Yere oturan jake, kollarını bacaklarının etrafına dolamıştı ve çenesini dizlerinin ortasına sıkıştırmıştı. Jake, kendisine sorulmadan asla kendi duygularını paylaşmayan bir insandı.
"Jake hyung, orada ne yapıyorsun?" Tanıdık bir sesin kendisine seslendiğini duymuştu. Gözleri sesin kaynağını arıyordu ve sonunda bulmuştu. Niki'yi bedeninden büyük mavi bir sweatshirt'ün içinde bulmuştu.
"Hiçbir şey... o üstündekini kimden çaldın?"
Niki üstündeki büyük şeyin kollarını sıvamıştı. "Hımm? Ah, bu...sakın gülme" yanakları, içinde tuttuğu kahkahayı dışarı çıkarmıştı. "Zaten içinde zorlanıyorum"
"Çok büyüdüğümü biliyorum ve bende bu yüzden İnternetten kıyafet siparişi verdim...ama ilk kez verdiğimden dolayı bedenini çok uyduramadım...galiba" bu masum açıklama karşısında jake gülümsemişti. Bu kesinlikle niki'nin internetten alacağı ilk ve son şey olacaktı.
"Ben ve bu koca sweatshirt hakkında bu kadar eleştiri yeter" niki ağır adımlarla jake'e doğru ilerlemişti, hızla yanına gelmişti ve oturmuştu. "Yüzündeki o üzgün ifadeyle neden burada oturuyorsun hyung?"
Çenesini avcuna yaslayan niki, jake'e endişeli bakış atmıştı.Dizlerini daha sıkı kendine çeken jake'in bakışları yukarıya doğru kaymıştı.
"Son zamanlarda ne kadar meşgul olduğumuzu biliyor musun?" diye mırıldanmıştı. "Hımm" niki, jake'e biraz yaklaşmıştı."Çok şey yaptığımızı biliyorum ama ne zaman internete girsem yaptıklarımız hakkında çok az şeyin paylaşıldığını görüyorum" jake, iç çekerek ellerini siyah saçlarının arasından geçirmişti. "Ne demek istediğimi anladın mı?" sonunda sarı saçlı çocuğa doğru bakmıştı.
Niki bir anlığına ileriye bakmadan önce başını sallamıştı. "Bazen yaptığımız her şeyi yapmıyormuşuz gibi geliyor" demek istediği tam olarak buydu. Jake'in dudakları sert bir sırıtışla kıvrılmıştı. Gözleri hâlâ hayal kırıklılığını ve üzüntüsünü çok net bir şekilde ifade ediyordu.
Niki bunu fark etmişti.
"Hey, jake hyung?"
Başını sarışına doğru kaldırıp ona sorgulayıcı bakış atmıştı. "Hım?"
"Sarılmaktan başka bir şeyin sana iyi geleceğini sanmıyorum" öne doğru eğilmşti. "Sana göstereyim~" niki, jake'in arkasına geçmişti. Son derece bol olan sweatshirt'ü kaldırıp hiçbir şeyden haberi olmayan jake'in kafasından geçirmişti ve onu da büyük sweatshirt'ün içine almıştı.
"Niki sen az önce-?" Jake ne olup bittiğini anlamadan kendini bu büyük mavi sweatshirt'ün içinde bulmuştu. "Aynı anda kıyafetlerimizi mi paylaşıyoruz?"
"Sıcak bir kucaklama!" Niki cıvıl cıvıl bir ses tonu ile bağırmıştı. Jake bir an iki güçlü kolun onu arkadan kucakladığını hissetmişti. Niki'ye yakın olduğundan kullandığı parfüm kokusunu alabiliyordu.
"Bu aslında çiftler için yapılmıştı, artık ikimizin yanında ne kadar rahat olduğumuzu görüyor musun?" Niki, jake'e eğlenen bir ses tonuyla söylemişti.Jake, şaşkın bir mutluluğun içini kapladığını hissederek kendisi de gülmüştü. Gülümsemesi kısa sürmüştü ama jake'in neşeli gülüşü niki'yi dayanılmaz derecede mutlu etmişti. Onu tekrar güldürebilmek, onu her zaman bu kadar mutlu etmek istiyordu.
"Niki" başını zaten eğmiş olan gence doğru dönerek sormuştu. "Beni nasıl neşelendireceğini her zaman nasıl biliyorsun?" Kontrol edilemeyen sevgi dolu bir gülümseme, ışıltılı bir parıltıyla birlikte niki'ye bakarken onun gözlerine ulaşmıştı.
Sarışın erkek omuz silkmişti, kalbi hızlanırken yüzünde şefkatli bir gülümseme vardı. "Ben bilmiyorum ama... konu sen olunca sadece her şeyi yapıyorum" gülümsemesi hiç solmamıştı. Niki'nin parmağı jake'in yüzünde gezinmeye başlamıştı.
"Biliyor musun... henüz ilk öpücüğümüzü yapmadık"
Jake'in kafası niki'nin dokunuşlarına doğru eğilmişti. O sırada niki'nin gözlerinde daha derin bir sevgi gölgesi vardı.
Jake'in yüzüne eğilmişti.
"Peki ya şimdi başlasak mı?"
Niki konuşmaya başlamıştı ama konuşması jake tarafından hızla kesilmişti.
"HAYIR!" Utanmıştı ve kızaran yanaklarını saklamaya çalışmıştı. "Hey, ben onu demek istememiştim" niki ani bir kahkaha atmıştı.Niki usulca iç çekerek uzun parmaklarını jake'in çenesinin altına kaydırmıştı.
"Ben şunu demek istemiştim" sol eli hâlâ jake'in yanağınındaydı. Yüzüne yaklaşıp yanağındaki büyük çil'in üzerine yumuşak bir öpücük kondurmuştu.Jake olduğu yerden hızlıca kalkıp koşmuştu. Kalbi göğüs kafesinde hızlı atıyordu.
"B-bu ne içindi?" Kekeleyerek konuşmuştu.
"Sana yüzündeki her çil'i öpeceğimi söylemiştim" niki kalkıp jake'in yanına gitmişti ve yüzüne gelen bir tutam saçı alıp kulağının arkasına koymuştu.Niki oldukça utangaç jake'in hoş görüntüsü karşısında dudağını ısırmıştı.
"Ah, jake çok tatlısın"Jake bu sevgi karşısında nasıl direnebileceğini bilmiyordu.
"Pekala, her neyse... bir daha beni uyarmadan önce bir şey yapma" jake utangaç halinden dolayı kafasını kaldırıp niki'ye bile bakamıyordu. Ama tam o sırada jake'in yanağına bir öpücük daha gelmişti.
Aklına söylediği söz gelmişti. Evet, uyarılmadan önce bu şeyin yapılmasını istememişti ama bir yandan da niki'den gelen sıcak öpücüklerin altında erimek ve bunların ruh halini değiştirmesine izin vermek istiyordu.
Jake şimdilik tatlı kucaklaşmanın tadını çıkarmaya ve yüzündeki kahverengi lekelerine bastırılan yumuşak öpücüklerden kaynaklanan midesindeki çarpıntıyla baş etmeye çalışıcaktı.
~Son~
Mutlu kalın yunki ile kalın :D
♡Yunki♡