-.--(f)

48 9 15
                                    

1.kitap finali


"Riki, bu hangi içkinin bardağıydı?"

"Şarap"

Tezgahın önünde bar sandalyesinde otururken başını telefona geri indirdi.
Bugün fazla kişi yoktu. Riki'nin karşısında durduğumda başını kaldırıp bana baktı. Hafifçe gülümserken ayağa kalktı.

"Ben gidiyorum"

"Nereye?"

"Odama"

O giderken ben işime devam ettim. Kapanış saatine yaklaştıkça neredeyse kimse kalmamıştı, kalan kişiler ise birbiriyle vedalaşıyor ve hazırlanıyordu. İş kalmadığı için tezgâh tarafından çıkıp merdivenlere yöneldim ve hızlı adımlarla merdivenleri çıkıp Riki'nin odasının önünde durdum. Kapıyı tıklattım ve içeri girdim.

Bilgisayarıın başında oturmuş parmakları klavyede gezinirken kulağındaki kulaklığı ile oyun oynuyordu. Benim geldiğimi gördüğünde kulaklığını çıkarıp masaya bıraktı. Oyuncu koltuğuna yaslanıp bana baktı. Yatağına oturdum ve ona bakarken gülümsedim.

"Oyununa devam et ben seni izlemeye geldim"

"Geç oldu uyu"

"Uyumak istemiyorum seni izpemek istiyorum"

"Peki öyleyse"

Ayağa kalkıp yanıma geldi ve yatağının yorganını açıp yatağı işaret etti.

"İkisini aynı anda yapabilirsin"

"Senin yatağında mı? Sayori, Senin eşyalarının başkalarının kullanmasını sevmediğini söylemişti"

"Sen başkası mısın?"

Durdu ve üstümdeki kıyafetlere baktı. Arkasını dönüp dolabına yöneldi ve bir eşofman ve bir tişört çıkarıp bana uzattı.

"Bunları giyin şurada"

Gösterdiği kapıyı açtım ve ona özel olan banyosuna girip üstümü değiştirdim. Eşofmanın iplerini iyice sıkıp belimden düşmemesini sağlayıp banyodan çıktım. O zaten bilgisayarı kapatıp yatağa izanmış ve telefonuna bakıyordu. Beni gördüğünde gülümsedim ve yanına uzandım. Telefonunu yastığının altına koydu ve yorganı üstüme atıp kollarını belime sardı. Baş parmağı ile belimi okşarken eli yavaşça tişörtümü altına gitti ve belimi o şekilde okşamaya devam etti.
Yüzüm kızarırken ona bakmaya devam ettim. Hafifçe sırıttı

"Öyle bakma. Senin belini okşamak istiyorum, tişörtü değil"

Gülümseyip onu izlemeye devam ettimm Yavaş yavaş uyku üstüme çökmüş, gözlerim kapanmaya başlamıştı.




___🍷___


"Kızım~ Hadi uyan geç kalacaksın"

Yavaşça gözlerimi araldım, yanımdaki boşluğu hissettiğimde ani bir hareketle arkamı döndüm. Riki nereye gitmişti? Karşımdaki kadı...Annem? Anlamayarak ona bakarken mırıldandım. Herşey yerine oturmaya başlamıştı. Karşımdaki kadın yeni annemdi. Herşey bir rüya mıydı gerçekten? Bu kadar uzun ve detaylı bir rüya olabilir miydi? Bayılmış ya da komaya girmiş olabilir miydim acaba? Riki diye birisini aslında tanımıyorum bundan emindim. Küçükken yetimhanede arkadaşım yoktu özellikle de Riki adlı birisi hiç yoktu. Düşüncelerimi annemin konuşması kesti.

"Kızım hadi kalk bugun okulundaki ilk günün, geç kalma"

Yavaşça yerimden doğrulup odama baktım. Yataktan kalkıp yatağımı topladım ve yüzümü yıkayıp kahvaltımı yapmak için aşağı kata indim. Annem ve babamla kahvaltımızı yaptık. Yemek boyunca sessizce yemeğimi yedim. Yeni ailemle 1.ayımdı ve sessiz olmamı garipsemiyorlardı. Yemekten sonra tekrar odama çıktım ve üstümü giyinip çantamı aldım. Babam arabayı işaret ettiğinde onu takip edip arka koltuğa oturdum.

"Bugün ilk günün! Yeni arkadaşlar edinirsin, yeni insanlarla tanışırsın!"

Babamın neşesine gülümseyip mırıldandım.

"Bugün çok yorgun hissediyorum"

"İstersen kahve alalım"

"Olur"

Babam arabayı biraz ilerideki kahvecinin önünde durdurdu ve bana bakıp gitmeden önce hangi kahve isteğimi sordu. İce Americano istedim çünkü rüyamda en son onu içmiştim, belki soğuk birşeyler bana iyi gelir. Babam elinde iki kahveyle geri geldi ve elindeki soğuk kahveyi bana uzatıp arabayı çalıştırdı. Kahveyi yudumlamaya başlayacaktım ki daha ilk yudumda yüzüm eşkidi ve buruştu. Normal kahveydi ama bu sefer sevmemiştim, Neden bilmiyorum. Yanlış bir tat yoktu ama sadece hoşuma gitmemişti.

Okulun önünde durduğumuzda çantamı alıp arabadan indim ve babamla vedalaşıp içeri girdim. Zaten sınıfımı biliyordum. Sınıfıma doğru ilerlerken biri gözüme çarptı. 4 arkadaşı ile birlikte yürüyen birini gördüm, başı eğikti ama arkadan ona benziyordu. Riki'ye benziyordu. Ah sanırım şizofren olmaya başlıyorum. Kafamı dağıtmaya çalışarak sınıfıma girdim ve boş bulduğum bir sıraya oturdum.

Hemen birkaç dakika sonra ders zili çaldı ve içeri öğrenciler dolmaya başladı herkesin bakışları arada bir bana kayıyordu. Bende etrafa çekingen bakışlar atarken yanıma hunharca ve resmen kendini fırlatırcasına biri oturdu. Sırasına yaslanırken tahtanın önünde durduğunu düşündüğüm çocuğa seslendi. Ama benim dikkatimi çeken şey kime seslendiği değil, kimin seslendiğiydi. Çünkü sesini duyduğum anda gözlerim kocaman açıldı ve ona döndüm.
Yüzüne baktım ve Riki olduğuna yemin edebileceğim ama aynı zamanda hareketlerinin hiç benzemediği çocuğa baktım.

"Sen yeni-"

Bana dönerken konuşacaktı ki aniden durdu. Ağzı açık dururken bana baktı. Kaşlarını çatarken isimliğime baktı.

"Park Aera?"

"Efendim?"

Bakışlarını tekrar bana doğrulturken yutkundu. Onun isimliğine baktığımda ise aynı tepkiyi ben verdim ve bakışlarımı isimliğinden çekemedim. Sanki kilitlenmiş gibiydim.

Nishimura Riki








_______________


Merhabaaa

kısa oldu ama final bölümüydü
belki kitabın ikicisini yazabilirim ama emin değilim cunku okunmuyor

herneyse sizce nasıldı kitap?
Bekliyor muydunuz sonunun böyle olmasını?

Umarım begenmissinizdir!  'Mockingbird- Lee Heeseung' adlı yani bir fanfic yazdım okuyabilirsiniz🐛

Hoşçakalıııın😚




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝑾𝒊𝒏𝒆 𝑫𝒂𝒚 •  ɴɪꜱʜɪᴍᴜʀᴀ ʀɪᴋɪHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin