-11-

179 24 18
                                    

(Final)
1 Yıl Sonra
Hoseok'un Ağzından

"Haftaya görüşürüz Min-Seo!"

"Göyüşüyüz Hoba hyung!"

Minseo ve annesi el ele ofisimden çıktıklarında ayağa kalkıp yerde dağınık duran oyuncakları toplamaya başladım.

Çocuk psikoloğu olmayı sevsemde her seferinde oyuncak toplamayı pekte sevmiyorum işte.

Kapımın tıklanması ile kaşlarım çatıldı, bir şey demeden önce kolumu kaldırıp saatimi kontrol ettim.

Bu saatte bir randevum yoktu ki?

Oyuncak kutusunu yerine yerleştirip ayağa kalktım, iki elimi önümde birleştirip nazik tutmaya çalıştığım bir sesle seslendim.

"Gelebilirsiniz"

Kapı açılır açılmaz görüş açıma kocaman bir demet kırmızı güller ve onun arkasında gülümseyerek bana bakan sevgilim girdi.

Kocaman gülümsedim, o içeri geçip kapıyı kitlerken ben yanına koşup dudaklarına bir öpücük kondurdum.

"Ya aşkım~ hiç gerek yoktu"

Buketi sandalyeye gelişi güzel bırakıp iki kolunu belime sardı, burunlarımız birbirine değerken yavaş yavaş sallanmaya başladık.

"Çok özledim seni"

Fısıldar gibi çıkan sesinin ardından duvara yasladı bedenimi, onun kolları altında kapanmaya hazır olan gözlerim yavaş yavaş kapanırken dudaklarımız birleşti yavaşça.

Çok yavaştı, bir eli belimde, diğeri yanağımda dolaşıyor, arada minik aralıklar bırakıp nefes alıyordu.

Zor bir gün geçirmiş olmalıydı, yorgun gibiydi.

Dudaklarımız nefes almak için tekrar ayrıldığında bir anda duvarla onun arasından çıkıp sıkı sıkı tuttum elini, kendimle beraber çekiştirip koltuğuma oturttum ve iki elimi omuzlarına koyarak masaj yapmaya başladım.

Yüzü anında gevşedi, dudaklarında bir tebessüm yayıldı, gözleri kapandı.

Elimde olmadan bir kıkırtı bıraktım ortalığa, alnını minicik öptüm. Birkaç dakika süren mesajımın ardından aniden kucağına oturtu beni.

"Başka seansın var mı bugün hayatım"

"Hayır ama bilgisayarda birkaç işim var"

"Ama seok~ yarın yaparsın"

"Ama Yoongi~ yarın pazar"

Gülerek kucağında sırtımı döndüm ona, o iki kolunu belime dolarken bilgisayarı açıp enseme kondurulan öpücüklerle beraber kalan işimi bitirmeye başladım.

Yoongi cıvıtmaya başlayıp ellerini kıyafetimin içine göndermeye, kendisini bana bastırmaya, ara ara beni kucağında hoplatmaya başlayınca kalan işlerimi evde halletmeye karar verip bilgisayarı kapatacaktım ki gözüm tarihe ilişti.

Dudaklarımı ufak bir tebessüm kaplarken tam bir yıl önce olanlar gözlerimin önünde tekrar canlandı sanki.

Ne çok şey atlatmıştım o zamanlar, ne zorlu zamanlarımdı. İntihar etmek istediğim, mutlu olamayacağımı düşündüğüm zamanlardı.

İçimden o zamanlara göğüs gerip bu günlere gelmiş olan Hoseoku, ona ilk defa sevgiyi tattırmış alfa Yoongiyi teşekkürlere boğdum.

Derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalışırken sevgili Yoongimin elini pantolonuma doğru indirmesi fazlasıyla işe yaramış, hemen ayaklanıp bilgisayarı kapatmıştım.

"Kalk seni azgın teke kalk, utanmasa oturduğum yerde sikecek beni"

"Utandığımı kim söyledi"

Sakız gülüşü beni de gülümsemeye sürüklerken uzanıp bıraktığı gül demetini alıp hafifçe suratına vurdum.

"Terbiyesiz"

Paralel evrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin