8.bölüm

177 18 9
                                    

Korkmam inan ölmekten..

ilk bölümler
Porotkallifi hesabında ordan okuyup buraya geliniz

Aldığım duş ile kendime gelen bedenim,hafızam beni daha fazla dinç tutuyordu. Duştan çıkıp üstüme bornozumu aldım ve saçlarıma havluyu doladım.

Kabus görmüştüm resmen,tolgaya onu sevdiğimi söylemek neydi? Peki o aptal tolganın bana yaptığı tavırlar. Sanki ben baktım tüm nişan günü sana.

saçlarımdan akan su damlacakları olduğum fayansı ıslatıyordu. üstüme siyah ve beyaz çizgili pijamamı geçirdim. Duş ne kadar iyi gelsede bedenimde ki ağırlık hissi tam anlamı ile beni terk etmiş değildi.

odamdaki sehpaya baktığımda su olmadığını fark ettim. Yeni duştan çıktıktan sonra susmak bana aşırı saçmada gelse o an ve o kafada bunu düşünmek istemedim ve odamdan çıktım.

Çorapsız ayaklarım soğuk fayansa deydiğin de hafifçe irkildim, merdivenlerden inerken herkesin odasına çekildiği heryerin ışıklarının kapalı olması ile anlaşılıyordu.

merdivenlerden inidiğim de aşırı yorulduğumu fark ettim neden vücudum bir anda çökmüştü bilmiyordum ama bunun sırası değildi. Herkes mutluyken ve misafirlikteyken bunları düşünmemem sağlıklı olmam gerekiyordu.

mutfağa girdiğimde önümdeki masada oturan birini fark ettim ilk başta göz yanılması sansamda ışığı açtığımda bana dik dik bakan elaları fark ettim.

denizin gözlerinin altı aşırı soluktu ve kirpikleri ıslanmıştı. Hızla ve telaşlanmış bir şekilde denizin yanına ilerledim "deniz,iyimisin?" Dediğimde dahada soluk bir bakış attı.

Hemen elimle alınına dokundum aşırı fazla yanıyordu alnı,ateşi vardı. "İyiyim" dediğinde sesi titriyordu lakin bana beli etmemeye çalışıyordu.
kolunu omzuma attım.

Konusacak gücü bile yoktu nasıl yürüyecekti?. Ona yardım etmek amaçlı hafifçe ayağa kaldırmaya çalıştım. Benden bin kat ağır olduğu ortadaydı zar zor yardım etmem ile o da bana yardım amaçlı kendine gelmeye çalışıyordu.

denizin kendi odası olmadığına göre benim odamda yatacaktı. Sıkıntı ile ve alnımdan su gibi akan ter ile denizi mutfaktan çıkardım.

Ağzından gelen iğrenç ve ağır bir koku ile içtiğini daha yeni fark etmiştim,Ayrıca üstü hep ıslaktı. Ne olmuştu bilmiyordum,merak ediyordum lakin şuan bu soruyu sormak mantıklı değildi.

Kendine geldiği anda kesinlikle bunun hesabını ona soracaktım. Bana annemisin sanane der diye düşünsemde merdivenden düşecek gibi olmamla aklımdakileri bir kenarıya savurup denizin beline daha çok sarılıp onu taşımaya çalıştım.

merdivenlerde ölüm ve yaşam savaşı vererek çıktığımızda ve son basamadığıda atlattığımızda deniz kendini toparlamaya çalışırak yürümeye çalıştı bende ona yardım ediyordum.

Keşke bu direnci merdivenlerden çıkarken de gösterseydi bu kadar ter dökmemiş olurdum. Yorgunlukla denizi duvara dayadım ve hemen odamın kapısını açtım. Deniz tekrar kolunu omzuma attığımda kimse görmeden denizi odama soktum ve kapımı kapattım.

Derin bir nefes verip denizi yatağa yatırdım. Denizde benim gibi ter içindeydi. "Deniz ya biri görseydi" diye söylenirken üstündeki tişörtü çıkarmaya çalışıyordum.

"Neden içip sıçıp buraya geldin?,seni bu halde görselerdi  bir sürü azar yiyecektin" dediğimde üstündeki tişörtü çıkarmıştım ve boynundan akan terler göğüsünde yol çiziyordu.

"şu haline bak kim için veya ne için yaptın deniz" dedim daha çok sorar gibi değil kızar gibiydi ama deniz bunu anlayamacak kadar sarhoştu yada çoktan sızmıştı çünkü gözleri kapalıydı.

KARANLIK BATAKLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin