1

71 5 2
                                    

"dilber! hadi kızım hadi." annemin sesiyle irkildim. kupelerimi taktim ve sade ve şık dügün kombinime bi göz attım.

 kupelerimi taktim ve sade ve şık dügün kombinime bi göz attım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

üniversiteyi bitirmiştim ve sonunda mardin'e evime dönmüştüm. lise ve üniversite boyunca asıl kültürümden oldukça uzaktaydım ama sonunda okulum bitmişti ve ait olduğum yerdeydim. uzun bi süredir burada olmamama rağmen döner dönmez adapte olmuştum. sanki hiç gitmemiş gibi.

bugün ise babamın arkadaşının düğünü vardı. aşiret düğünlerdeki az çok bilirsiniz. her şey oldukça abartılı ve gösterişli olmak zorundadır. döndüğüm günün ertesi düğüne gideceğimi tahmin etmemiştim tabii.

annemin acelesi beni hızlandırmıştı ve sonunda hazırlanmıştım. "hadi kızım arabaya hadi. geç bile kaldık." hemen dışarı çıktım ve arabaya bindim. annemde geldikten sonra araba çalıştı ve bizi düğünün yapıldığı yere yol aldı.

henüz uzakta olmamıza rağmen müziğin sesleri arabanın içine bile geliyordu. zaten gittiğimiz düğünün sahibi mardinin en şöhretli aşiretlerinden biriydi. barzani aşireti. dolasıyla abartılı ve şaşaalı olacaktı.

arabadan indim ve direkt gözleri üzerimde hissettim. tabii ki insanlar ailemi tanıyordu ama beni daha önce hiç görmemişlerdi. okul yüzünden çok az geliyordum ve geldiğimde de insanların beni görebileceği yerlere gitmiyordum. onlar için bir sürpriz gibiydi. annemler insanları selamladı ve babam düğünün sahibine gitti. biz de annemle kadınların yanına geçtik.

barzani aşiretinin hanımağası beni önce bir süzdü. ardından gülümseyerek. "maşallah rojin. kızın da pek güzelmiş. evlendirmeyi düşünmüyor musunuz? yazık olmasın güzelliğine." dedi. annem de "benim kızım pek seçicidir. şimdiye kadar birini beğenip de karşımıza çıkardığını görmedim." hanımağa güldü. "okuduğu yerden değil. buradan bi koca lazım ona." dediklerine pek takılmadım. annemler konuşurken birden bi adam geldi.

esmer tenli, sakallı, uzun boylu hatta iri bi adamdı. bana bakmadan yanımdan geçti ve hanımağanın elini öptü. "bak rojin, işte böyle biri lazım ona." dedi ve güldü. "hoşgeldin miran oğlum." demek adı mirandı. adamla bir şeyler daha konuştular. ardından miran yüzüme baktı ve sonunda onu net bi şekilde görebildim. ela gözleri resmen ruhuma bakıyordu. "sen de dilber olmalısın. hiç görmedim seni. okuyormuşsun sanırım."
"evet, yeni bitti okulum. bende evime döndüm." hafif gülümsedi. "iyi bari. hoşgeldin." bişey dememi beklemeden gitti.  annem bana pis pis gülümsüyordu. "ne? ne düşündüğünü biliyorum. ama unut onu. mesleğimi elime alıcam ben."

düğün çoktan başlamıştı ve insanlar halay çekiyordu. neden bilmiyordum ama miran'ı tekrar görmek istiyordum. ardından onu halay çekenlerin arasında gördüm. gerçekten de yakışıklıydı. illa biriyle evlendirilecek olsam onu seçerdim, şüphesiz.

canım sigara çekmişti. bende kalabalıktan uzaklaşıp bi kenara geçtim. sigarayı paketinden çıkarıp ağzıma götürdüm. ama çakmak bi türlü yanmıyordu. ardından bi el bana uzandı ve çakmağıyla sigaramı yaktı. kafamı kaldırıp kim olduğuna baktım. mirandı. bi nefes aldım ve hafif geriye çekildim. "teşekkür ederim." siyah gömleği dardı ve kaslarını belli ediyordu. dikkatimi başka yere yönelttim. çakmağı çebine attı. "rica ederim ama içme. biri görmesin en azından. ne kadar dedikoducular bilmek istemezsin." "sağol ya." "ismin neydi bu arada?" "dilber."

bi anda ciddileşti. "her neyse dilber. direkt konuya girelim. benimle evlenmek zorundasın. şöyle bi bakıyorumda koskoca mardin'de senden daha iyi bi seçenek görmüyorum."

... devam edecek

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 23 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

evin • ffWhere stories live. Discover now