Duru, kadın olmanın verdiği hiçbir şeyden utanmıyor. Dekolte giyiyor, göğsü dik yürüyor, makyajını yapıyor, regl olduğunda rahatça bahsedebiliyordu. Ada, onun gibi olamamıştı hiç. Ama öyle olmayı çok istemişti.
-Bak Ada. Olan olmuş. Sanırım şikayet de etmeyeceksin. Böyle kendini üzmenin de anlamı yok. Üç dakika sonra yaşayacağımız belli değilken biz o son üç dakikamızı kendimizi yiyip bitirerek geçirmemeliyiz. Unutma bu hayatta bizden birer tane var. Degerliyiz. Hiç bir şey bizi bu kadar üzmemeli. Şimdi sil o gözyaşlarını. Akşam Erkoç Holding'in açılmasının dördüncü yıl dönümü olması dolayısıyla küçük bir kutlama var. Ona hazırlanmalıyız. Ha bu arada geliyorsun değil mı?
Ben de öyle düşünmüştüm.Ada'yı tabii ki dinlemeyecekti. Hemen hesabı ödeyip çıktılar. Eve doğru gitmeye başladılar. Yine sessizlik hakimdi. Duru, direk kendi evine getirmişti Ada'yı. Hemen Duru'nun odasına çıkıp kıyafet bakmaya başladılar.
Ada, siyah, paçası dar, şalvar kesimli, kalp yaka ve derin göğüs dekotesi veren straplez tulumu seçmişti. İnce belini saran sarı parlak kemeri hareket katmıştı kıyafetine. Altına yüksek topuklu siyah ama ince topuğu sarı olan stilettoları geçirdi. Düz saçını tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptı. Yine sarı renkte ki üçgen şeklinde uzun küpeyi küçük kulağına taktı ve siyah çanta tercihi yaptı. Göz makyajını siyah renkten yana kullandi ve dudağına sürdüğü kırmızı rujla makyajini tamamladı.Duru ise koyu zümrüt yeşili oldukça mini, tek kollu ve o tek kolu uzun olan sade elbiseyi tercih etti. Saçlarını tepeden sıkı bir topuz yaptı. Elbisenin altına siyah ile koyu yeşil arası renkteki yüksek platform topukluyu tercih etti. Göz makyajını siyah gölge şeklinde yaptı ve dudağına sürdüğü parlatıcı ile makyajını tamamladı.
İkisi de birbirinden muhteşem görünüyordu. Ada'nın kulağını annesi çınlattı.
Muhteşem görünüyorsun canım kızım. Çok güçlü, çok güzel... Hep böyle ol canım. Kendine güven. Hep ayakta dimdik dur. Şimdi gideceğin yerde ağır ol kızım. İnsanlarla konuşurken gözlerinin en içine bak. İyi eğlenceler kızım.
Annesi ıyi ki vardı.
Hazir olduklarını düşündüler ve terasa çıkıp birer sigara yaktılar. Birbirlerine bakıp gulumsediler. Çok güzellerdi.Duru, yedi senelik ilişkisini geçen sene bitirmişti. Daha doğrusu en yakın arkadaşıyla aldatılmıştı. Çok çabalamıştı yeniden olması için ancak ne arkadaşı ne de sevgilisi izin vermişti. Yedi senede olgunlaşmayan hatunu bir günde olgunlaştırmıştı hayat. Çocuk olmayı o kadar çok özlüyordu ki... Ama artık geçmişti.
Sigaralarını söndürüp aşağıya indiler. Son kez aynada kendilerine bakıp ışıkları söndürüp arabaya doğru yol aldılar. Ada, açıkçası gitmek istemiyordu. Kalabalık yerler ve kutlamalar Ada'ya göre değildi. Asıl olan kutlamalar değil törenlerdi çünkü. Ada ve Duru, sakin ve bir o kadar da asil bir şekilde arabaya bindiler. Duru, arabayı çok hızlı kullanıyor ve Ada, koltuğa yapışmış bir biçimde hiçbir zaman adaletine inanmadığı tanrıyla sohbete geçmişti.
" Yine gördün ve hiçbir şey yapmadın. Sana inanmamam için her yolu deniyorsun ama yeter. Evet isyan ediyorum. Annemin de benim de yaşadıklarım kullarinin vicdanına sığmıyorken sendeki merhamet, acıma duygusuna nasıl sığıyor. Şimdi Duru'nun bu dikkatsiz şoförlüğüne el koymalı ve benim canımı almalısın. Lutfen yap bunu. Sana inanmamı sağla."
Yine istediği olmamış bir biçimde kutlamanın olduğu dağ evine gelmişlerdi. Ikisı de aynı anda arabadan indiler. Arabadan inmeleriyle gözlerin onlara çevrilmesi bir olmuştu. Evet düşündüğümüz gibi davetin en güzel kadınlarıydılar. Adeta göz kamastiriyorlardi. Insanlara bakmadan kendi masalarına geçtiler. Direk iki kadeh kırmızı şarap istediler. Hiç gülmeden ciddi bir şekilde konuşmalarını sürdürüyorlardı. Bu esnada şarapları gelmişti. Ince parmaklarıyla tutup kadehin dibini gördüler ilk dikişte. Erkoç Holding'in sahibi Kenan Er, bu esnada yanlarına yaklaşmıştı.
- Yavaş olun hanımlar, bu ne hız?
Ada, içkiyi ve ozellikle kırmızı şarabı çok sever ve içişi hakkında birinin bir şey demesinden nefret ederdi.- Hızlı olan kazanır Kenan Bey.
Dedi usulca göz kırparak.- Hoşgeldiniz. Beni çok mutlu ettiniz hanımlar. Bir isteğiniz olursa ben buralardayim.
"Gerizekalı. Senin kutlaman ve sen buralarda olmak zorundasın. Lâf olsun diye lâf etmenin anlamı yok. Hoşgeldin dedin ve git." diye aklından geçirse de Duru, dışarıdan hafifçe başını eğerek gülümsedi.-Aa bu arada Ada Hanım. Az kalsın söylemeyi unutuyordum.
- Buyurun efendim.
- Babanız Tekin Bey'de buralardalar. Haberiniz olsun istedim.