(düzenlenmedi)
Hermione yerleştirildiği odayı göz gezdirdi. Göze çarpmayan çok az şey vardı.
Gardırop şu anda giymekte olduğu aynı kırmızı elbiseler ve cüppelerle doluydu. Muhtemelen yaz ve kış için çeşitlenmişlerdi. Çekmecelerde daha çok bone ve yün çorap vardı. Daha fazla düz kırmızı ayakkabı.
Hermione çekmeceden bir çift çıkarıp baktı. Tabanları ince ve dokumaydı; hızla aşınabilir. Kaçmak isterse, kıyafetler ve ayakkabılar çalmas gerekirdi.
Duvardaki portre genç bir cadıydı. Güzel ve sarışındı. Şüphesiz Malfoy'un atalarından biriydi. Aynı keskin yüz hatlarına ve küçümseyen ifadeye sahipti. Cadı portrede Hogwarts'tan mezun olduğu yaştan daha fazla olamazdı. Hermione'ye kayıtsızca bakıyor, yüksek aralıkları olan bir sandalyede, yanında bir kitap ile rahatça oturuyordu.
Sonunda Hermione arkasını döndü ve odanın geri kalanına baktı. Odanın karşısında duvara uyum sağlamak için tasarlanmış bir kapı vardı. O tarafa gitti ve açtı.
Öncelikle büyük bir ayaklı küvetin bulunduğu bir banyo onu karşıladı. Duş yoktu. En temel ihtiyaçlar dışında hiçbir şey bulunmuyordu: sabun, havlular, diş fırçası, su için küçük bir fincan.
Hermione yürüdü ve ellerini yıkadı. Ellerini geri çekerken yanlışlıkla bardağı tezgahtan düşürüyormuş gibi yaptı. Yere yüksek, keskin bir sesle çarptı, ancak kırılamadı hatta çatlamadı bile.
Üzerinde bir koruma tılsımı vardı.
Malfoy titizdi.
Bardağı yerine koymadan önce aldı ve duruladı. Döndüğünde banyoda da bir portre olduğunu fark etti. Aynı genç cadı yine bilen bir bakışla Hermione'yi inceliyordu.
Hermione masum bir bakış attı ve yatak odasına geri döndü.
Bir saat içinde odasında incelenecek hiçbir şey kalmamıştı. Hermione, duvardaki portrenin delici denetimi ile bir şey bulabileceğini ya da başını belaya sokabileceğini beklemiyordu. Görünüşe göre cadıya, Hermione'yi bir şahin gibi izlemesi emredilmişti.
Hermione yatak odasının kapısına gitti ve bir an tereddüt ettikten sonra kulpu çevirip koridora yürüdü.
Kalbi hızla çarpmaya başladı.
Yalnızca tek başına başka bir odaya girerek yaşadığı korku ve özgürlük duygusu şaşırtıcıydı. Kapıyı arkasından çekip kaparken, kapıya yaslandı ve yavaş bir nefes almaya çalıştı.
Etrafına bakıp kendini toparlamaya çalışırken parmakları kapı kolunun etrafında seğirdi.
Karanlığın içinde kaybolan uzun koridor - özgürdü.
Sinirli bir şekilde yutkundu. Uzun hapis cezasının bazı etkilerinin onu rahatsız etmeye devam edeceğini varsaymıştı. Aslında bunu deneyimlemek rahatsız etmekten daha fazlasıydı. Korkunçtu.
Nefes alma ve sakinleşme girişimleri başarısız oluyordu. Göğsü minik, hızlı solumalarla inip kalkıyordu.
Malikanenin soğuk, karanlık kanadındaki tek ses onundu.
Dudağını ısırdı. Zihni - her zaman zihnine güvenebilmişti. Kilitli anıları bile bir savunma mekanizması gibiydi. Kendi iradesiyle bir koridora girdiği için kendini paniklediğini ve hiperventilasyon* yaparken bulması -
Bu bir ihanetti.
Gözlerini sıktı ve aynı şekilde nefes almaya çalıştı. Elini çaresizce kavradığı kapı kolundan çekmeye çalıştı, sanki bıraksa boğulacakmış gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
manacled • dramione (türkçe çeviri)
FanfictionHarry Potter ölmüştür. Savaşın ardından, büyülü dünyanın nüfusunu güçlendirmek için Voldemort bir yeniden yerleşim çabası başlatır. Aynı zamanda Hermione Granger'ın bildiği bir Yoldaşlık sırrı vardır, ancak zihninde kaybolmuştur. Bu yüzden o sır zih...