Bu kurgu şu ana kadar üstüne en çok düşündüğüm hikayeye sahip ve bunu insanlarla paylaşıyor olmak beni cidden heyecanlandırıyor. Sokak Nöbetçileri okurken ihtiyacım olan şeyin böyle bir kurgu olduğunu fark ettim. Üç gündür hikaye ile ilgili soru işaretlerimi gidermeye çalışıyorum ve bunu düşünmek bile beni uyutmuyor. Eninde sonunda hikayeyi tamamladım. Huzurlarınızda KAFES'DEN KAÇIŞ
Kimse seni dinlemiyorken konuşmak kolaydır. Kafamda durmadan bağırıp çağıran, bir yabancının sesi. Yüzümde kocaman yalandan bir antidepresan gülümsemesi.
-Model, antidepresan gülümsemesi
*
Tam on üç dakikadır tabağımdaki yemek ile bakışıyorduk. Çatal kaşık sesleri bakışmamızı daha romantik hale getirirken elime aldığım çatalımı tekrar masaya bıraktım.
"Cidden aç değilim. Bu gece bir şeyler yemesem olmaz mı?" Olabildiğince tatlı bir sesle sormuş olmama rağmen babam bana gözlerini dikmiş bakıyordu. Bakışlarından 'O tabak bitecek' cümlesini duyabiliyordum. Ve ne yazık ki bu bir rica değil emirdi. Yanında oturan Beril isimli 'anneme' baktığımda hafifçe gülümsediğini gördüm.
"Sadece kahvaltı yaptın ve bunun dışında odandan çıkmadın Beren. Biraz yemeye zorlasan kendini. Hem bu gidişle hasta olacaksın." Babam memnun bir ifadeyle onaylamıştı müstakbel 'eşini'. Onlara gizleyemediğim kızgınlığımla bakıyordum. Şu an evli olmaları ilişkilerini onayladığım veya memnun olduğum anlamına gelmezdi.
"Beril haklı. Hem biraz yüzünü görelim kızım." Borol hoklo. Hom boroz yozono gorolom kozom.
"Ya ben sizin yüzünüzü görmek istemiyorsam?" Siktir. Aklımdan geçeni hiç düşünmeden söylemiştim. Bu sefer babamın sert bakışlarının yanına Beril'in şaşkın bakışları eklenmişti.
"Berencim o nasıl laf?" Soruyor bide anlamadı sanki angut.
"Nasıl anladıysan öyle. Belki anlamamışsındır diye tekrar edeyim. Sizi görmek istemiyorum! Ne yan yana, ne de ayrı ayrı." Babamın bakışlarına şaşkınlık da eklenmişti.
"Beren çabuk yemeğini ye ve odana çık."
Gözlerine alayla bakıp güldüm."Bak yine bağırıyorsun baba. Yapabildiğin başka bir şey yok zaten. Bağırıp çağırmaktansa karşındakini biraz anlamaya çalışsaydın şu an bu masada annem otururdu." Bu söylediklerim onun için son damlaydı ama benim için de son noktaydı.
"Madem çok istiyorsun anneni hadi git Beren, kapı orada kızım. Git bakalım bulabiliyor musun o kadını?" Yaptığı imayı Beril anlamamış olsa da ben anlamıştım. Dolan gözlerimden düşen bir damla yaş dudaklarımı birbirine bastırmama sebep olmuştu.
"Onu bulabiliyor olsaydım burada olmazdım zaten baba." Sert bakışlarıma tezat sesim titremişti. Babam söylediğimle sertçe yutkunmuştu ne dediğinin farkına varmış gibi. Gözlerine yerleşen hüzünle bana baktığında çoktan ayağa kalkmıştım.
"Kızım öyle demek iste-" Çoktan masadan ayrılıp odama gelmiştim ve arkamdan çarptığım kapı sözünü kesmişti. Yatağıma uzanıp battaniyeyi kafama kadar çekmiştim. Yüzüm duvara dönüktü ve sessizce ağlıyordum. Hep sessiz ağlardım ve babam bir kez olsun sesimi duymazdı. Zaten o ağlattığından çok umrunda da olmazdı.
Gelen ses ile ince battaniyeden ışık görünmüştü. Birisi gözlerimi kör etmek istiyor olacak ki ışığı açmıştı. Bir kaç saniye sonra yatak hafifçe çökmüştü, birisi battaniyenin açık bıraktığı saçlarımı okşamaya başlamıştı. Bu bana annemi hatırlattığında istemsizce nefesimi vermiş ve tuttuğum hıçkırığımı serbest bırakmıştım. Burnuma dolan çilek kokusu ile bu kişinin Beril olduğunu anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES'DEN KAÇIŞ
Mystery / Thriller(...)Ne olmuştu? Ölmüş müydüm? Bu bir rüya olmalıydı değil mi? Hatta bir kabus. Hayatım bir gecede bu denli değişemezdi. Kesin kafamda kuruyordum. Delirmiştim ve beni bir odaya kapatmışlardı, bu yüzden her yer karanlıktı değil mi? "Beren!" Bu ses ta...