Her şeyin ortaya çıkışı

5 0 0
                                    

Poyraz Aksoy

Açelya şuan baygın bir şekilde karşımda, yatağımda yatıyordu. O kadar mükemmel görünüyordu ki gözlerimi ondan alamıyordum. Her zerresini ezbere bildiğim kadın şuan canlı bir şekilde karşımdaydı.

Yavaş yavaş gözlerini hareket ettirmeye başladı. Uyanıyordu...

Açelya Yıldız

Şuan hissettiğim tek şey karanlıktı. Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama bu şuan benim için çok zordu. Yavaş yavaş da olsa gözlerimi aralamıştım. Araladığım gözlerimle gördüğüm ilk şey yabancı bir tavandı. Gözlerimi biraz daha açarak etrafa bakmaya başladım, ve karşımda onu gördüm. Poyraz Aksoy şuan karşımdaki koltukta oturmuş ve beni izliyordu. O an ki korkuyla yattığım yerden hızla kalkarak oturdum ve "Ne?" diyerek bağırdım. Ben panikle kalkıp bağırınca Poyraz sakinliğini koruyarak "Günaydın hanımefendi, bir an hiç uyanmayacaksınız zannettim" dedi. Neler oluyordu, neden buradaydım?

"Ne yaptın bana" diyerek bağırdım Poyraz'a. Ardından "Neden buradayım, senin karşımda ne işin var, ne yapmaya çalışıyorsun" gibi sorularımı sıralamaya başladım. Poyraz sakin tavrını korumaya devam ediyordu ve yüzünde bir sırıtma oluşuyordu. Poyraz "Öncelikle sakin ol her şeyi anlatacağım" diyerek söze girdi. Tam konuşmaya devam edecekti ki "Ne sakinliğinden bahsediyorsun sen ya" diyerek bağırdım. Bağırmamın ardından Poyraz "Bana bir daha sakın bağırma" diyerek sesini yükseltti. "Eğer neden burada olduğunu merak ediyorsan önce konuşma tarzına dikkat et" dedi. Evet merak ediyordum ve istemesem de susmak zorundaydım. Her şeyi öğrenip buradan bir an önce gitmek için susmalıydım. Derin bir nefes aldım ve "Evet seni dinliyorum" dedim. Ardından Poyraz "Gel benimle" dedi ve ayaklandı. O kalkınca bende kalktım ve onu takip etmeye başladım.

Bir odanın önüne geldik ve poyraz kapıyı açtı. Odanın içinde büyük bir masa ve birkaç tane de bilgisayar vardı. "Bune şimdi ya" diyerek memnuniyetsiz bir şekilde Poyraz'a baktım. "O çeneni bir kapatırsan ne olduğunu öğreneceksin" dedi. Sustum ve anlatmasını bekledim.

Masanın önünde duran sandalye'ye oturduktan sonra bilgisayarları açtı. Bilgisayar ekranında gördüklerimle ağzım bir karış açık kalmıştı. Şaşkınlıktan konuşamıyordum. Ekranlarda bütün evimin içi vardı. Evimin bütün odaları şuan karşımdaki ekranlardaydı.

"Ne" diyebilmiştim sadece. Gerçekten de neydi bu?

"Evin" dedi Poyraz. "Onun farkındayım zaten, nasıl olabiliyor bu amacın ne senin" dedim.

"Açelya" dedi ve gözlerimin içine baktı. "O gün seni kafe de gördükten sonra sürekli senin için kafe'ye gelmeye başladım. Daha sonra seni dışarı hayatında da takip etmeye başladım. Bir gün seni görmek için kafe'ye geldiğimde işten ayrıldığını söylediler. Sadece seni dışarıda görmek bana yetmiyordu. Bende evine kamera kurdurdum ve sürekli gözümün önünde olmanı istedim." dedi. Bu nasıl bir saçmalıktı böyle?

"Ne saçmalıyorsun sen ya"diye bağırdım ve ona vurmak için elimi kaldırdım. Elimi kaldırdığımı görünce "Sakın" diye bağırdı, ama artık çok geçti. Yumruklarımı göğsüne indirmeye başlamıştım bile. Önce sakince durmamı bekledi. Ben durmayınca bileklerimi tuttu ve gözlerimin içine baktı. "Bana sakın bir daha vurmaya çalışma Açelya" dedi. "Ya sen kimsin de bana sürekli emir verip duruyorsun" dedim. Sustu. Neden cevap veremedi diye düşünürken bir anda kolumdan tutarak beni sürüklemeye başladı. Üst kata çıktığımızda durdu. "Bu kat sana ait" dedi. Beni bir de burada tutmayı mı planlıyordu paşam? Konuşmama izin vermeden bir odanın önüne geldi. "Burası senin odan dedi. Ardından başka bir odayı göstererek "Burası resimlerini daha rahat yapabilmen için resim atölyen" dedi.Resim yaptığımı da biliyordu. Gerçi ne saçmalıyordum adam evimin içini biliyordu. Odaları tek tek gezerek anlattı. Üst katı tamamen benim için hazırlamıştı.

"He sen ciddisin"dedim.

"Evet" dedi.

"Sen beni burada bok tutarsın" dedim.

"Öyle mi" dedi.

"Evet" dedim. Dememeliydim.

Kolumdan tuttuğu gibi bana ait hazırladığı odaya sürükledi beni. "Burada kalacaksın, benimle kalacaksın. Buna alışsan iyi olur" dedi ve çıkıp kapıyı kilitledi. Gerçekten beni burada tutmaya kararlıydı ve şuan üzerime kapıyı kilitlemişti. Şuan yapacak bir şeyim yoktu ve bunu düşünmek bardağı taşıran son damla olmuştu. Arkasından kapıyı aç diyerek bağırıyordum, bir yandan ise göz yaşlarıma engel olamıyordum. Bütün çırpınışım bir nafileydi. Beni buraya kilitleyip gitmişti.

Poyraz Aksoy

Açelya sandığımdan daha inattı ve bana alışması çok zor olacaktı. Ama alışmak zorundaydı. Onu burada tutmaktan başka çarem yoktu. Onu kırmamak için odaya kilitlemiştim ve arkamdan ağlamasını duymak canımı fazlasıyla yakmıştı. Onunda benimde sakinleşmeye ihtiyacı vardı ve biraz orada kalmak zorundaydı.

...

Gece saatleriydi ve Açelya'nın siniri yeni yeni durulmuştu. Son 15 dakikadır sesi çıkmıyordu. Odasına girme cesaretinde bulunamamıştım ve odasının kilidini açıp mutfağa inmiştim. Mutfağa girerken arkamdan gelen ayak seslerini duydum ve mutfak masasına yaslanıp kapıya doğru döndüm. Mutfağı sadece bahçeden gelen ışıklar aydınlatıyordu.

Açelya mutfak kapısının önünde durdu ve gözlerimin içine baktı. İçeriyi aydınlatan ışık çok az olmasına rağmen gözlerinin şiştiği anlaşılıyordu. Onu bu şekilde görmek canımı yakmıştı.

"Neden bana bunu yapıyorsun" diye sordu.

"Çünkü başka çarem yok" dedim.

"Nasıl başka çaren yok" dedi.

"seninle normal bir şekilde konuşmaya çalışsam beni dinler miydin?" diye sordum.

"Hayır" dedi.

"İşte bu yüzden seni burada tutmaktan başka çarem yok" dedim.

"Ben seni istemiyorum ama"dedi ağlamaklı bir ses tonuyla. Bunu duymak o kadar çok canımı yakmıştı ki.

"Ben seni seviyorum Açelya, sen beni istesende istemesende ben seni istiyorum ve seni daha kazanamamışken kaybedemem" dedim.

"Ama ben seni istemiyorum anlasana" dedi ve ağlamaya başladı. Yanına gittim ama beni ittirerek yere oturdu.

Neredeyse bir saat geçmişti ve Açelya yeni yeni sakinleşiyordu. Kendine doğru çektiği dizlerinden kafasını kaldırdı. Önce bana sonra da etrafına baktı. Birden yere uzandı ve sadece boşluğa bakmaya başladı.
"İstersen yatağında yat" dedim. Cevap vermedi.

Hava aydınlanmaya başlıyordu ve Açelya hâlâ yerde uzanıyordu. Bende yanına oturmuş sırtımı duvara yaslamıştım. Açelya'ya baktım ve gözleri kapanmak üzereydi. Yavaş yavaş gözlerini kapattı ve kendini uykuya teslim etti. Kalkıp Açelya'yı kucağıma aldım ve odasına götürdüm. Çok güzel uyuyordu.

Açelya'yı odasına bıraktıktan sonra alt katta ki odama gittim ve bende kendimi uykuya teslim ettim.

Beni Kendinden KurtarWhere stories live. Discover now