“Büşbüş” bir görüntülü arama başlattı.
“Günaydın,” gözlerimi hafif aralamış bir şekilde telefonun ekranına bakıyordum.
“Saat kaç?”
“7 buçuk kalk hadi, sen anca hazırlanırsın. Bende duşa gireyim sen gelene kadar çıkmış olurum.” dedi, Büşra
“Sabahın köründe, senin yüzünden uyanıyorum! Ve tek derdimiz sen sırf Uğur ile buluş diye Avm’e gitmek!” Uykulu gözlerimi hızla açtım ve yataktan kalktım.
“Şşş! Kocama laf etmez misin? Kurban olurum ben onu verene! Sende bizi buluşturacaksın, itiraz yok.”
“Kocomo lof otmoz moson,” dudaklarımı bükerek söyledikleri ile dalga geçtim.
“Pis zargana ayrıca, ne buluyorsun bunda?”
“Ah ahh!” diyerek, derince bir iç çekti Büşra.
“Sen gel bide ona benim gözümden bak.” gözlerinin içinden kalpler fırlayacaktı resmen.
“Ay kes kes! Kusacağım şimdi bir yerlere!” diyerek telefonu kapattım.
Dolabıma bakınmaya başladım fakat,
Giyecek hiçbir şeyim yoktu.Aslında vardı, bakıldığı zaman bir sürü kıyafet vardı ama aslında hiçbir şey yoktu. Bu paradoks her sabah beynimi yoruyordu
Elime gelen ilk tişörtü ve pantolonu giydikten sonra evden çıkmadığını halde Büşra’ya mesaj attım.
- Ben çıktım, hazırlan.
Evlerimiz arasında yarım saatlik yol vardı, eğer ben otobüsü kaçırırsam bu yol 1 saate kadar uzayabilirdi.
Güneş kremimi bolca sürdüm suratıma, yanmayalım sonuçta.
Ardından göz altlarıma kapatıcı geçtim, pudra ile sabitleyerek evden çıktım. Büşra’ya söz vermiştim aslında, makyaj yapmadan çıkacağım diye. Ama bu halde de çıkamazdım sonuçtaa.
Otobüs durağına yetiştiğimde otobüsün gelmesine 5 dakika vardı saat çoktan 8 olmuştu, eğer 9 a kadar orada olamazsam Büşra beni gebertebilirdi.
************
Otobüse bindiğimde her zamanki gibi ayakta kalmıştım, genciz biz sonuçta oturmak yakışmaz (!) insan değiliz ya!Yol boyu ağaçları izledim, kulaklığımın tekinin şarjı bitmişti. Ama kimseye çaktırmıyordum tabiki bu durumu.
Arkada çalan Sertap Erener içimi hüzünle kapladığı için müzik listeme girdim, ilk sıradaki şarkıya bastım.
En son ineceğim durağa yaklaştığımızı görünce inmek için kapıya doğru yaklaştım.
Otobüsten indiğim an Büşrayı aradım fakat açmadı, muhtemelen hâla duştaydı.
Evlerine doğru adımlarken kenardaki bakkaldan 5 tane dondurma aldım,
Kardeşlerine ve annesine de verecektim.Ayrıca, Büşra’nın annesi oldukça genç ve espritüel bir kadındı. Aşk hayatlarımızı dinlemeyi de çok severdi.
Kapılarının önüne geldiğimde anneannesi karşıladı beni;
“Hoşgeldin kızım,”
“Hoşbuldum Hacer teyze, ne yapıyorsun nasılsın?”
“Nasıl olsun kızım, uğraşıyoruz bu keretalarla. Sen Büşraya mı geldin?”
“Evet, beraber dışarıya çıkacağız.”
“Peki kuzum, çık hadi sen.”
Ardından Hacer teyzeye el sallayarak yukarıya çıktım. Büşra da tam duştan çıkmış ve üzerini giyinmişti.