geceler bana seni hatırlatıyor, taegyu
Düşünüyorum.
Düşünüyorum ve yine düşünüyorum.
Bazen yaptığım tek şeyin deli gibi düşünmek olduğunu biliyorum, ama bunu durduramıyorum. Beynim bedenimden bağımsız bir et parçası olarak hareket etmeyi öyle seviyor ki, kendimi hiç bulmamam gereken yerlerde buluyorum.
Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Üstümdeki kareli gömlek bile burada olmamam gerektiğini bas bas bağırıyorken, ben yalnızca başka bir içki alıp kafayı bulmak istiyorum. Belki de hiç uyanmamak üzere uyumak.
Deli gibi dans etmek, birilerini öpmek ve yarını düşünmemek. Ben bugünü yaşamak istiyorum, bugünü yaşayıp yarın ölmek ve pişman olmamak. Son günümü ayyaş bir aptal olarak geçirmek.
Cesedimi kimse bulmasın ama, insanlar uğraşmasın. Öylece çürüyüp toprağa karışırım ya belki, iş de çıkartmam kimseye hem. Yük olmam, sevmem zaten yük olmayı. Kendi kendime yaşayayım, sonra kafamı bi yerlere çarpıp öleyim; biraz da para olsun hesabımda, ölmeden önce bağış yaparım belki. Günahlarımdan arınmak isteyişimden değil, çocuklar mutlu olsun.
Ben zaten cehenneme mahkumum, çekip çıkartmaya çalışmasınlar.
Kafam biraz karışık, bu içki ise daha fazla karıştırıyor ama içmekten vazgeçemiyorum. Bağlıyor ya kendine, boğazındaki his bile hoşuna gidiyor işte. Sevmek de böyle, yakar ama öyle hoşuna gider ki bırakamazsın bir türlü. Acıtsa da sıkıca tutunursun bazen, güzel bir hisle kaplanır vücudun. Bulutlardaymış gibi deyimi de buradan geliyor sanırım. Güzel benzetme.
"Buradasın."
Kafamı sesin geldiği yöne doğru çeviriyorum, bana bakıyorsun. Mekanın iğrenç ışıkları bile saçlarını öyle güzel aydınlatıyor ki bakmaya doyamıyorum. Tekrar hatırlıyorum bu cehenneme katlanma nedenimi, çünkü karşımda duruyorsun. Bana bakıyorsun, her zamanki umursamaz halin üstünde.
Dünya insanların etrafında dönmez ama sen yanımdayken hep öyle hissediyorum, benim dünyam sensin. Yüz vermiyorsun hiç, ama onca insan yerine hep benimle konuşuyorsun ya; o zaman kalbim öyle hızlanıyor ki ölmek yerine yaşamak istiyorum.
Beni yaşat istiyorum hatta.
Uzamaya başlayan saçını kulağının arkasına sıkıştırırken içkimi kendi önüne çekiyorsun, tadına bakıyorsun ve ben gözlerimi parlayan dudaklarından çekemiyorum.
Şimdiye kadar kimseyi senin kadar öpmek istemediğimi fark ediyorum yine. Dolgun kırmızı dudakların, beni günaha davet ediyor ve ben hayatımın en güzel günahını işlemek istiyorum.
"Buradayım." diyorum, gözlerim küçük bar tezgahının üstünde duran ellerimin üstünde geziniyor. Ellerim ne güzel dururdu seninkiler arasında.
"Alışmam diyordun, benden bile daha sık geliyorsun artık."
Sana bakıyorum, biçimli kaşlarını kaldırıp hafifçe gülümsemen benim de gülümsememe neden oluyor. Gözlüğümü parmağımın ucuyla düzeltiyorum ve omuz silkiyorum.
Alışmam sanıyordum, fakat senin burada olman her şeyi değiştiriyor. Artık bağımlısıyım buranın, tıpkı sana olduğum gibi.
"Biraz öyle oldu."
Kafamı aşağı yukarı salladığımda gülümsemen genişliyor, sonra "Tatlısın." diye mırıldanıyorsun ve ben kalp ritimlerimi sayamaz hale geliyorum. Uzanıp yanağımdan makas aldığında ise kafamı öne eğiyorum ki yanaklarımın senin için nasıl da kızardığını görme. Ben utancı ilk kez seninle yaşıyorum.
Sağlam duvarlarımın ardında kalan kişiliğime ulaşırken hiç zorlanmıyorsun bile, gardımı nasıl bu kadar çabuk indirebiliyorum sana karşı?
"Beomgyu."
Bir kız yanımıza yaklaşırken kafamı kaldırıyorum, sana doğru geliyor. Yanında durunca elini onun beline sarıyorsun. Bu kadar mı kolay senin için birine dokunmak?
"Gelmiyor musun?"
Kız cilveli bir şekilde konuşunca yüzümü buruşturmamak için içkimden içiyorum, bakışları birkaç saniyeliğine bana değiyor.
Güzel kız, Beomgyu güzel kızları sever. Tanıdığım andan beri en iyi anladığım şey de bu.
"Geleceğim birazdan, git sen."
Kıza hafifçe gülümsüyor, giderken de arkasından izlemeye devam ediyorsun. Gözlerin kızın tüm vücudunda dolanınca göz devirmeden edemiyorum.
"Baksana," diyor ve gözlerini bana çeviriyorsun. "Hiç kızlarla takıldığını görmedim, öylece oturmak yerine biraz eğlenmek istemez misin?"
Bardağı dudaklarımdan çekerken kaşlarımı kaldırıyorum, yüzündeki gülümseme hoşuma gidiyor ama belli etmiyorum.
"Nasıl?"
Senin sorduğun soru muydu hatalı olan yoksa benim merakıma yenik düşerek cevap vermem mi bilmiyorum. Elimden tutup beni arkadaş grubunun olduğu masaya çekerken son günüm gibi yaşamak istediğim gecelerden biri olacağını bilsem yine de gelmek ister miydim? İsterdim elbette.
Ben seninleyken cehennem ateşinden bile daha çok yanar, yavaşça aşk denen o acıyı hissederim. Sonra çeker giderim bu dünyadan, kurtarmaya çalışmasınlar.
_
böyle bi sey yazmak bana da yabanci ama fena değil diye dusunuyorum.
kısa bölümler halinde mini bi fic olcak, çok random yazmayi dusunuyorum.
umarım begenmissinizdir, seviyorum sizi <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
geceler bana seni hatırlatıyor, taegyu
FanfictionBen zaten cehenneme mahkumum, çekip çıkartmaya çalışmasınlar. |minific