çok kişinin dikkatini çekmeyi becermişti. Güzel bir yüzü üstüne çalıştığı belli olan vücuduyla fazlasıyla ilgi çekeciydi. Dış görünüşüyle çok masum dursada o Erebustu kaosun tanrısıydı. Diğer bir deyişle Oğuz.

Herşeye en baştan başlamak isterim. Alkaris bu grubu kurduğumda daha kimsenin bir şeyden haberi yoktu. Olacakları kimse bilmiyordu.

Karşımda Berk vardı. Aniden konuşmaya başladı. "Eskiden benimde böyle bir grubum vardı." Tekrar aynı şeyi dedi. Sürekli eski grubunun olduğundan bahsedip durur. "Ne oldu sonra neden dağıldı ? Gel anlat" dedim. Kafasını kaldırdı. Sevinçle yenımdaki sandalyeye geçti. "Şimdi abi. Öyle çok bı olay yok." Derin bir nefes alıp devam etti. " Ya benim Başak var ya o Başakla Okan diye  bı orospu çocuğu arasını yaptı. Sonra benim grubumu ele geçirdi." Uzun zamandır diyordu ama hiç araştırme gereği duymamıştım. Keşke araştırsaydım. "Gel dert etme yenisini kuralım" dedim. Sanki grup kurmak çok kolaydı. Olan grupta söz hakkı verecektim. Alkaris zaten yeni kuruldu ve en başından beri Berk yanımdaydı.

Artık Alkarisin yeni yöneticisi Berk olmuştu. Zaten çok bilinmeyen bir grubu beraber büyütmeye karar vermiştik.

"Berk kardeşim. Okanın yanına kalmasın bu. Okana karşı bı darbe yapalım." Düşünmeden cevap verdi.  "Tamam abi sen ne dersen o." Dedi.  İkimizde ayağa kalktık halletmemiz gereken çok fazla iş vardı. Bana göre alkarisin dönüm noktasıydı bugün. Odamdan çıkıp bir avuç insana baktım. Bu kadardı Alkaris. Şimdilik. Oyun yeni başlıyor.

Olan bir avuç insanın yanına inip plan tahtasına geçtim. OKAN yazıp daire içine aldım. Yazdığım gibi fısıltılar başlamıştı. "Abi bu Okan o Okan mı ? " Kimden bahsediyorlardı ? Berke baktım. "Evet o Okan" adama tekrar baktım. Gözlerinde saf korku vardı. Sadece onun değil olan bir avuç insanın her birinin gözünde korku vardı. "Tanrı mı bu Okan ? Neden bu korku ?" Kimseden çıt çıkmıyordu. Daha gür bı sesle "Yanımda mısınız değil misiniz ?" Dedim. Yine kimseden çıt çıkmadı. Anlaşılan tek başıma çözmem gerekti.

Sinirle kendi odama doğru ilerledim. "Kim bu Okan ?" Odama girip ardından kapıyı kilitledim. Rahatsız edilmek istemiyordum. Bilgisayarın karşısına geçtim. Okanı araştırmaya başladım. Anlaşılan sadece benim grubumu değil tüm Türkiye ondan korkuyordu.

Telefonun sesiyle tüm düşüncelerden sıyrılmıştım. Normalde açmazdım ama arayan kişi Başaktı. "Efendim" der demez konuşmaya başladı. "Sen kafayı mı yedin ? Ne demek Okana karşı olmak ? Sen ne halt yiyorsun ?  Senide o grubunuda yok eder yapma." Sadece kahka attım. "Ah Başak sen daha Oğuzu tanımıyorsun." Ardından telefonu kapatıp sessize aldım.

Haberleri tekrar okurken ilgimi çeken minik bir ayrıntı vardı. Okanın yaptığı işleri anlatırken hep bilinmeyen birindende bahsetmişlerdi. Görüntüsü yoktu. Sesi yoktu, ona dair hiç bir şey yoktu. Kimisine göre o kişi Okanı yöneten kişi. Ama bence o Okanın sağ kolu olsa gerek. Okanı yöneten biri varsa sahneye inmez. O kişiyi bulmam gerek.

Karanlığın Maskesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin