1.Yeni Ev

26 2 0
                                    

Dışarıdan kıskanılası görünen bir ev,bir hayal misali parlayan ışıltılı duvarlar,dağın başında,o göklere kadar uzanan meşe ağaçları ve binbir türlü gizemle birlikte...Televizyon sesleri,arkadan gelen klasik müzik...Kulak kanatan sesiyle çalan telefon...Violet göz yaşları ve kanayan omzuyla sızım sızım telefon sesinin geldiği yere gitti.Gözlerinde korku vardı,aynı zamanda da kızgınlık.Hiç düşünmeden telefonu açtı.Kana bulaşmış elleri titriyordu:
"Alo?"
"Merhaba Violet."
"Kapa çeneni seni psikopat!Aaaahaaa!"
Çığlık atıyordu Violet.Annesinin cansız bedeni gözünün önüne geldikçe dehşete düşüyordu.Ses kesildi.
"Alo,alo?"
"Arkandayım sürtük!"

...

Araba ormanın içindeki yolda ilerliyordu.
"Bu evi almakla çok iyi yaptığımızı düşünüyorum David.Sizce de öyle değil mi çocuklar?"
Telefona gömülmüş olan Veronica yüzünü doğrultarak:
"Evet,bence de dağın başında bir ev alarak çok iyi bok yedik!"
"Veronica!" Veronica'nın annesi kaşlarını çattı.
Kırmızı şapkası ve yanına koyduğu kaykayıyla Veronica'nın yanında oturan Justin:
"O haklı anne.Bence de dağın başındaki bir eve yerleşmek hiç de akıllıca bir iş değil."
"Yanlış düşünüyorsunuz çocuklar.Dışarıda sizin sahip olduğunuz haklara sahip olmayan bir sürü çocuk var.Ayrıca evi görünce gözlerinize inanamayacaksınız."
"Anneniz doğru söylüyor."
"Ivy uyuyor mu?"
"Evet."
Ivy ailenin en küçük çocuğuydu.Henüz sadece 5 yaşındaydı.
"Ne kadar kaldı?"
"Vardık sayılır.Az daha sabredin."
Veronica'nın telefonuna bildirim gelir.
-Gilbert-
-Merhaba,nasılsın?
Justin bir iç çeker:
"Yine o avanak erkek arkadaşın mı?"
"Ne dediğini sanıyorsun Justin!"
"Veronica bize bundan bahsetmemiştin?"
"Neyden anne?Her zamanki Justin'in saçmalıkları işte!Neden ciddiye alıyorsun ki?"
"Abla!"
"Efendim küçük fıstığım?"
"Geldik mi?"
"Az kaldı canım."
Birkaç dakika sonra o evin karşısında durdular.
"Ee,nasıl buldunuz evi?"
"Yalan söyleyemem güzel görünüyor."
"Bence de."
"Ama yine de bu ürkütücü göründüğü gerçeğini değiştirmiyor."
"Hadi içeri girelim."

...

"Abla,ben uyumaya gidiyorum!"
"Tamam ablacım,sen git ben biraz daha televizyon seyredeceğim."
Salonda Veronica dışında kimse yoktu.David ve Catherine ve Ivy uyumuş,Justin de kimsenin yüzünü görmemek için kendi odasına çekilmişti.Veronica ise televizyonda korku filmi izliyordu.Güldü:
"Bu kadar banal bir fikir olamaz!Bu aileler her zaman lanetli evlere yerleşip hayatlarını mahvetmekte mükemmeller!"
Aniden bir ses duydu.Mutfaktan ayak sesleri geliyordu.Seslendi:
"Kim var orada!?"
Kafasını uzatıp mutfağın olduğu yöne doğru baktı,mutfağın ışıkları açıktı.
"Justin!Sen misin?"
Kalkıp mutfağa doğru gitti.Buzdolabı açıktı fakat kimse yoktu.Buzdolabına baktı.Kendine ayırdığı çikolata orada yoktu.
"Justin!Sana diyorum!"
Justin odasından çıktı:
"Ne var Veronica?"
"Çikolatamı sen mi yedin?Ayrıca bu ışık niye açık,buzdolabını da açık unutmuşsun."
"Ben mi?Ben mutfağa gitmedim bile."
"Ne demek ben gitmedim!?Kim gitti o zaman Justin?"
"Ne bileyim ben,o senin sorunun."
Justin kapıyı çarparak gitti.Veronica ellerini kaldırdı:
"Bu çocuğa gıcık oluyorum gerçekten!"
Veronica ışığı ve buzdolabının kapağını kapatıp kendi odasına gitti.Saat ikiyi 25 geçiyordu.Yorgunluktan gözleri kapanmaya başlamıştı bile.Çok geçmeden uykuya daldı.Duyduğunda insanı sinir eden sesiyle,alarm çalıyordu.Veronica uyku sersemliğiyle saatin üstüne vurdu ve saat yere düştü.
"Kahretsin!"
Yere uzanıp saati aldı ve nazikçe kapatıp masasının üstüne geri koydu.Good girl yazan terliklerini giyip odasından çıktı.Annesiyle babası mutfaktaydı.
"Anne?"
"Günaydın canım kızım.Kahvaltı hazır.Justin'i de kaldırır mısın?"
"Tabi anne.Ivy uyandı mı?"
"Ben onunla ilgilenirim."
"Peki."
Veronica terliklerini sürüye sürüye Justin'in odasına gitti.
"İnanılmaz,burayı da ne kadar kısa sürede kendi çöplüğüne benzetmişsin!"
"Kapa çeneni Veronica,abine saygısızlık yapamazsın!"
"Abi mi?Ne alaka?"
"Teknik olarak senden 13 dakika erken doğdum."
"Hahaha,çok komiksin!Neyse,boş yapma da kahvaltıya gel,seni bekliyoruz."
"Geliyorum birazdan."
Veronica geri mutfağa döndü.Sofrada peynirli omlet,çilek ve böğürtlen reçeli,kızartılmış ekmekler ve portakal suyu vardı.
"Oo anne döktürmüşsün yine!"
"Babanın da hakkını yememek lazım omleti ve ekmekleri o hazırladı."
"O zaman sana da bravo baba."
"Sağ ol kızım."
Gülüştüler.Onlar masaya oturup yemeye başladılar.Biraz sonra Justin de onlara katıldı.
"Çocuklar bugün annenizle biz ailecek bir şeyler yapsak iyi olur diye düşündük."
"Öyle mi?Ne gibi mesela?"
"Yeşilliklerin içinde bir orman yürüyüşü."
Justin ve Veronica hemen atıldı:
"Vaovv,ne kadar heyecan verici(!)"
"Öyle demeyin çocuklar.Hem gezersiniz hem de biraz temiz hava almış olursunuz."
"İyi,pekala.Madem öyle diyorsunuz.Bu arada internet neden çekmiyor?"
"Neden olabilir kıt kafalı kardeşim,dağın başındayız ya?"
"Anlaşıldı kıt kardeşim."
"Çocuklar birbirinizle böyle konuşmaya ne zaman bir son vereceksiniz?"
Veronica atıldı:
"Hmm,bir düşüneyim.Hiçbir zaman."
Justin de ona ukala ukala bakışlar attı.Bu iki ergen birbirleriyle kesinlikle hiç anlaşamıyorlardı.Kahvaltılarını bitirdikten sonra hepsi hazırlanıp dışarı çıktılar.Veronica ağaçların ortasında telefonunu yükseğe tutarak bağlantı bulmaya çalışıyordu.Justin ise kafasındaki şapkayla oynuyor,arada bir de üfleyip püflüyordu.Ivy'nin bebek arabasında keyfi pek yerindeydi.David ve Catherine ise sadece doğanın ve birbirleriyle olmanın tadını çıkarıyorlardı.Daha sonra karşılarına bir ev çıktı.Veronica şaşkınlıkla:
"Bu ucube yerde tek kişinin biz olduğunu düşünmüştüm." Dedi.
"Ben uzakta bir komşumuz olduğunu duymuştum.Onlar bunlar olmalı." Dedi Catherine.
Ev,iki katlı,bahçeli,sade bir dağ eviydi.Bahçede bitkileriyle uğraşan bir 60'lı yaşlarında bir adam onlara bağırdı:
"Merhaba,siz yeni komşularımız olmalısınız!"
Aile adamın yanına gitti.David:
"Evet öyleyiz." Dedi
"Siz?"
"Ben Glenn.Bu da torunum Thomas"
Diyerek 17 yaşında, 1.80 boylu,mavi gözlü torununu gösterdi.Veronica hayran gözlerle Thomas'ı süzüyordu.
"Ailesi vefat ettiğinden beri beraber burada yaşıyoruz."
"Başınız sağ olsun.Doğal sebeplerden mi?"
"Trafik kazası.Henüz çok gençtiler."
"Çok büyük bir trajedi.Mekanları cennet olsun."
"Amin,amin"
"Eskiden sizin evde yaşayan ailenin başına gelen de çok büyük bir trajediydi.Hepimiz şok olmuştuk."
"Eskiden bizim evde yaşayan aile mi?Ne olmuş ki onlara?" Catherine sorgulayan gözlerle Glenn'e bakıyordu.
"Bildiğinizi sanıyordum.Sizi gereksiz yere korkuttuysam kusura bakmayın."
"Ne oldu ki onlara?"
"Hepsi öldürüldü.Evden çığlık sesleri geliyordu ve bakmaya gittik.Oraya gittiğimizde her şey için çok geçti.Zavallı aile acımasız bir şekilde öldürüldü.Katilleri bulunamadı.Birkaç yıldır bu eve kimse gelmiyor."
Hepsi birbirlerine bakıyorlardı.Glenn bunu fark edince gülümseyerek:
"Aman canım,boşverin siz bunları.Zaten üstünden kaç yıl geçmiş değil mi?"
"Aynen,kesinlikle.Boş verelim." Bunu söyleyen David'di.Bir an önce bu rahatsız edici konuşmaya son vermek istiyordu.
"Biz gidelim o zaman."
Veronica ile Thomas birbirleriyle bakışıyorlardı.Thomas ona giderlerken el sallayıp gülümsedi.Veronica da ona el salladı ve gülümsedi.

Dağın BaşındaWhere stories live. Discover now