baya uzun zamandir buna bölüm atmamisim lansınır: 40 oy, 80 yorum.
<><><><>
ozgur suriye ordusu
+325 mesaj...
changbin:
iste amk sonra dedim ki sen kimsin belani
sikerim senin diye bir yukarı ciktimjisung:
niye oyle diklendin pezevenk cocuk bir sey yapmamis kichangbin:
bir dur da dinle aq
iste ciktim yukarı amına koyacam
ama oyle bir hisimla yani
cocuga bir baktim kedi resmen aq
korkmus korkmus bakiyo boyle bebek gibi melul melulminho:
abayi yakmissin kardesim hayirli olsunchangbin:
DALGA GECME PİCseungmin
tanrı da (ben) sizin belanizi versin
soyunuz sopunuz kurusun
sikiniz kuculsun
icinizde prezervatif kalsin
325 MESAJ NE CUKUNE KOYDUKLARIMjisung:
galiba gergin ama cok dikkatli bakarsanız
anlayabilirsinizminho:
her gecen gun daha da korkutucu olmaya
devam ediyo
bence arkadasligimizi bir gozden gecirmeliyizseungmin
sizi ben yarattım olm
AYRICA
ya yuce isa askina
su lanet bebek susmusken
azicik kafami vereyim ders calisayim
dedim
BU SEFER SIZ SUSMUYORSUNUZ
cukunuz kopar umarim
amenchangbin:
iyi arkadaslar biriktirdim hepsi
ailem olduseungmin
SIMDI DE BABASI AGLIYOR SORUNLU MU BUNLAR_________
Üst katta gelen ağlama sesleriyle sabır dilercesine gözlerimi yumdum.
Umursamamaya çalıştım ancak işin içine giren bağırma sesleri az da olsa endişelendirmeye başlamıştı çünkü oğluyla aramız her ne kadar bozuk olsa da Chan hyung'u severdim.
Kendi hâlinde bir adamdı, kimseye bir zararı da olmazdı.
Hâlâ susmayan seslerle birlikte yukarı kata yönlendirdim ayaklarımı.
Asansör de yoktu apartmanda, fakirlik işte.
Zili çalmamla kulaklarımın vefatının gerçekleştiğini
anladım ancak açılan kapıdaki Chan hyung engelledi yüzümü buruşturmamı.Şaşkınlıktan açılmış kıpkırmızı gözlerini diktiğinde gözlerime, içimde bir şey olmuştu sanki.
Tanrı vardı ya, ben en son üç sene önce böyle hissetmiştim.
Yüzünde 'neden burada bu amına koyayım?' der gibi bir ifade vardı ama görmezden gelmeyi seçtim o an.
"Chan hyung, şey ağlama seslerini duydum da. Bir sorun mu var diye merak etmiştim."
Duraksadı ama çok bekletmeden verdi cevabını.
"Yok, bir sorun yok. Teşekkür ederim sorduğun için, içeriye gel istersen. Kahve yaparım."
"Ay, çok isterdim ama ders çalışıyorum gerçekten. Başka bir zamana belki."
İkimizde gergindik ki, bu gayet doğaldı bence. Herhangi bir samimiyetimiz yoktu ne de olsa. Buna rağmen de beni evine davet etmesi saçmaydı fikrimce.
Ancak dayanamadım ısrarlarına, daha fazla itiraz etmeden içeri adımladım.
Ezbere bildiğim oturma odasına doğru ilerlerken gelen bebek ağlama sesleriyle kafamı duvarlara vurmak istedim adeta.
Anında göz göze geldiğim minik bebekle, olabildiğince kıstım gözlerimi.
Kinlenmiştim ona artık, kimse sevdiremezdi.
Biz minikle bakışmayı sürdürürken Chan hyung'un sesini duydum.
"Seungmin, mutfağa geçiyorum kahve yapmak için. İstiyorsan sen de gel?"
"Yok hyung sağol, iyiyim böyle."
"Ha o zaman, Seojun'a göz kulak olur musun rica etsem? Bu aralar hiç tek bırakmaya gelmiyor, bir şey olacak diye korkuyorum."
'Aman, ne güzel' diye ekledim içimden ama ona yansıtmadım tabii.
"Ay, tabii hyung. Bakarım tabii."
Dedim yüzümdeki yapmacıklığı on metreden belli olan gülümsemeyle.
Gamzelerini belirginleştirip gülerken, saçımı okşadı hafifçe.
"Sağol ufaklık."
Bense gözlerimi kırpıştırmakla yetindim sadece, basit bir hareketti belki ama içimde benim bile neden olduğunu bilmediğim bir şeyler oluşturmuştu o ayrı tabii.
Chan hyung gittiğinde Seojun'un kendi kendine emekleyip oyuncaklarıyla oynadığını gördüğüm için ben de telefonumu çıkarıp uğraşmaya başladım.
Telefonu elime aldığım an gruptan gelen mesajlar önüme düştüğünde küfredip geri kapattım.
Bu kadar mesajı ne ara attıklarını anlayamıyordum gerçekten.
Derin bir nefes alıp başımı geriye atmıştım ki gelen ağlama sesiyle anında başımı kaldırdım.
Başını tutmuş ağlayan çocukla birlikte iyice paniklerken bağırmaya başladım ne dediğimi bilememezlikle.
"Ay, çocuk yamuldu! Chan hyung!"
<><><><>
asla uzun bir bölüm olmadı ama ben uzun bölüm yazamiyorum WLDKWKFKWOFKWJF