Niki okul kapısının yanından geçip binaya doğru adım atmıştı. Çantasının askısından tutarken bir yandan da çekingen bir şekilde etrafına bakmıştı. Ailesi bunun sadece niki için iyi bir değişiklik olmakla kalmayıp aynı zamanda burada işleri nedeniyle uygun karar olarak japonya'dan Avustralya'ya taşınmışlardı.
Onlarda sonsuza kadar burada kalmayı planlıyorlardı çünkü niki'nin daha fazla buralara alışması gerektiğini düşünüyorlardı.
Niki etrafta bu kadar çok kişi olduğunu görünce şaşkına dönmüştü ve 12 yaşındaki çocukların 18 yaşındakilerle aynı kampüste nasıl bulunduğu konusunda kafası karışmıştı. Müdürün yanına gidip her şeyi halletmişti ve kendisine verilen dolabına giderek çantasından asma kilidi çıkarmıştı.
Eşyalarını bir kenara koydu ve dolabını kapatıp kilitlemeden önce dizüstü bilgisayarını, not defterini ve neredeyse boş olan kalem kutusunu almıştı.Niki birinci sınıfın olduğu yere doğru yönelmişti. Çok geçmeden zil çalmıştı ve o şimdi sınıfın en arka sıralarında oturuyordu. Aniden bir grup erkek çocuk kapıdan içeri dalmıştı. Sınıf anında konuşma ve kahkaha sesleriyle dolmuştu. Ancak niki'nin dikkatini gruptan biri çekmişti.
Ondan birkaç santim daha kısa görünüyordu. Sınıftaki öğretmen onların yaptığı gürültüden rahatsız olmuş gibi görünüyordu ve onlara oturmalarını söylemişti. Niki'nin hayranlık duyduğu siyah saçlı erkek onun yanına geçip oturmuştu. Yanında oturan kişi başka biri ile sohbet ettiği için sırtı niki'ye dönüktü.
"Çocuklar sessiz olun. Bugün japonya'dan gelen yeni bir öğrencimiz var! Lütfen kendini bize tanıt" Öğretmen niki'ye bakıp ayağa kalkmasını işaret etmişti. Niki bütün gözlerin onun üzerinde olduğunu bazılarının ona öylesine baktığını ve bazılarının da onu merak ettiğini fark ettiğinde biraz gergin hissetmişti.
"Uhm,merhaba...ben Nishimura Riki ama bana Niki diyebilirsiniz..." herkesin duyacağı ama bir yandan da sessiz bir şekilde konuşmuştu. O sırada jake'in gözleri onun üzerindeydi ve niki'nin kendisini dikkatle tanıtmasını dinliyordu. Konuşması bittiğinde niki yerine oturmuştu ve tuttuğunu bile bilmediği küçük bir nefes vermişti.
Jake niki'ye dönmüştü ve elini uzatmıştı.
"Merhaba niki! benim adım jake, seninle tanıştığıma memnun oldum! Umarım gelecekte arkadaş olabiliriz. Ah herhangi bir nota veya bir şeye ihtiyacın olursa bana bildir!" Jake neşeyle konuşmuştu. Niki utangaç bir şekilde elini tutup sıkarken parlak bir gülümsemeyle ona bakmıştı. Yüzünde de küçük bir gülümseme vardı."Bende seninle tanıştığıma memnun oldum jake" Gözlerinin içine bakarak başını sallamıştı. Birkaç dakika önce bırakmaları gerekirken hâlâ birbirlerinin ellerini tutuyorlardı. Niki hemen kendine gelmişti ve elini çekmişti. Öte yandan jake hâlâ sersemlemiş durumdaydı ve öğretmen yoklama için adını söylediğinde o da kendini tutamadan niki'ye bakıyordu.
Jake kesinlikle niki'yi tanımak istiyordu.
Hatta belki bir arkadaştan da öte.
~Time Skip~
Şu anda öğle yemeği vakti gelmişti niki parasını elinde tutarken hafifçe iç çekmişti çünkü kantinde uzun sıra vardı ve o da içindeydi. Sabah kahvaltısını bile yapmamıştı. Etrafına bakarken bir yandan da ara sıra ceketinin cebindeki saati kontrol ediyordu.
Niki sırada bir süre daha beklerken bir grup oğlan önündeki birkaç kişinin önünü kesmişti.
Ama daha da sonra grupta jake'i de görmüştü. Bakmak istemiyordu ama bakmıştı. Jake niki ona daha bakmadan önce çoktan ona bakıyordu. Ama çok geçmeden onunla göz göze gelmişti. Jake hemen gülümsemişti ve niki'ye el sallamıştı.
"Niki!, buraya gel!" Jake ona gelmesini işaret etmişti.Niki bunun olacağını beklemiyordu ama yine de yüzünde küçük bir gülümsemeyle jake'in yanına gitmişti. "Hey..." Yumuşak bir sesle ellerini ceketinin cebine koymuştu.
"Hey Niki! Okuldan sonra benimle ve çocuklarla sahile gelmek ister misin? Bugün cuma ve bu zamanı birbirimizi tanımak için kullanabiliriz" jake'in önerisi karşısında niki'nin gözleri parlamıştı. "Evet, Elbette
çok isterim" heyecanlanmıştı.~Time Skip~
Birkaç saat geçmişti ve nihayet güneş batıyordu. Jake ve niki birbirleriyle geldiklerinden beridir oynuyorlardı.
Üstlerindeki okul ceketlerini çıkartmışlardı ve gömleklerinin düğmelerini açmışlardı.
Oynuyor, gülüyor ve eğleniyorlardı."Sanırım artık sudan çıkmalıyız, hava kararıyor ve soğuyor" niki, dışarı çıkmaya başladığında jake'e seslenmişti. "Evet, bende karanlıkta bir akıntıya kapılıp gitmek istemem" jake, niki'nin peşinden giderken diğeriyle birlikte eşyalarına doğru ilerlemişti.
"Bu gece biraz yıldızlara bakabiliriz!" Jake parlak bir sırıtışla bunu önermişti. "Evet bu güzel olabilir" niki yumuşak bir gülümsemeyle başını sallamıştı. Kumun üzerine oturmuştu ve uzanmadan önce jake'i de kendisiyle birlikte oturtmuştu.
Bir eli başının arkasındaydı ve diğer kolu jake'in başının arasındaydı.Artık sessizce sohbet edip en parlak yıldızları işaret ederek saatler geçirmişlerdi. Çoğunlukla jake konuşmuştu ama niki bunu umursamamıştı. Çünkü jake'in konuşmasını dinlemeyi seviyordu. Aslında yıldızlara bile bakmıyordu o jake'e bakıyordu. Çünkü...
★Jake onun yıldızıydı★
"Özür dilerim çok mu konuşuyorum?" Jake, niki'ye utangaç bir şekilde bakarken özür dilemişti. Niki'nin bir süredir ona bakıyormuş gibi göründüğünü görünce yanakları biraz kızarmıştı.
"Hayır, hiç de değil..." nefes almıştı, gözleri ilk jake'in dudaklarına bakmıştı daha sonra tekrar gözlerine bakmıştı. Jake, niki'nin gözlerinin nereye baktığını fark etmişti ve bu da onun dudaklarının biraz yalamasına neden olmuştu.
Niki gerçekten daha fazla dayanamıyordu. Jake'in dudaklarını kendi başına hissetmeye ihtiyacı vardı. Bu yüzden en iyisi olduğu düşündüğü şeyi yapmıştı ve karşısındaki utançlıktan yanakları kırmızıya dönmüş çocuğa yaklaşmıştı ve dudaklarını yavaşça jake'in dudaklarına bastırmıştı.
Jake şaşırmıştı.
"Kahretsin, çok üzgünüm jake. Bana ne oldu bilmiyorum..." niki hemen özür dilemişti. Uzandığı yerden doğrulmuştu ve jake'in altından kolunu çekerek onun da ayağa kalkmasına neden olmuştu.
"H-hayır sorun değil...sadece beni hazırlıksız yakaladı." Jake yavaşça konuşmuştu. Ancak niki yine de bu konu hakkında kendini kötü hissediyordu ve oldukça utanıyordu. Jake bunu fark etmişti ve niki'nin yüzünü avuçlayıp ona bakmasını sağlamıştı. "Gerçekten sorun değil niki, sana kızgın değilim...s-sadece bugün tanıştık ve hazırlıksız yakalandım...eğer aramızda bir şey olacaksa bunu yavaşça yapmayı tercih ederdim." Jake, niki'nin yanağını usulca okşayarak konuşmuştu.
"Elbette...hiçbir şeyden rahatsız olmanı ya da kötü hissetmeni istemem" jake'in dokunuşuna yaslanmıştı. Siyah saçlı ona bakarak gülümsemişti ve ardından onu sıkı bir şekilde kucaklayıp yıldızlı manzaranın altında yüzünü niki'nin omzuna gömmüştü.
Son★Mutlu kalın yunki ile kalın★
♡Yunki♡