Maskeli Balo

1 0 0
                                    

Nerede nasıl davranacağını, hangi durumda hangi maskeyi takacağını biliyorsan, yeterince zekisindir.


Oğuz
Ve Oğuz, yeterince zekiydi. Selina'yı ekibe ani bir kararla dahil etmesinin elbette sebepleri vardı; amacı, Selina'nın bilgi aldığı kişiye ulaşmaktı. Selina bir yerde hata yapacak ve Oğuz onu bulacaktı.

Selina yaklaşık bir saattir yoktu. "Burak, şu kız nerede?" dedim. Arabada zaten izlemek için bir cihaz vardı telefonuna dinlemek ve takip için bir sistem kurmuştum" Abi, telefonu binada görünüyor, araba ise bir binanın önünde gözüküyor." Nereye gitmişti ki? "Burak, git, Kaplan’ı çağır, biz de gidelim bakalım neresiymiş," dedim.

Haberleri aldığı yer mi? Bilgi verdiği ya da aldığı kişi mi? Hangi gruptandı ki? Of Selina, bir köstebek çıkarsan, seni Kaplan’a çiğ çiğ yem ettireceğim.

"N'oldu NEG4N?" dedi Kerem. Ne olacak Kaplan, alt tarafı kuzu avlıyoruz. "Selina Hanım'ı basmaya gidiyoruz, bakalım kimle," dedim ve odadan çıktım.

Garaja inip siyah motoruma bindim. Kaskımı takıp gazı kökledim, diğerlerini ise  beklemedim.

Bir saat bile olmadan gelmiştim. Dört katlı eski bir binaydı burası. Burada ne işi var ki? Burak’ın arabası, binanın karşı kaldırımına yakın bir yerde park etmişti. Arabaya yaslanıp bir sigara yaktım ve beklemeye başladım.

Niks zeki biriydi, kabul; ama yanlış düşünüyordu. Doğru oyun, yanlış strateji.

Biraz sonra Kerem ve Burak hızla geldiler. Kesin yine yarışmışlardı. Sokak dar olduğu için biri önde, biri arkada gelmişti. "Ben kazandım!" diye bağırarak indi Kerem. Burada olduğumuzu daha nasıl belli edebilir ki? "Şş, sessiz ol, biraz daha bağır cümle alem duysun" dedim.

Bina kapısını Kerem açtı. "Sırayla tüm katlara bakalım mı?" dedi Burak. "Evet, tüm katlara bakacağız. Siz birinci ve ikinci katlara bakın, ben üçüncü kata bakayım; en son dördüncü katta buluşuruz," dedim ve üçüncü kata çıkmaya başladım. Her katta iki daire vardı.

Kata vardığımda ilk kapıyı çaldım. İçeriden yaşlı bir adam çıktı, yüksek ihtimalle bunamıştı. Diğer kapıdan ise bebek maması içinde kalmış, kucağında bebeğiyle bir kadın çıktı.

Diğerleri de yanıma gelmişti. Üst kata çıktık. Sağda mı, solda mı? Bakalım neredesin, Niks Hanım. Bence solda İçimdeki sese güvenip soldaki kapıya yöneldim. Kapıyı çaldım ve beklemeye başladım.

İçeriden gülme sesleri geliyordu. Kapı açıldı ve omzunun biraz altında dalgalı siyah saçları olan, buğday tenli bir kadın kapıyı açtı. Üzerinde parlak, uzun bir elbise vardı; adeta bir mücevher gibi parlıyordu. Arkasında ise Selina duruyordu. Onun üzerinde de farklı renkte ama benzer bir elbise vardı. "Ne oluyor burada?" dedi Burak. Bize kapıyı açan kadın yana çekilip "İçeri gelmez misiniz ?" Diyip bizi içeri davet etti.

Pastel yeşili duvarlar, her yerde çiçekler ve bitkiler… Salonda küçük bir kitaplık, küçük bir televizyon, bir örgü salıncağı iki kişilik bir koltuk ve Koltuğun önündeyse salon orta sehpası vardı. Küçük bir evdi; biz beş kişi nasıl sığacaktık, merak konusuydu.

Ben koltuğa oturdum, yanımdaki yere Kerem oturdu. Burakta yönelmişti ama Kerem hızlı davrandı. Burak da mecburen yere çöktü. Selina salıncağa geçti. Diğer kadın kendine küçük bir sandalye getirdi.

"Eee, burada ne yapıyorsunuz bu kıyafetlerle?" Cidden merak etmiştim. Yanındaki kadın kimdi? Hiçbir grupta görmemiştim. "Ben Nazlı," dedi ve Selina'ya baktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: a day ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlığın Maskesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin