-----------------------------✮----------------------------
chapter eleven: leather jackets and new friends
-----------------------------✮----------------------------
"Bir ağlarken görüyorum seni, birde sanatına aşık aşık tuvaline bakarken." dedi yanımdaki boş tuval ve tabureye yerleşen boğuk erkek sesi. Gözlerimi, yaptığım tablomdan ayırarak gelip konuşan kişinin kim olduğuna baktığımda, amigo olduğum gün duygusal patlama geçirip ağlarken beni bulan çocuk olduğunu fark ettim. Ciddi yüzüm onu gördüğüm an yumuşadı ve bana alayla söylediği şeye gülerek cevap verdim. Onun sanatla ilgilendiğini biliyordum, ve aynı resim dersliğinde kurs alıyor olmamızı evrenden bir işaret olarak yorumluyordum. "Ne derece manyak olduğumu anlamışsındır diye düşünüyorum." dedim, taslağıma geri dönerken.
Bu dönem sonunda resim öğrencilerinin 'Artemiyks Müzesi'nde herkese açık bir sergi sergileyeceğini biliyordum. Dahası, bir yandan Erasmus şansım için kara kara düşünürken diğer yandan yıl sonu olacak sergiye ne yapacağımı düşünüyordum. Benim yaratıcılığım sınırlıydı, çok nadir ilham gelirdi, ilham geldiği zaman işimi tam yapar ve planlayarak ilerlerdim ama ilham gelmediğinde, dımdızlak ortada kalırdım. Bu stres altındayken ilham perileri benim için çalışıyor gibi durmuyordu.
"Hey, daldın. Ne oldu?" dedi bana elini gözümün önünde sallarken. O an düşümcelerimden sıyrılıp gerçek dünyaya geri döndüm. "Sergi için ne çizeceksin?" diye sordum belki bir fikir alırsam yardımcı olabilir diye. "Basit, birkaç çiçek çizer geçerim." dedi bana sanki bahsettiği çok normal bir şeymiş gibi. Kocaman açtım gözlerimi. "Öylece çiçek çizip geçecek misin yani?"
"Sanatını küçümsersen küçülür, anlam yüklersen büyür..."
"Chaeyoung, adım Chaeyoung." dedim takıldığı için tamamlayarak. "Ama sen bana Rosalie de." aynen onu taklit ettiğimde güldü. "Sanatını küçümsersen küçülür, anlam yüklersen büyür Rosalie. Bunu öğrenmedin mi? Çizeceğim bir iki çiçeğin açıklamasına hissettiklerimi yazacağım ve bum. Sanattan anlamayan aptalların boş boş bakması için geçerli bir tablo daha."
"Peki ya ben ne yapacağım? Basit bir çiçekle bırakmak istemiyorum."
"O zaman hissettiklerini çizersin Rosalie. Bir iki çiçeğe anlam yüklediğinde her şey daha kolay ama sen bilirsin." Ardından benden bir cevap beklemeden tuvaline döndü ve önümüze konmuş garip çiçekleri çizmeye devam etti. Bense bu arada kara kara sergide ne yapacağımı düşündüm. Belki instagram'da sorabilirdim, bu nedenle telefonumu çıkarıp yeni bir post için hazırlandım.
—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
female robbery, rosékook
Fanfictionpark roséanne ve kardeşi jennie kim yeni okulları seoul ulusal üniversitesi'nin yurduna taşınırlar. rosékook