Gözlerimden elmacık kemiklerime, burnumu geçebilen göz yaşlarım çenemden aşağı düşüyor yavaş yavaş.
Tanıştığımız kütüphanedeyim. Buraya her ay geliyorum aslında. Senin en sevdiğin kitabı okuyorum.
Belki yüzlerce kez bitirdik o kitabı. Ama hiç bir zaman sonunu anlayamamıştık. O son satırı, vedasını. Kulağımızdan geçen ufak fısıltısını anlayamamıştık.
Bu gün kütüphanede o kitap yerinde yoktu.