Bazen hayatın kötülüklerine ve sanşsızlıklarına karşı bir el kadar da olsa maneviyatta kocaman bir yüreğiniz vardır.
Günlerden yine soğuk bir gündü. Aralık ayının sonlarıydı ama kar yoktu ama içimize işleyen Ankara ayazı vardı. Bende her zaman ki gibi sabahın ilk ışıklarında simit satmak için evden cıkcam. Annem her zaman ki gibi her zaman gibi yine yüzü buruk ve memmun değildi. Halime üzlüyordu.
Bende onu gördükçe içim içimi yiyordu.
Ve annem bana dönüp dedi ki: ''Selimim Allah'a emanet ol yavrum kendine dikkat et.'' dedi. Bende ona gülerek 'Dikkat etcem anne' dedim ve yola çıktım.
Her zaman ki gibi bizim sokaktan yürüyordum. Köşeyi döner dönmez her zaman ki gibi Saliha teyze camdan sepetini sarkıtmış.ve bana seslenerek ' Oglum yanık olanlarından üç tane koyu ver sepete' dedi gülümsyerek.
Saliha teyze her zaman alırdı benden ihtiyaı oldugu için almazdı sırf benim şu soğukta evime para götürmem içi alıyordu.
Yürümeye devam ettim. Yine o kızın evinin önüne geldim 'simitçiyaaa' diye bağırıyordum. Sırf duyar belki simit alır diye düşünüyordum. Ama hiçbir günde çıkıp almazdı. Nur bizim sınıftaydı ama hiç konuşmamıştık çünkü ben sınıfta yeniydim kimseyle doğru dürüst arkadaşlık kuramamıştım. Ama hoşlanıyordum.
Nurgilin camlarına gözümü dikip bakardım. Perdeyi bile açmadı. İçimden geçirdim tabi güzel kız bizim gibi culsuza mı bakcak dedim.ve kafamı iki tarafa dallayarak gülümsedim.
Bir ses geldi. Bir anda pür dilkat kesildim bakkalcı Ekram amca bağırıyordu. 'Selim yanıma gel' diye bende hızlı adımlarla yanıma gittim.
'İki simit ver bakalım' bende iyilerinden seçip verdim. O da ' Hadi bakalım otur kahvaltı yapaşım' dedi. Bende oturdum oturmasam kızardı .
Bu insanları seviyorum onlarda beni severlerdi hem çalışkan hem de güzel ahlak bir çocugum diye hep beni takdir ederlerdi.Halime de üzülürlerdi.
Çünkü babam çalışmaz annem, kardeşim ve bana kötü davranırdı beni çalıştırır parayı alır ve içki alırdı.
Ama ben herşeye tağmen gülümserdim.
Onlar o gülümsemeyi görünce gözlerinin içi ışıldardı.bende anlar anlamaz hemen uzaklaşırdım.
Kahvaltı yaptım iyice dinçleşmiştim. güzeldi soframızda biraz beyaz peynir,zeytin,domatessimit ve sıcak Ekrem amca çayı doyum olmazdı kahvaltıya!
Simitlerimi satmaya devam ettim yarısından fazlasını satmış işim baya iyi gitmişti. Gün içerisinde belki de biterdi. Ama hava gürlemeye başladı. Bende hızlı adımlarla fırına yürüdüm kalan simitleri verdim. Bugün iyi hasılat yapmıştım 22 lira 75 kuruş iyidi. Eve doğru yürümeye başlamıştım yağmur kapıdaydı. eve az kaldıyki yağmur bir anda bastırdı sorılsıkşam oldum eve varmayı başardım.
Annem heyecanla kapıyı açtı ve bana baktı. Bende "selamun aleykum anne " dedim . İçeri girdim annem "aleykum selam oğlum" cebimden parayı cıkardıö ve anneme uzatmıştım ki yüzüme doüru bir gölge indi ve yere yığıldım o anda.
Canım acımıştı. Babam söyleniyodu "parayı bana verceksin annene değil aptal anladın mı " annem o sıra bana sarılmıştı daha fazla vurmasın diye o da kapıyı çarparak çımıitı.
Annemde ağlıyordu. Dudağım ağrıyordu evet agrıyordu çünlü açılmış kanıyodu. O sırada kapının orda kardeşim elif gördüm. Hemen ağlamayı kesip ayağa dikildim ve "anne gömleğimi ütüledinöi yarın okul var" annem hafifçe ayağa kalktı. Bende kardeşim yanağına bir öpücük koydum ve odaya doğru yürüdüm. Kapıyı hafifçe araladım ve anneme " bir gün mutlu bir sabaha ıyancaz" dedim. O da gülümsedi tamam der gibi kafasını salladı.
