KAYBEDİLEN HAYALLER

36 5 6
                                    

Yaz tatilinden yeni çıkmıştık. Yani daha doğrusu benim için bu böyleydi. Okul açılalı bir ay olmuştu. Pek arkadaşım yoktu. Çünkü pek arkadaş canlısı birisi değildim. Yanıma yaklaşan herkes ile kavga eder kalplerini kırardım. Huyum batsın ben hep böyleydim.

Haftanın ilk günüydü. Yine o saçma okul kıyafetlerini giymiştim. Bu kıyafetleri hiç sevmiyordum. O yüzden de liseye geçtiğim ilk günden bu yana eteğimi hep kısaltırdım.

Okula geldiğimde bana gıcık olan ve benimde kendilerinden nefret ettiğim o kız grubu, Ece, Havva ve Reyyan okul girişinde bekliyorlardı. Öküzün trene baktığı gibi bakan kızlara gözlerimi devirmiş, kapıya ilerlemiştim.

Bana çelme takan Reyyan ile yere kapaklanmam bir olmuştu. Sinirle ayağa kalkmıştım. Reyyan'nın gevşek ve gülen ağzına bir tane patlattığım gibi kız yere kapaklanmıştı. Arkadaşlarının da onu kaldırmaya çalıştığı sırada müdür yardımcısının "Duygu Olgun. Odama gel" demesiyle kendimi Doğu Hoca'nın odasında zorunlu nakil cezası alırken bulmuştum.

Gideceğim okul eve çok uzak değildi. Bu yüzden okuldan atılmam pek sorun olmazdı. Tek sorun annemin bunu söyledikten sonra ki ilk tepkisiydi. Doğu Hoca bu cezanın anneme mesaj olarak gideceğini ve yarında itibaren artık yeni okuluma gitmem gerektiğini ama bugün burada derse devam edebileceğimi söylemişti.

~~~Ertesi Gün~~~

"Duygu! Ben çıkıyorum. Geç kalmak üzereyim. Kalkıp kahvaltını yap."
Uyku mahmurluğu ile gözlerimi açıp "Tamam görüşürüz." Dedim. Ve okula hazırlanıp evden çıktım.

Okula girdim ve doğruca müdür yardımcısının odasına gittim. "Yeni okuluna hoş geldin, Duygu. Sınıfın
11/C, Sınıfına geçebilirsin." "Teşekkürler hocam" deyip sınıfa geçtim. Kapıyı çaldım ve içeri girdim.
"Hocam ben yeni öğrenciyim. Sınıfım burası." "Hoşgeldin kızım. Adını söyleyip, sırana geçebilirsin. "Ben, Duygu Olgun." Kızlardan en saf gibi görüneni bana "Memnun olduk." Dedi.

Gülümseyip en arkada, kafasına kapüşonlu kapatmış, yeşil gözlü çocuğun yanına doğru yürüdüm. Tam o sırada sınıfta bir uğultu yükseldi ki kimisi kulağıma bile çarptı.

"Kızı öldürecek kesin"

"Geçen sefer Samet'e neler yapmıştı. Sırf arkasına oturdu diye."

"Yazık oldu güzelim kıza"

"Off kanka kıza bak taş gibi."

" Aynen kanka da kız sana bakar mı? Geldiği gibi Alaz'ın yanına oturdu."

"Alaz onu öldürmesin ya. Yazık olur taş gibi kız"

Konuşmalar hocanın sesi ile son bulmuştu. Bana bakmayan tek kişi o çocuktu.

"Oturabilir miyim?" Sesini çıkarmayıp sadece yana kaydı. Sesizce oturdum ve biraz uyuma kararı aldım.

Ne de olsa depresyondaydım. Annem babamdan ayrılmıştı. Bu da beni oldukça kötü etkilemişti. Babam ile birlikte kalmayı seçseydim İtalya'ya gidecek ve ülkeme geri dönmeyecektim ve annemi hiçbir zaman görmeyecektim. Ama annemi burada tek bırakmamayı seçmiştim ve hayallerimden vazgeçmiştim. Ama bu annemin ve babamın ne kadar umrundaysa.

Düşünürken uykuya dalmıştım. Kollarımın üzerine bırakılan ekstra sıcak birşey ile uyanmam bir oldu. Kafamı kaldırdığında herkesin sınıftan çıktığını ve sırasında oturduğum çocuğun da çıktığını gördüm. Galiba onun ceketiydi.

~~~ İki Gün Sonra~~~

İki gündür beni eve bırakan okuldan arkadaşım ve cokul çıkışında bana sadece adını söyleyen ve sinirli olduğunu tahmin ettiğim yeşilleriyle bana bakan Alaz'ın bakışları ve beni eve bırakmayı teklif eden Efe'nin arasında kalmıştım. Bir kaç dakika sonra Efe beni eve bırakmıştı. Evim her ne kadar yakın olsada.

-----------------------------------------------------------

Bölüm sonuuu!
Bu bölüm biraz saçma oldu ama ikinci bölüm bundan çok daha güzel olacak keyifli okumalar. 3>

KÜL |  TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin