"DİYARBAKIR" dedim o an annem dehşet içinde bana bakıyordu. "ne demek diyarbakır kızım oranın nasıl bir yer olduğundan haberin var mı "demişti bende kendimden emin bir şekilde "evet anne biliyorum ve emin ol burda görev yapmaktansa orda görev yaparım daha iyi" annem resmen sinirden ne yapıcağını şaşırmıştı "güzel kızım güzel yavrum bak orası hiç güvenli değil terörist kaynıyor haberin var mı ya sana bişey olursa yaşehit olursan düşündün mü bunları" tabikide düşünmüştüm "evet düşündüm anne ben öyle sıradan bir iş yapmıyorum askerim ben asker benim görevim vatanımı korumak ve bu görevi layığı ile yerine getirmek ha olurda şehit olursam ne mutlu bana şanı ve şerefi ile şehit oldu benim kızım dersin" söylediklerim biraz ağırdı fakat artık büyüdüğümü ve kendi kararlarımı kendim verebileceğimi bilmesi gerekiyordu ben oraya gidicem ve vatanım uğruna bana verilen görevi yerine getiricem
annemi ırmak teyze zor sakinleştirmişti onun aksine oğlu ile gurur duyuyordu demir ise annemin gönlünün rahat olmasını beni her daim koruyacağını söylüyordu neyseki bir şekilde bu kararıma saygı duymasını sağlamıştım en fazla 1 hafta içinde oraya yerleşip time katılmam lazımdı
2 gün sonra
herşeyim tamamdı artık gitme vaktım gelmişti demir benden önce gidip lojmandaki dairelerimize eşya bakmaya hatta neredeyse bitirmek üzere olduğunu söylemişti o yüzden içim çok rahattı zaten götüreceğim öyle fazla bir eşyam yoktu bir bavul 3 koli de kitap kitaplara cidden hayranım evde ne kadar kitap var ise hepsini yanıma almıştım boş vakitlerimde gerçekten çok iyi geliyordu bana bir nevi terapi gibi
annem ile vedalaşmamız hiç kolay olmamıştı ama bir şekilde benim oraya gidiceğimin farkında olduğu için sesini çıkartmıyordu en sonunda uçağa binmiştim
uçaktan indiğimde demir ve arkasındaki siyah mini cooper beni bekliyordu.hemen yanına gittim ve lojmana doğru sürmeye başladı.
evime geldiğimde tam bana göre dizayn edilmişti daha doğrusu demir iyi bir iş çıkartmıştı hayatımın bu zamanına kadar hep sadelikten yana biriyim şatafatlı ve abartılı şeylerden nefret ederdim.ev 2+1 idi.bir oda benim yatak odamdı gri tonları ağırlıktı diğer odaya girdiğimde beni 2 duvarı boydan boya bir kitaplık tekli koltuk ve çalışma masası karşılamıştı hiç vakit kaybetmeden odamı düzenlemeye başladım son hali gerçekten iç açıcıydı
gece boyu evimi dekore etmiştim her ne kadar 3 de uyusam da erken kalkmaya alışık olduğumdan 7 gibi kalmıştım erken derken 7de kalkmak erken değil ama normal zamanlarda istisnalar olabiliyor.
üstümü giyinip kahvaltımı yaptım ve tabura doğru yürümeye başladım. tabura geldiğimde öncelikle tanımadıkları için kimlik kontrolü gibi şeyler yapıldı içeri girdiğim gibi albayın odasını aramaya başladım çok da zor olmamıştı benim için kapıyı çalıp içeriye giriş yaptım
"üst teğmen Asena Duran/ ankarara emredinkomutanım!"deyip temkil verdim "rahat! hoşgeldin asena" dedi "senin timin kılıç timi 2 gün içinde göreve başlaman gerekiyor" bende sakin bir tavır ile "emredersiniz komutanım dedim" yiğit albay hemen "senin hakkında pek bir bilgi bulamadık bana anlatmanı isterim sonuçta aynı yerde çalışıyoruz senin hakkındaki bilgiler önemli olabilir bizim için" dediği şey ile biraz garipsedim ne gibi önemli şeyler diye düşünürken anlatmaya başladım" 4 yaşıma kadar diyarbakırda yaşadım sonra annem ile ankaraya taşındık okul hayatım pek başarılı değildi annem doktor yada avukat olmamı isterdi ben ise ondan habersiz mülakatlara katıldım ve kazandım harp okulunda okulun en iyi nişancılarından biriydim bazı operasyonlarda yaptığım planlar sayseinde başarı ile sonuçlandı bu sayede üst teğmen rütbesine ulaştım.umuyorum ki sahada da güzel görevlere tanık olucağım" pür dikkat dinleyen albayın kaşları bir anda çatıldı "ne kadar iyi olduğun kulağıma gelmişti fakat aklıma takılan bir şey var.annen ile ankaraya gittiğinden söz ettin peki baban nerde" işte benim de bilmediğim o soru "bilmiyorum komutanım bir gün eve geldiğimde annem ile beraber apar topar evden ayrılıp ankaraya geldik hala babamı sorduğumda bilmediğini söylese de bildiğini adım gibi biliyorum.babam hakkında bildiğim tek şey ise asker olduğuydu belki hayatta belki şehit ne durumda olduğunu bilmiyorum "dedim "anladım kızım bak eğer istersen baban konusunda yardım edebilirim taktir edersin ki çevrem geniş özellikle baban asker ise bulmam çok zor olmaz " gerçekten yardım etmek istiyordu fakat onu kendim bulmalıydım bunca yıl neden yanıma 1 kez olsun gelmediğini neden hiç aramadığını sormalıydım "teşekkür ederim komutanım fakat kendim bulsam daha iyi olur .
biraz daha sohbet ettikten sonra taburdan çıktım eve geldim ve uzun zamandır havuçlu kek yapmadığım aklıma geldi üstümü değiştirip hemen mutfağa geçtim ardından keki yapmaya başladım
kapı zilim çalmıştı karşımda muhtemelen 1.90 olduğunu düşündğüm kaslı esmer biri vardı "buyrun?" dedim "yumurtanız var mı acaba bizde kalmamış da " "evet var kaç tane lazım?" "3 tane " hemen içeri girip yumurtaları getirdim ."sağolun bu arada ben metehan" tebessüm edip " memnun oldum bende asena " "bende memnun oldum ve yumurtalar için tekrardan teşekkür ederim" selamlaşıp kapıyı kapattım
aslında sert göründüğü için sert bir şekilde konuşur diye düşünmüştüm ama öyle olmamıştı ben içimden bunları geçirirken kek çoktan pişmişti bende fotoğrafını çekip demire attım eminim ki 5 dk içinde burda olur vee dediğim gibi de oldu tam 5.dakikada kapı zilim çaldı "ooo hoşgeldiniz demir bey" anında içeri girip beni iterek "çekil kız kek nerde "dedi şaşırdık mı aslaa kapıyı kapatıp içeriye geçtiğimde mutfakta tezgaha oturmuş kek yiyen bir demir ile karşılaştım tabi o kadar yemeğe odaklanmış olacak ki beni fark etmemişti bende fırsattan istifade fotoğrafını çektim gerçekten çok komikti
demir kek yiyip gitmişti bende duş alıp uyudum.sabah saat 5de kalktım duş kahvaltı gibi işlerimi hallettim ve tabura yürümeye başladım tabura geldiğimde askeri kimliğimi gösterdim neden ilk geldiğimde göstermediğimi hatırladım o anın heyecanından askeri kimliğimi unutmuştum içeri girip odada üniformamı giydim ahh canım formam seninle daha ne çok başarılara imza atıcaz diyerek iç geçirdim.tamamen hazır olduktan sonra yiğit albayın odasına geçiş yaptım temkil verdikten sonra onu takip etmeye başladım bahçeye çıktığımızda galiba benim timim olucak ki içtima yapıyorlardı hepsi albayı görünce asker selamı verdi aşbay "rahat! sizi üst teğmen asena ile tanıştırayım bundan sonra o da sizin timinizden" hep bir ağızdan emredersiniz komutanım denildi. albay gidince herkes bir yere oturdu ben ise demir kuşumun yanına gittim "bakıyorum da çabuk yorulmuşsun " demir ters bir bakış atarak "sen geç dalganı seni de görücez asena hanım sonra bakalım böyle konuşabilecek misin " beni fazla hafife alıyordu "beni tümgeneraller yarbaylar yetiştirdi bunlar bana komaz kanki"deyip hevesle göz kırptım "doğru nasılsa okul birincisiydin tabi yetiştirecekler ama ben bittim burda"
biraz daha konuştuk o sırada onu tekrar görmem biraz şaşırttı
"temkil ver asker"
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
evettt bu bölüm biraz sıkıcı oldu ama ileriki bölümler emin olun daha eğlenceli olucak yani inşallah
=sizce asena kim ile karşılaştı??
=asena babasını bulabilecek mi yada bulursa onunla konuşmaya cesaret edebilecek mi??
vaktim olduğu kadar bölüm yazmaya gayret ediyorum ama bundan sonrakileri haftada 1 bölüm olarak yazabilirim umarım beğenmişsinizdirrr
YOU ARE READING
VATAN UĞRUNA
Romanceküçükken bilinmeyen bir sebep ile annesi ile beraber ankaraya giden asena ve yıllar sonra karşısına çıkan geçmişi ile yüzleşmesinin hikayesi