Ya Bir Şey Olursa

8 0 0
                                    

Yorulmuştum yaralanmamıştım fakat dağdan inmek için o kadar çok koşuyordum ki dizlerimde derman kalmamıştı fakat sorun yok çünkü zaten böyle eğitildim güçlü olduğumdan dolayı genellikle sadece koşardım hiç yorulmadan bıkmadan hayatımda böyle geçmişti zaten sürekli koşar ve bir yere kaçardım kaçmaktan yoruldum gibi saçma şeyler söylemeyeceğim çünkü böyle hayatta kalıyorsam buna devam edeceğim, ancak tabiki sadece kaçmayacağım eğer her zaman kaçarsam iyi bir kılıç ustası olamam diğer insanların hayatları da önemli güçlü güçsüz olsun ayırmadan herkesi koruyacağım

Birazdan gündüz olacağı için rahatlayabilirim kılıcımı kınına soktum ve koşmaya başladım beni takip eden iblisler ise birer birer yanarak yok oluyordu kabul ediyorum zeki bi insanım çünkü soy adım gibi Marechi kanına sahip olduğumdan dolayı iblisler beni yemeyi çok istiyordu hayati tehlikem olmayan bir yere kılıcımla ufak kesikler atmıştım iblisler Marechi kanına dayanmayıp güneşe bile çıkmayı göze aldılar fakat beni yiyemeden yanıp kül oldular tam dağdan inerken Tito'ya gördüm gölge bir alanda yerde duruyordu bilinci yerindeydi ama kılıcı elinde değildi başında bir iblis vardı ve onu yemeğe hazırlanıyordu kılıcımı kınından çıkardım ve iblisin kafasını kestim

Kanato-Alev Nefesi 1.Form
Tito hala şaşkın bir şekilde bakıyordu kılıcını elime alıp ona verdim ve tam gidecekken bir ses duydum o ses o kadar naif bir sesti ki neredey gözlerimden 1-2 damla yaş düştü uzun zamandır duymadıüım bir ses doğru ya kaç yıldır Tito'yu görmedim
1? 2? Yoksa 3 mü? Onu o kadar özledim ki anlatamam sesini yüzünü kokusunu o güzel gözlerini acaba o kaç yaşındaydı 11 mi? 12 mi?

Tito-Abla...abla

Hemen gözlerimi silip ona döndüm

Tito-Teşekürler...abla

Sormak istediğim bir çok şey vardı ama zamanı değildi İblislerin nerdeyse hepsi yanmıştı ama ormandakiler hala bizi yemek için doğru zamanı bekliyorlardı bunu fark etmiştim ama Tito çok yavaştı yerden bile daha yeni kalkmıştı hemen kolunu tutup koşmaya başladım iblisler bize yaklaşamasın diye güneşli yerlerden koşuyordum Tito sürekli bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama ben onu susturuyordum umarım koşarken bir yerini incitmemiştir en sonunda Tito

"ABLA DUR"

Bir an duraksadım ve ona döndüm o ise bana endişeli gözlerle bakıyordu

Kanato- NE VAR?
Tito-Abla özür dilerim
Kanato-NE İÇİN?
Tito-daha fazla koşamam
Kanato- saçmalama bu kadardan yorulmuş olamazsın burda duralımda geberelim bunu mu istiyo-
Tito-hayır abla bacağım...

Bacağına baktığımda gördüğüm şey gözlerimin fal taşı gibi açılmasına neden oldu bacağı yaralıydı o kadar çok kan akmış ki artık yürürken bile kan akıyordu

Tito-Abla beni bırak git
Kanato-saçmalama sırtıma çık seni taşırım
Tito-olmaz abla haorine bak her yeri kan olmuş seninde kolun yaralı bu halde beni taşıyamazsın lütfen beni bırak git
Kanato-olmaz seni bırakamam sen kolumu boş ver sırtıma çık o kadar güçsüz değilim seni taşıyabilirim bu hiç bir şey
Tito- ama abla
Kanato- bahane falan istemiyorum...

Tito sırtıma çıktı ve onu taşıdım güçlü biri olduğumu düşünüyorum ve genelde insanlarda öyle düşünür ama şunu söyleyeyim o kadar da güçlü değilim benim de kolum Tito'nun bacağı gibi olmaya başladı artık nereye gitsem her yer kan oluyordu yanımda küçük bir bez parçası bile olsa pansuman yapabilirdim ama yok o yüzden bu halde koşmaya devam ediyordum


Artık gücüm kalmadı gözlerim kararmaya başladı bu dağ bu kadar büyük olamaz. Neden gidemiyorum o zaman? Bekle bir saniye Tito bayılmış aynısının bana da olmasından korkuyorum lütfen bedenim biraz daha dayan az kaldı ah kahretsin çok yavaşım daha fazla dayamıyorum gözlerim kararmaya başladı bi saniye hayır olamaz yere düştüm akşam olmaya başlada işimiz bitti

Tito-abla bayıldın mı?

O uyandı mı düşmenin etkisi ile herhalde hayır gözlerim buna hakim olamıyorum lütfen biraz daha dayan hadi lütfen gözlerim kapanıyor

???-sen kimsin kanatoya ne oldu
Tito-k-kardeşiyim
???-kardeş mi? Uff buna zamanımız yok b-bu teklifi kabul etmemeliydim

Bu ses çok garip bir şekilde tanıdık ama- gözlerim kapandı ama hala bilincim yerinde sanki bu kişi beni alıpta erguvan çiçeklerinin olduğu yere götürmüş gibi (oranın adını unuttum) artık bilincim de kapanıyor kolum çok acıyor

Rengoku pov:

Neredeyse bütün iblisleri kestim ve akşam olmaya başladı hızlı olup dağdan inmeliyim

Dağdan inmeme çok az kaldı biraz daha ilerlersem- bekle ne o bi düşme sesi miydi hala hava kararmadı gidip bir bakayım olamaz bu da ne Kanato-chan neden yerde bu kız da kim düşünmeye vakit yok gibil yardım etmeliyim

Kyojuro-sen kimsin kanatoya ne oldu?
Tito-b-ben kardeşiyim
Kyojuro-kardeşi mi? Uff buna zamanımız yok b-bu teklifi hiç kabul etmemeliydim.

Hemen Kanato-chan'ı sırtıma alıp erguvan çiçeklerinin olduğu yere götürdüm ve yere koydum yanımda biraz bez vardı ve o bez ile Kanato ve kardeşine pansuman yaptım umarım çok çabuk uyanır








_______________________________________

𝘽𝙪𝙙𝙖 𝙗𝙚𝙣𝙙𝙚𝙣 𝙨𝙞𝙯𝙚 𝙜𝙚𝙡𝙨𝙞𝙣 𝙖𝙢𝙖 𝙣𝙚 𝙖𝙡𝙖𝙠𝙖 𝙗𝙞𝙡𝙢𝙞𝙮𝙤𝙧𝙪𝙢

Esprits Célestes || Demon slayer(demo) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin