on dört

10 3 16
                                    

Olay Gecesinin Başı/3 Mayıs 2024

Yazar Anlatımı

Bade elinde tuttuğu tepsi ile kalabalık masaya yaklaşırken yukarı çıkan eteğinin ya da üst düğmesi açılan gömleğinin farkında değildi ama onu izleyen beden bunu çok net görmüştü.

Bir cafede garson olarak çalışan genç kızın tek isteği ay sonunda abisine yük olmadan istediği kitapları almaktı. Bölümü çok zordu ve çok kitap istiyordu. Birilerinden bu kitapları istemek artık ona yük oluyordu ki böyle bir yola başvurmuştu. Abisi duysa kıyameti koparırdı ama zaten nereden duyacaktı ki?

Servisi tamamlayıp mutfak tarafına giderken önünü yakın arkadaşı Melek kesti.

Melek onun üniversitede tanıştığı sınıf arkadaşı ve çalıştığı kafenin sahibinin kızıydı. Bu işi de o ayarlamıştı ama tabii, olacakların hiçbirini ikisi de bilemezdi.

"Gerçekten bu Eren şefi öldüreceğim!" dedi Melek, elini simsiyah saçlarının arasından geçirirken. "Ne derdi var benimle bu herifin?"

"Abim gibi." dedi yüzünü buruşturan genç kız. "Huysuz ve şuursuz."

"Ve hadsiz!"

Melek sinirle arkadaşına yakınırken siparişin geldiğini belirten zili duymaları ile Bade hızla işine döndü ve Melek de etrafta dolanan gözlerini telefonuna çevirdi.

Kalbi sıkışıyordu. Bir haber gelecekti, biliyordu. Ama umuyordu ki, bu haber en kötüsü olmasındı.

Bade işine devam ederken, Melek de yavaş yavaş boşalmaya başlayan kafeyi teftiş ediyordu. Kafe öyle küçük, minik bir yer değildi. Restoran olmaya yakındı ama daha küçük haliydi.

Babasıyla konuşup büyüme kararını açıklamalıydı. Yoksa zarar ederlerdi.

"Merhaba Melek." dedi 20'li yaşlarının sonunda olduğu belli olan adam. Melek'in karşısındaki sandalyeye otururken Melek kendince kurduğu hesabı yazmayı bırakıp karşısındaki adama baktı. Tanıyor muydu? Hiç sanmıyordu.

"Pardon?"

Adam güldü. Aslında güzel bir yüzü, güzel bir gülüşü vardı ama Melek hiç hoşlanmamıştı. Kalbi tekrar sıkıştı.

"Ah, kendimi tanıtmayı unuttum." Elini uzattı ve ismini söyledi. "Sinan Erdem."

Soyadını duyması ile beyninde bir şimşek çaktı Melek'in. Babasının işlerinden biliyordu bu soyadını ancak karşısındaki kişi tahmin ettiği kişi olamayacak kadar gençti.

"Sizi tanıdığımı sanmıyorum."

"Evet, babamı tanırsınız. Semih Erdem. Ben zaten onun adına değil, kendi isteğim için geldim."

Melek etrafına gergince bakarken bu durumdan hoşnut olmadığını anlayan tek kişi üstünü değiştirmiş, arkadaşının yanına gelen Bade'ydi.

"Bana ne istediğinizi söylerseniz belki size yardımcı olurum."

Melek umursamaz bir tavır takınmıştı ama içinden henüz çok genç olduğunu tekrar edip duruyordu. Böyle insanlar ile uğraşmak için çok gencim, diyordu.

Sinan Erdem bakışlarını karşısındaki güzel kadından alıp etrafta gezdirdi. Avını bulmuş gibi gözleri bir noktada dikilirken çenesi ile ileride onları izleyen genç kadını gösterdi.

"Senden o kızı istiyorum Melek."

Melek o an söyleyecek söz bulamasa da az sonra tadım için getirilen bir şişe şarabı karşısındaki hadsiz adamın başında parçalamıştı. Bununla da yetinmeyip yaka paça saldırıya geçen genç kıza Semih Erdem'in ukala tavrı gecikmemişti.


"Onu senden istedim ama sen olmasan da alacağım." Ukala gülüşü tüm ortama yayılmıştı. "Seni de buna pişman edeceğim Melek!"

Devam edeceğiz, zamanla.
Hoş kalın, görüşmek üzere.

Ruhsal | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin