Seungmin arkadaşlarının yanından ayrılır ayrılmaz laboratuvar katına doğru koşturmaya başlamıştı.
Biliyordu chan eğer bir şey yapacağını emin bir şekilde söylüyorsa yapardı. Ki, bu da seungmin'in korktuğu şeydi işte.
Nefesi koştuğu için kesilse de kata gelmiş sessiz ve uzun koridorda onu bekleyen chan'ı görmüştü.
Heyecanlandığını hissederken kolları istemsizce crop giydiği üst vücuduna toplanmıştı. Arkası dönüp bi şekilde onu görmeyen çocuğun sayesinde derin bir nefes alıp kendini yatıştırmıştı.
Bacaklarını harekete geçirip hareket ettiğinde sesi duyan chan arkasını dönmüş ona doğru gelen erkek güzelini görmüştü.
Mutluluk her bir yanını sarmış gibi hissederken, ince zincirle kaplanan bele kaymıştı gözleri. Şehvet tekrar damarlarındaki kana işgal ederken seungmin'i karşılıksız bırakmamış hızlıca ona eşlik etmişti.
Birbirlerine yaklaşan vücutlar aniden dip dibe gelince durmuş birbirlerini izlemişti. Bu durum ikisine de saatler geçmiş gibi gelirken Chan aniden oğlanın belinden tutup kendine çökerek yapışmıştı dudağına.
Seungmin heyecanla ellerini çocuğun ensesine çıkartıp saçlarına geçirmişti. Belini sıkıca kavramış açık tenini okşayan adama kendini bastırmış ardından vücudunu duvarla chan'ın arasında bulmuştu.
Chan seungmin'in dudağını ısırıp emmiş ardından bir elini çenesine atarak ağzını aralamasına sebep olmuş, aralıklı ağıza dilini göndermişti.
Seungmin'i daha da duvara bastırırken dayanamayarak kalçalarından tutup kucağına almıştı.
Birbirlerini dakikalarca talan eden dudaklar, tahrik edici haraketler, vücudu ezberleyen eller, tek beden olmuş iki vücut.
Nefesi kesilen ikili mecburi ayrılmış, alınlarını birbirine dayıyarak nefeslenmeye başlamıştı.
Bu öpüşme ikisini de yorarken chan kalçasını öne doğru iterek penisini seungmin'in arka deliğine bastırmıştı.
"Ah.."
Çocuktan duyduğu tatlı inleme onu memnun ederken chan kalçasını tekrar geriye çekmiş, aynısını tekrarlamıştı. Bu sefer baskısını uzun tutarak seungmin'i duvara doğru bastırmıştı.
"Ahh.. yapma.."
Seungmin elini chan'ın kasıklarına atarak ne kadar onu itmeye çalışsa da içindeki kor daha da istekliydi.
Chan bunu biliyordu, bu yüzden seungmin'in bir ayağının yere değmesini sağlarken diğerini omuzuna almıştı. Dudakları karşısındaki şişmiş dudakları tekrar bi öpücük vermiş ardından kulağına yaklaşmıştı.
"Bak, sana bu pozisyonda saatlerce dokunabilirim,"
Chan ellerini seungmin'in kalçasına koymuş penisine doğru baskı uygulamıştı. Bu hareketi seungmin'in nefesini keserken başını geriye doğru atmıştı.
Aldığı haz bacaklarını birbirine bastırma hissini zorlasa da bacaklarının arasındaki adamın buna izin vermeyeceğinden çok emindi.
"Burada.. burada olmaz chan yapma-"
Sona doğru cümlesini kesen boynunda hissettiği öpücüklerle dudakları kapanmıştı. Susuz kalmış gibi hissediyordu seungmin, ne tesadüf ki chan da acıkmış hissediyordu.
Çocuğun boynunu ısırırken resimleriyle ilgilenmiyordu. Onunla şu ana kadar muhatap olmaması bile hiç onu sinirlendirmiyordu tek sorunu onu rahatça bile sevememekti.
O kadar güzeldi ki Chan için üniversitenin en güzeli, belki de dünyanın en güzeli seungmin'di onun için. Şu an da kollarında eriyip sızlanan ve gözleri hazdan dolan çocuktu işte.
Yine de sabırlıydı chan ellerini çocuğun vücudundan, dudağını boynundan çekmiş, omuzundaki bacağı okşayarak indirmişti.
Seungmin neye uğradığına şaşırırken aniden onu bırakan oğlan çenesini kavramıştı.
"Bundan sonra erkek güzelim beline zincir takmak yasak, ha illa takarım diyorsan bakan herkesi öldürürüm ona göre."
Chan tekrar çocuğun dudaklarına bir öpücük vermiş ve oradan ayrılmıştı.
Seungmin'se bir başına neden bu çocuktan bu kadar hoşlandığını anlamaya çalışıyordu.
Sadece anlık değil eve gidene kadar düşündüğü tek şey chan'dı.
Yatağına girene kadar da fark edememişti, sabah beline taktığı zincir yoktu.
___________
İyidir yiyişmek
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.