Maske

10 3 0
                                    

Hepinize iyi okumalar.

Dünün etkisinden dolayı sersem gibiydim. Başıma darbe yemiş gibi zonkluyordu. Ayrıca uyudum bu da bir gelişmeydi. Rahat uyku geçirdiğim söylemek isterdim ama sırtımdaki mühür zaman geçtikçe acısını artırıyordu. Bununla daha nasıl katlanacaktım bilmiyorum ama zaman gösterecekti. Her şey bu vicdanım ve intikam isteğim yüzündendi. Küçükken hiç iyi şeyler yaşamadım ve Elion ile hesabım büyüktü. Güçlü olmalıydım en zayıf halimle bile katlanmalıydım. Maske takmalıydım ama olmuyordu . Ben kendime ihanet ediyordum ve bir gün bedelini ödeyecektim . Ben nasıl hissedersem dışarıya nasıl gözüktüğüm tezattı. Hayatta böyleydi. Önceden gülümseyen fotoğrafı mutlu bilirdik. Ağlayan fotoğrafı ise üzgün bilirdik ama şimdi gülümsediğim fotoğrafta kendi içimde acı çekiyordum. Ne kadar adaletliydi bu krallık ? Başa geçen bir adamın elindeydi sadece hayatımız . Onun tek bir kelimesindeydi ne kadar yaşıyorduk kendi hayatımızı ? Biz değil hayatımızı krallık yönetiyordu . Bize sundukları kadar eziyet ediyorlardı. Neden ? Çünkü krallığın başında istediğini yapabilirdi ama çok ince düşünüp her kararı göze almalıydı. Bunu da kim düşünürdü anca gözleri rakibi ne kadar yol almış diye bakıyordu krallık. Acaba dünya önceden nasıldı ? En azından gücü olmayan insanlardı gerçi onları yöneten bir devlet yine vardı. Devlet olmazsa hak olmazdı gerçi olsa da hak ve adalet yine yoktu. Acaba dedim kendime birden gelen merakla içimdeki acımasızı duysam da annem beni özledi mi? diye sordum kendime.

Kalbimi susturup merhameti ve içimdeki yaralı çocuğu bir kafese kapatıp kilitledim , anahtarı ise okyanusa attım. Eğer vicdanımı susturmazsam düşerdim. Aklımı çalıştırmalıydım. Uyandığımda ilk iş çekmeceleri karıştırıp bir yara bezi ve pansuman ilacı bulmaktı . Biraz karıştırdıktan sonra aklıma kaçtığım zaman ilacı yanıma aldığım geldi. Çekmecede bir şey bulamayıp dün giydiğim kotu karıştırıp aradım . Bulduğumda ise bitmek üzereydi son damlalarını sırtımı pansuman yaparak harcadım. Dişlerimi bir örtü alıp sıktım. Acı çekiyordum ve birazdan gülecek olmam ne komedi idi.
İşimi bitirince elimdeki kanlı ve ilaçlı bezi odanın köşesindeki çöpe fırlattım. Yanıma ekstra kıyafet almamıştım sadece siyah savaşçı kıyafetim vardı ama Lexa Krallığına şık bir şey giyip karşısına çıkmalıydım. Kanlı kıyafetlerle değil. Sonuçta düşmanlarıma şık gözükmeliydim. O sırada kapı çaldı . İçeri Merlin girdi acımı hafifleten kız olmalıydı. " Sana koruma yaptım acının hafifliğinin kalkması için ama bu bitecek ve dikkatli kullan ayrıca bunları giyebilirsin Estelia . Kanlı kıyafetlerini bana verebilirsin bizim makineye atarım. " deyip bana getirdiği kıyafetleri sandalyenin üzerine koydu . Elimdeki kan kokan kıyafetlerimi verdim . Sandalyenin üstündeki kıyafetleri incelemeye başladım. Merlin'de beni izliyordu ve ağzını açıp: " Beğendin mi?" dedi gülümseyerek. Sorusunu bekletip elimdeki püsküllü bel hatlarını belli eden kırmızı elbiseye baktım. Kolları oya döşemeli ellerime kadar uzanıyordu . İçinde ise beyaz fötr şapka vardı . Elbise fazlasıyla dikkatimi çekmiş olmalıydı ki incelemeye devam ettiğimde dekolteli olduğunu fark ettim. Kırmızı elbise bacaklarıma kadar uzanacak cinstendi. Sandalyenin altında deri siyah babet vardı . Fötr şapkanın içinde ise boyuna takılan bağcıklı siyah gül vardı hepsi özenle seçilmiş gibiydi benim için. Fazla aldanıp dostluk kurmamalıydım sonuçta hem kendi krallığımı hem de bu krallığı yıkacaktım.

" Teşekkür ederim Merlin çok beğendim " dedim sahte bir edayla.

"Rica ederim Estelia beğenmene sevindim. Bu arada kahvaltıya bekleniyorsun" deyince "Ama hiç iştahım yok " dedim yalan söyleyerek . Naz yapmak istemiştim sadece. "Hadi Estelia yönetici seni bekliyor. deyince sinirlenip: "Söyle o yöneticine ben emir sevmem " " Yöneticin hatırlatmak ister burası onun Krallığı ve emir nereden geldiği belli olmayan bu yabancıya söylenmesi gerekiyor. " diye bir ses duydum nereden geldiği belli olmayan sesin kaynağına bakmak için kafamı kaldırdığımda yeşil gözlerin sahibi Alfredor gelmişti." Eğer çok rahatsızsan getirmeseydin o zaman küstah herif " deyip kıyafetleri alıp hızlıca odadan yalın ayak çıktım. Koşarak bir odaya girdim. Merlin'in 'küstah herif' dediğim kısımda ağzını eline götürdüğünü gördüm ama umurum değildi. Bu yaşa kadar iyi pohpohlanmış ki haddini bildirmeliydim. Kendini tanrı sanıyor haşa. Kapıyı açıp hızlıca kapattığımda önüme döndüm. Kendimi kız odasında bulduğuma bin kez şükür ettim. Odasına elimi kolumu sallıya sallıya geldiğim için bağırır diye düşünmüştüm ama tam tersi merakla ve gülümseyerek griye çalan yorgun gözleri, solgun tenine tezat olarak al renkli dudakları ve uçuşan benim gibi kumrala çalan saç rengi ile melekleri aratmayacak kadar güzel görünüyordu. Erkek olsam şimdiye aşık olmuştum. Benim bakışlarımın aksine yumuşaktı . Konuşmak için ağzını açtı:

Elion Ve Lexa SavaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin