Özetin başlangıcı...
Daha sonra kapıdan uzaklaştı ve baloncuklarla oynamaya devam ettim, birkaç dakika sonra dışarı çıkıp giyinmeye karar verdim.
Sonra etrafıma bir havlu sardım ve bilbo'nun bana bıraktığı kıyafetleri aldım, beyaz düğmeli bir gömlek (bilbo'nun giydiği gibi) ve mavi şorttu.
"Muhteşem elbise yok" sırıttım kuruttum vücudum giyindim ve saçımı kurutmaya çalıştım ama çok uzundu bu yüzden denemekten vazgeçtim.
Daha sonra kapıyı açtım ve bu büyük evde Bilbo'yu bulmak için koştum.
Özetin sonu...
Üçüncü şahıs pov...
Bilbo şok oldu, şok oldu ve kafası karıştı, neden biri vahşi doğada zavallı savunmasız bir elf bıraksın ki.
Wothb ayakkabı giymiyor ve o kadar ince kıyafetler giyiyor zavallı canım.
Herkes yavrularına değer verdiklerini bilir çünkü birçok çocuğu olur.
Küçük elf, Mahal aşkına kendi adını bile bilmiyordu, Bilbo, kendisi ve Calen için öğle yemeği hazırlamaya başlarken homurdandı.
Kısa süre sonra elfling'in banyodan koridordan koşarak giyinmiş ve gıcırtılı bir şekilde temiz olduğunu söyledi.
Elfler otururken Bilbo gülümsedi ve sabırla bilbo'nun öğle yemeği için masayı hazırlamasını bekledi.
Yemek yedikten sonra Calen, bilbos kitaplarından birini okumak için koşmadan önce Bilbo'nun yıkamasına yardım etti.
Bilbo için evinde bu kadar sessiz olabilecek bir çocuğa sahip olmak garipti, çoğu çocuk eve gitmek için ağlayacaktı.
Bilbo onu hobbit deliğinin dışında bulduğundan beri bu elfon sadece birkaç kelime söylemişti.
Ancak Bilbo, Calens işini denetlememeye karar verdi, bunun yerine kendini bir çocukla paylaşmanın eğlenceli olduğu şirketinden zevk alırken buldu.
Calen diğer elfinglerden farklıydı, Bilbo bunu biliyordu ama ondan bir şey sakladığı hissinden kurtulamadı.
Zaman atlaması (Cüceler geliyor)...
Bilbo, kendisi ve Calen için akşam yemeğine başladığında saat 17.30 civarındaydı, ikisi de o zamanı satın almak için çok açtı.
Son birkaç saattir birlikte okuyorlardı ve zaman onların yanından geçti.
Bilbo ve Calen masayı kurmayı yeni bitirirken kapıya bir vuruş duyuldu.
Birbirlerine baktılar, sonra kapıya, birbirlerine ve sonra kapıya baktılar, ikisi de kapıyı açmaya gitmeden önce bu birkaç kez daha devam etti.
Bilbo kapıyı açar ve kapısının önünde uzun boylu, kel bir cüce bulur. Cüce onu selamlar ve hafifçe eğilir.
[Bilbo:] "Ah."
[Dwalin:] "Dwalin, hizmetinizde."
Şok olan Bilbo, sızlanma gibi bir ses çıkarır. Kendisine geldiğinde, hala kafası karışmış olmasına rağmen, cübbesini hızla daha sıkı bağlar ve daha uzun durur.
Calen, Cüce'den şaşırmaktan veya korkmaktan daha mutlu görünüyordu ama Bilbo bunu düşünmedi.
[Bilbo:] "Bilbo Baggins, seninkinde."
[Calen] "Calen Baggins, seninkinde de"
Bilbo, Dwalin'in davetsiz içeri girdiğini söylerken Calen'e gülümsedi.
