merhaba
acayip iyi bölüm💀*
*
*Jungkook şok içinde Taehyung'a bakmıştı. Esmer adamın söyleyiş tarzı kulağa ne kadar hoş ve zararsız gelse de Jungkook bunun altında yatan başka bir anlam olduğunu biliyordu. Taehyung'un kim olduğunu az da olsa biliyordu.
"Ben..." Jungkook omzundaki sırt çantasının iplerini istemsizce sıkmıştı. Taehyung arabayla peşinden gelmeye devam ederse kaçacak yeri yok demekti, tüm sokaklar arabanın geçeceği genişlikteydi. "Binmesem olmaz mı?"
Taehyung yüzündeki gülümsemeyi silmiş ve gözlüklerini çıkartmıştı. Bakışlarında otoriter bir tavır vardı artık. "Arabaya bin Jungkook. Konuşacağız."
Jungkook bu tondan hiç hoşlanmamıştı. Onu daha tam olarak tanımıyordu bile. Ya öldürmeye çalışırsa?
Fakat yapacak daha iyi bir şey yoktu. Yalnızca aklına gelen pratik bir fikirle cebindeki telefonu kontrol etmiş ve arabanın kapısını açıp binecekken, telefonu eline alıp ses kaydı başlatmıştı. "Saat geç oluyor, vaktinde eve gitmezsem ailem merak eder. Fazla uzun tutmayalım bu konuşmayı." Telefondan saati kontrol ediyormuş gibi yaptıktan sonra ekranı kapatmış ve arabaya tamamen binmişti.
"Emredersin prensim." Taehyung alaycı tavrını sürdürse de sesindeki ciddiyet açıktı. Ukala bakışlarının yerinde şu an 'küçük dağları ben yarattım ve ben ne dersem o olacak' sözleri yer alıyordu. Arabayı çalıştırmış ve sokaklarda sürmeye başlamıştı.
Jungkook hızlıca kemerini bağlamış ve kendini olası tehlikeden korumaya odaklanmıştı. Eğer Taehyung ses kaydına alındığını fark ederse onu öldüreceği yoksa da öldürürdü. Fakat Jungkook Taehyung'un katil olduğunu düşünmüyordu. En azından o kadar kötü olamazdı, değil mi?
Yine de kendisine zarar vermeye çalışırsa ve Jungkook bu arabadan sağlam inerse polise teslim edebileceği bir kanıtı olacaktı. Evet Taehyung'tan hoşlanıyor olabilirdi ancak salak değildi. Kendisine zarar veren birisine karşı kendini korumak zorundaydı.
"Sakin ol, sana zarar vermeyeceğim." Taehyung yeniden konuştuğunda arabayı trafiğe çıkartmış ve Jungkook'un nereye gittiklerini bilmediği için daha da panik olduğunun farkına varmadan sürmeye devam etmişti. "Tabii, sorularıma düzgün cevaplar verirsen."
"Ne sorusu?" Jungkook gittikçe telaşı artarken yine bacağını sallamaya başlamıştı. Kendisini durdurmak isteyerek elini bacağına atmış fakat fayda etmemişti. Yola baktıkça midesinin bulandığını hissediyordu. Arabaları cidden sevmezdi.
"Beni nereden tanıyorsun, anlat bakalım." Taehyung arada Jungkook'a baksa da çoğunlukla yola odaklıydı. Jungkook aksini düşünse de, o bulundukları çevreden uzaklaşmıyor, aynı semtte tur atıyordu. Fakat Jungkook bunu fark edemeyecek kadar gerilmiş ve korkmuş olmalıydı.
"Dedim ya." Jungkook daha fazla yolu izlemek istemeyerek Taehyung'un yan profilini görüş açısına alan yüzünü incelemeye başlamıştı. Bu daha iyi hissettiriyordu. "Okulda mal sattığın insanlardan öğrendim."
"Peki Yoongi? Onun arkadaşım olduğunu nereden biliyorsun?"
Jungkook çabucak bir yalan düşünmüştü. "Ee, konuştuğum insanlar onu da tanıyordu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
reckless / taekook
FanfictionKolejli Jeon Jungkook, okul çıkışında her gün kapıda duran ve adını dahi bilmediği bir adamı arzuluyordu. Fena bir şekilde.