yirmi bir

4 0 0
                                    

Doğukan tüm gürültüsü ile gelirken Bade titremeye başlamıştı. Bunu herkes fark ederken Barış, içeride duyduğu şeyler yüzünden çoktan adımlarını Doğukan'a yöneltmişti.

O gece Sinan Erdem olmasaydı Doğukan, Bade'ye zarar verecekti. İleriye gidip dokunacaktı.

O dokunma eyleminin istek dışı olduğunu çok iyi bir şekilde anlamıştı. İçeride daha çok şey anlaşılmıştı ama bu, başka zamanın konusuydu.

Barış hızla gitti ve dikilip gelmesini bekleyen Doğukan'a sert bir kafa attı. Doğukan darbeyle geriye savrulup yere yapışırken Melek, daha fazlası olmaması için Barış'ı geri çekmeye çalışıyordu.

Doğukan'ın cezası bu şekilde olmayacaktı. Henüz değildi.

"Geri çekil Barış!"

Melek'in sesi ve Sinan'ın geri çekmesiyle Doğukan'dan uzaklaşan Barış'ın hırsı geçmiş değildi.

"Seni yaşatmayacağım Doğukan!" dedi Barış, işaret parmağını tehditkar bir şekilde sallarken. "Sen öldün oğlum!"

Doğukan ağzındaki kanı tükürdü ve yüzünde bir gülümseme ile karşısındaki topluluğa baktı.

"Oyun mu oynuyoruz Melek?" dedi hedefini seçerken. "Oyun oynamak için mi çağırdın beni?"

"Seni ben çağırmadım." dedi Melek, Barış'ın önüne geçerken. "Benim oralarda dedim, buraya gelmişsin."

"İki gram aklınızla ne çeviriyorsunuz lan siz?" dedi Melek'in üstüne yürürken. Ancak karşısında Sinan belirdi.

"Geri bas koçum, adam akıllı konuşalım."

"Bu yavşağın ne işi var lan burada?"

Doğukan, Sinan'ı omzundan geriye doğru ittirirken oldukça sinirli duruyordu. Bade sadece olanları izliyor, tepki vermiyordu. Cidden Melek bunu neden yapmıştı? Abisini anlıyordu ama diğerleri... Biliyor muydu?

"Hop dedik aslan, geri bas."

Sinan Erdem, hiç güç uygulamadan Doğukan'ı durdururken debelenmeye başlayan Doğukan ona hiç yardımcı olmuyordu.

"Kardeşime ne yaptın lan sen?"

Sakinleşen Barış, tekrar içinden kudururken Melek tutmakta zorlanıyordu. Barış'ın haklı olduğunu biliyordu, ki bu ateşi o harlamıştı ama henüz erkendi. Harekete geçmesi için bazı şeyler eksikti.

Doğukan cevap vermedi. Bade'yi aradı gözleri. Önünde dağ gibi dikilen Sinan'ın, arkasında deliye dönmüş Barış'ın ve Barış'ı sakinleştirirken ona ölümcül bakışlar atan Melek'in arkasına baktı. Bade'nin oturduğu divana baktı. Ona ruhsuz gözlerle bakan kıza baktı.

"Bade!"

"Hâlâ anıyor kardeşimin adını. Bırak Melek!"

Barış inat etse de Melek onu tutmaya devam etti. Ancak bir noktadan sonra hâlâ Bade'ye ulaşmaya çalışan Doğukan sinirini bozdu ve koluna yapıştığı Barış'ı bırakıp sinirli adımlarını Doğukan'a yöneltti.

Doğukan'ın beklemediği bir şekilde Melek bir yumruk atarken hırsı geçmedi. Yüzünden sonra karnına da bir yumruk attı. Nefesi kesilen Doğukan öne doğru eğilirken Melek bu sefer Doğukan'ın hassas noktasına diziyle bir tekme savurdu ve Doğukan'ın iki büklüm olmasını sağladı. İyice eğilen Doğukan'ın saçının ucundan kavradı ve başını geriye attı. Göz göze geldikleri sırada Melek tüm hırsıyla konuştu.

"Kız kardeşimin yakınında olduğun son an bu Doğukan. Seni mahvedeceğim ve sen sadece şu an olduğu gibi bana bakacaksın. Bir dahakine ne Barış'ı, ne başkasını tutmam seni öldürmesini zevkle izlerim." Kısık sesi sessiz ortamda bomba etkisi gösterirken, hafifçe güldü. "Hatta mezarını bizzat ben kazarım, anladın mı?"

Saçından geri bırakırken kendini geriye attı ve yere sert bir biçimde düştü. Melek de kendini dik bir konuma getirdi ve siyah, düz saçlarından önüne gelenleri arkasına attı. Doğukan'a arkasını döndü ve divanda olanları şaşkınlıkla izleyen Bade'nin yanına oturdu.

Her şey daha yeni başlıyordu.

Diğer bölüm texttt

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ruhsal | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin