2 . Katta kim var kim yoksa bu haberi söyledik . Aramıza Rosia ve Stephan adında 2 sevgili katıldı . Diğer insanlar ise bize inanmadı ve birçoğu " Saçmalama " kelimesini kullandı ama biz şaka yapmıyoduk gerçekti . 2. katta işe yarar birşeyler bulalım derken resmen Cennet'e düştük . Evet şaka gibiydi ama karşımızda bir Gun Shop ( Silah Dükkanı ) vardı . Gun Shop ( Silah Dükkanı ) sahibiyle konuştuk . Onuda aramıza almak istedik . O ise bize inanmadı fakat 2. kattaki camlardan yürüyen ölülerin Emin'in üzerine çullandığını gösterdiğimizde oda bize inandı ve bizle olmaya karar verdi . Gun Shop'un sahibinin adı Ekin'di . Gun Shop'un sahibinin telefonundan hepimiz ailelerimizi aradık ve " Sizide almaya geleceğiz . Sakın evden çıkmayın . " dedik . Gun Shop'un sahibinin , Rosia ve Stephan'ın aileleri yoktu . Artık 7 kişiydik . Her birimiz Gun Shop'tan 2'şer 3'er silah aldık . Gun Shop'ta kalan diğer silahları kumaş poşetlerin içine koyduk ve yanımıza aldık . Gun Shop'ta ömrümüzün sonuna kadar yetecek silah vardı . Artık bu haberi dükkanların içindeki satıcılarda öğrenmişti ve onlarda teker teker aşağı kaçıp teker teker yaşamlarını kaybediyolardı . 2. katta Migros'tan 100-150 civarında su , 200-250 civarında ise yemek aldık . Ve Migros'ta çok garip bir olay oldu . Rafların arasında bir bebek bulduk . Onuda aramıza aldık . Rosia ona annesiymiş gibi davrandı . Migros'tan çıkmadan bebek bezi ve bebek maması aldık . Boyner'den her birimiz kıyafet , ayakkabı , tişört , pantolon gibi şeyler aldık . Boyner'de bulduğumuz 4 büyük valizin 3'üne aldığımız şeyleri koyduk . Birini ise lazım olur diye yanımızda taşıdık . Eren , Mesut ve Nuri valizleri , Rosia ise bebeği taşıyordu . Stephan , Ekin ve ben ise birlikte onları koruyor , 2. kata çıkmayı başarmış yürüyen ölüleri hallediyorduk . Aralarında Emin'i gördüğümüzde şok olduk . Emin'i ben elimdeki silahla öldürdüm . Belkide spiker olmasaydı yürüyen ölüleri öldüremicektik bile . İyice sayıları artıyordu . Biz ne yapacağımızı bilmiyorduk . Stephan ve Ekin yürüyenlerle uğraşırken ben ise sağlam bir dükkan buldum ve " Buraya koşun ! " diye bağırdım . Hepimiz dükkanın içine girdik . Kapıyı kilitledik , kepengi aşağı çektim . Işıkları kapattık ve mağazada bulduğumuz bir mumla ısındık ve aydınlandık . Artık gece oluyordu . Türkiye'de çok hızlı yayılıyordu bu virüs . Belliki geceyi burada geçirecektik . Yarın bizim için çok farklı bir sabah olacaktı .
