Siyeon hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. En son babasının ölümünü gördüğünde bu kadar içten ve can yakıcı şekilde ağlamıştı.
Başı dönüyordu, nefes alamıyordu. Hiçbir şey göremiyordu. Duydukları gerçek miydi yoksa bir rüya mı? Gahyeon bunu yapar mıydı yoksa saçmalık mıydı? Handong ciddi miydi? Kafasını sorular kemiriyordu ama hepsinin cevabı belirsizlikti. Baş ağrısı o kadar şiddetlenmişti ki yolun ortasına düştü. Kalkmaya çalışıyordu ama kalkamıyordu. En yakın arkadaşından bu derecede büyük bir kazık yediği için normaldi bunlar.
Kafasını duvarlara vurmak istiyordu, duyduklarını düşünmemek için. Kulaklarını kesmiş olmayı diliyordu, onları duymamış olmak için.
Bir kez bile gülmeyecek miydi hayat yüzüne? Hep acı çekmek zorunda mıydı? Kimseye güvenemeyecek miydi?
Siyeon ayağa kalmak için çabalamaktan bitkin düştü. Hiçbir işe yaramadığını farkedince de öylece yerde kaldı. Ağlaması bir saniyeliğine bile kesilmiyordu. Bağıra bağıra ağlıyordu. Gören herkesin içi parçalanırdı..Siyeon tam yolun ortasında olduğu için, trafik durmuştu. Birkaç araba arka arkaya dizilip kornaya basıyordu. Bu yaklaşık bir dakika sürünce en sonunda en öndeki arabanın sürücüsü sinirle indi. İçinden söyleniyordu.
Dami: kim yolumu kapatıyor?
Dami yolda yatan Siyeona doğru sert adımlar attı. Son adımında bir sorun olduğunu anladı.
Dami: hanımefendi, iyi misiniz?
Siyeon kafasını yavaşça kaldırıp kimin ona seslendiğine baktı ama kafasının tekrar düşmesi uzun sürmedi.
Dami kızın ölü gibi gözüktüğünü düşündü. Acaba güzel yüzü neden böyleydi?Birkaç sefer siyeon'a kalkmasını söyledi ama kıpırdayan yoktu. Yoldaki sürücüler hala kornaya basıyordu.
Random sürücü: B#?₺&$EJ@€#*£
Dami: Kes dayı.
Daha fazla küfür yemek istemeyen dami, önce siyeon'u kucağına alıp, sonra arabasını en yakın otoparka park etti.
Kucağında uykuyla karışık ağlayan bir kız vardı. Ne yapacaktı şimdi bu kızla? Neden başına iş almıştı ki?
Kızın ceplerini kontrol etti, telefonunu buldu ama tahmin ettiği gibi şifresi vardı. Ailesini arayıp haber veremiyordu. O zaman kendine gelmesi için şimdilik yakınlardaki cafeye götürebilirdi. Bu cafede Dami'nin kız kardeşi yoohyeon çalışıyordu. Yoohyeon mavi saçlı, bembeyaz tenli, sıcakkanlı, Dami'ye göre çok çok daha kibar, hoş bir kadındı.
Dami kucağında bir kadınla cafeye dalınca yoohyeon şaşırdı.Yoohyeon: bu kim?
Dami: yolda yatıp ağlıyordu, tanımıyorum.
Yoohyeon: Şaşırdım, genelde zor durumdaki insanlara yardım eden ben okurdum. Dami Hanım'ın da vicdanı varmış.
Siyeon yavaş yavaş uyandı.
Yoohyeon: işte, uyanıyor.
Siyeon önce etrafına bakındı.
Siyeon: Neredeyim?
Yoohyeon: Yola yığılmışsın, bu yüzden seni buraya getirdi.
Siyeon: Teşekkürler.
Siyeon çabucak cebinden telefonunu çıkarıp saate baktı. İkisine tekrar teşekkür edip hızla eve gitti.