media: stitches - shawn mendes
"Jake bok gibi bir yer burası." dedim hala etrafa göz atmakla meşgulken. Boş bir masaya geçmiş, yüksek sesteki müziğin kulaklarımızı resmen ele geçirmesine izin vermiştik.
"Of iki dakika şikayet etmesen olmaz sanki." dedi sesli müziğe karşın sesini de yükselterek.
Jake'in bu cevabına göz devirdim. "Sen bizi böyle bir yere getirmeseydin ben de şikayet etmezdim tabi ki. Hani ne diye bara geldik anlamadım."
Oldukça boğucu bir ortamdı ve tahmin edersiniz ki ben tam olarak böyle yerlerden nefret ederdim. İçkiler, sigaranın dumanı, gülüşerek sohbet eden-gerçekten ediyorlar mı emin değilim- insanlar.. Evet, bir Jake ile takılıyordum fakat ikimiz tamamen zıt insanlardık. O böyle yerlere gitmeyi severdi, arabaları, flörtleşmeyi, gezmeyi. Bense kitapları, film izlemeyi, sakin müzikler dinlemeyi, belki alışverişi ve bir de kedileri. İnsanlar için çok sıkıcı biriydim fakat pek de takmıyordum. Jake ile zıt özelliklerimiz birbirini tamamlıyordu ve işte tam bu sayede anlaşıyorduk. Belki de zıt kutuplar birbirini çeker sözünün tanımı olabilirdik.
Şimdiyse Jake'in tam olarak yaptığı şey kendi 'ortamını' benimle tanıştırmaktı. Şu ana kadar hiçbir arkadaşıyla yakınlık kurmamıştım ve açıkçası nasıl tiplerdi hiç bilmiyordum. Zaten Jake dışında arkadaşım olmadığı için-dediğim gibi insanlar beni sıkıcı bulduğu için takılmıyorlardı- kimle nasıl sohbet edip konuşma başlatılır bilmiyordum. Görünce konuşamayıp donar kalırım endişesi vardı sadece.
"Of fazla gerilme Jungwon. Sakinleş."
Sanki dediği bir etki yaratacakmış gibi bir de omzumu patpatladığında öldürücü bakışlar atmıştım ona. "Herhalde dalga geçiyorsun."
"Her neyse," Elini omzumdan çekip önündeki içeceğe uzandı. "Hepsi düzgün (?) herifler merak etme. Zaten aralarında bir çocuk var Riki'nin yeni sevgilisi olduğu için pek tanımıyorum ama iyi anlaşırsınız kesin. Senin kafadan."
İşte bu dediği içimi biraz olsun rahatlatabilmişti. En azından anlaşabileceğim birisi vardı. Sanırım.
"Nerede kaldılar-"
Bir anda-sayamadım da herhalde 5 kişiler- biraz yapılı ve iri çocukların masamıza oturmasıyla Jake'in bahsettiği arkadaşları olduğunu anlamıştım.
"Yuh Jake, bu çocuk çok güzelmiş lan." demişti ismini bilmediğim siyah saçlı oğlan.
"Yavşama, Sunghoon." dedi Jake artık isminin Sunghoon olduğunu öğrendiğim çocuğa. "Tanışın, bahsettiğim arkadaşım, Jungwon."
"Memnun oldum Jungwon, ben Sunghoon." demişti çapkın gülümsemesiyle. Jake'in 'iyi herifler' cümlesine inanmalı mıydım?..
"Ben Riki." demişti koyu mavi saçlı, hayatımda hiç duymadığım kalın sesiyle. Aksanından yabancı olduğu belliydi.
"Yabancı mısın?" diye sormuştum.
Güldü. "Ah, evet Japonya'lıyım. Anlamana şaşırdım."
"Aksanından, belli oluyor." dedim mırıldanarak.
"Ben de Sunoo." demişti Riki'ye geldiklerinden beri sarılır bir vaziyette duran çocuk. Jake'in dediği oydu sanırım. Diğerlerinden farklı olarak sevimli yüz hatları vardı ve sesi de canlı çıkıyordu. Bana gülümsemiş, ben de karşılık olarak ona gülümsemiştim.
"Selam Jungwon, Heeseung ben de. Sizden 2 yaş büyüğüm. Tek büyük olan kişiyim yani." demesiyle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. "Hepimiz aynı yaşta mıyız?" demiştim diğerlerine soru yönelterek. Kafalarını sallamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vulnerable | jaywon
Fanfictionright person, wrong place yang jungwon × park jay, / written by lyn 🗯