Derin Kızıl anlatıyor...
İlk Kabul'e geldiğimde Feder isminde "anne" mesleğinde bir bayan vardı. Siyah saçlı,esmer,boyu benden biraz kısaydı. Yüzündeki en belirgin yeri gözleriydi.
-Sen biraz otur. Birazdan amir gelecek,tamam mı kızım?
- Peki!..Az sonra amir geldi. Amirin bayan olduğunu görünce şok oldum. Amir deyince benim aklıma ilk erkek olacağı gelirdi. Bu yüzden şaşırmıştım. Aslında çok güzel bir bayandı. Esmer,saçları karamel,gözleri kahverengiydi. Adıysa Nikse'ydi. Onu sevmiştim iyi birine benziyordu.
İşlemler yapılınca Feder üzerimi aradı. Çakmağımı ve jileti aldı. Sonra "Eldivenlerini çıkart."dedi.
-Eldivenler yapıştı. İstesem de çıkmıyor.
- Dalga geçme,yavrucuğum!
- Dalga geçmiyorum. Çıkarmaya çalışınca kanıyor.Feder uyarılarımı dikkate almayıp eldivenleri çıkarmaya çalışınca çığlık atmaya başladım;çünkü canım çok yanıyordu. Yere kan damlayınca Feder elimi bıraktı ve özür diledi. Anlaşılan bu parmaksız eldivenler hiç çıkmayacaktı. Nikse sordu.
-Neden buradasın?
- En sevdiğim öğretmenimi yani Deniz'i öldürmeye çalıştım. Arabasının üzerine "Ecelin geldi Deniz.D.K."yazdım. Sol göğsünün üstüne ismimi yani "DERİN KIZIL"ı kazıdım ve onun kalbini ellerim ve tırnaklarımla çıkarmaya çalıştım. Sonra da Hazal'a yani hayatta en sevdiğim insana Deniz'i kaçırmasını söyledim. O da kaçırdı. Benim olayım bu!Önündeki defter "Aşırı tehlikeli!"yazdı. Böyle olduğumu bilmek güzeldi. Aslında bu herkes için kötüydü; ama "tehlikeli" olmak çok hoşuma gitmişti.
-Herhangi bir şeyden korkuyor musun ya da bir şeye alerjin var mı?
-Bala alerjim var. Palyaçolardan ve ani şeylerden korkarım. Eğer ani bir şey olursa saldırırım.
-Peki. Bunları da not alıyorum.
-Evet,bence de not al! " Aşırı tehlikeli"nin yanına yazabilirsin.Bana bakışları biraz sinirli biraz da korku doluydu Nikse'nin.
Karnımın acıktığını söylediğimde Feder anne bir şeyler hazırladı. Kızartılmış köfte,ciğer,yanında da salata ve ayran.
Aradan biraz zaman geçip yediklerimi sindirdikten sonra kahve içtik üçümüz. Uykumun geldiğini söyleyince "Grup" isimli salonun yanındaki odayı gösterdiler. Rahat bir yataktı,o belliydi; ama küçüktü. Ayaklarım bile yatağın dışında kalıyordu. Bugün idare edecektim artık. Yarın bir çözüm bulurdum. İyice bir uyumam gerekiyordu; çünkü çok yoğun,moral bozucu ve kanlı bir gün geçirmiştim. Yarın,umarım iyi şeyler olurdu.
X X X
Sabah uyandığımda başımda bayan güvenlik duruyordu. Uzun boylu,zayıf,ince parmaklı,beyaz tenli ve kumraldı. Aşırı zayıftı. Bir güvenliğe göre fazla zayıftı. Ama güzeldi. Beni kaldırmak için elini uzatınca,"Dokunma bana,sakın!"dedim ve kendim kalktım.
-Kahvaltı yapacağız,tatlım,gel haydi! Bu arada ben Aden!Elini uzattı. Bense ona ters ters baktım ve yemek salonuna inmek üzere odadan çıktım. Yemek salonuna indiğimde kahvaltı masası hazırdı. Başında da 30'lu yaşlarda çok güzel bir bayan bekliyordu. Büyük ihtimalle o da bir anneydi. Boyu biraz kısa olmasına rağmen seksi vücudu boyunun kısalığını unutturuyordu. Esmer,ince dudaklı,ela gözlü,tatlı bir bayandı. Elini uzattı,
-Merhaba,ben Mays!Kibarca sıktım elini ve gülümsedim. Mays' ın elini sıkarken düşündüğüm tek bir şey vardı: O da buradan çıkmaktı.
Kahvaltıda patates kızartması,yumurta,peynir,çay ve diğer kahvaltılıklar vardı.
Keşke şu anda Hazal da yanımda olsaydı! Onu çok özlemiştim. Belki de onun için buradan kaçmalıydım.
Kahvaltımı bitirince Kent Swich'imin içinden bir tane aldım. Sigaramı yakan Aden oldu. Sigara içmek beni rahatlatıyordu. Sigaram bitince bir tane daha çıkardım, Aden yaktı. Ben dışarıyı izlerken Mays sordu:
- Sence de biraz fazla içmiyor musun?
- İçtikçe rahatlıyorum.
- Paket bitince ne yapacaksın?
- Param var yeterince. Yenisini alırım. Sorun yok yani!..Mays ve Aden de kahvaltılarını yapıp çaylarını içince yukarı nöbet odasına çıktık. Kırmızı gözlüklü,kumral,kızıl saçlarını toplamış,uzun boylu,amir olduğunu düşündüğüm bir bayan bizi bekliyordu. Beni görünce gözlüğünü çıkardı ve başına koydu.
- Merhaba,Derin! Ben Alvarez!
- Merhaba!..
- Çok güzel bir kızsın. Keşke o kadına işkence etmeseydin!
- Yine olsa,yine yaparım! Hayatımı mahvetti ve onu bir dahakine öldüreceğim.
- Ama o seni çok seviyor.
- Hayır,o benden nefret ediyor.
-İçini bilemezsin! Teyzene seni çok sevdiğini söylemiş.
- Umrumda değil! Sevseydi okuldan attırmazdı. Her neyse bu konuyu kapatabilir miyiz?
- Tabi ki,Derin!.. Otur bakalım.Oturdum. Bu odayı seviyordum. Ayrıca kapının yanında olduğu için gelip gidene bakabiliyordum.
Az sonra Mays içeri gitti ve anne kıyafetlerini çıkardı,kendi kıyafetlerini giyip geldi. Mini bir etek,üzerine krem rengi bir gömlek giymişti,siyah uzun montunu elinde tutuyordu. Çizmeleri onu daha da seksi gösteriyordu. Alvarez'e döndü ve,
- Alvarez,ben çıkıyorum. Birazdan Rike gelecek.
-Tamam.Kapı açıldı ve içeriye uzun boylu,siyah saçlı,siyah gözlü,bir kıza göre kaslı gibi duran,çok seksi bir kız girdi. Teni kar gibi bembeyazdı. Elini uzattı,hemen sıktım.
-Merhaba,Derin! Ben Rike! Tanıştığımıza memnun oldum.
-Ben de Rike!X X X
Nöbet odasındayken Alvarez,çantasını aldı ve paltosunu giydi. Sanırım amir değişecekti. Az sonra isminin "Hera" olduğunu öğrendiğim bir bayan geldi. Aksi ve psikopat birine benziyordu. Saçları platin sarısı,gözleri ela,boyu uzun,yüzünde hafif kırışıklıklar olan,30'lu yaşlarda,zayıf bir kadındı. Sert bakışlıydı. Onun sert bakışlarından kurtulunca gözüm karşımda oturan Rike'ye takıldı. Çok güzeldi. Gereğinden fazla güzeldi. Onun güzelliği neden bu kadar dikkatimi çekmişti,bilmiyordum.
Akşama doğru nöbet odasında televizyon izlerken uyuyakalmıştım. Polis arabalarının sesine uyandım. Rike ve Hera hâlâ yanımdaydılar. Kapıdan önce polisler girdi. Ardından gelen kişiyse beni şok etmişti. Bu Hazal'dı. Buna inanamıyordum. Hemen yanına gittim ve boynuna atladım.
-N'aber bebeğim? Özledim seni!
- Ben de seni, Hazal!dedim. Gözlerim dolmuştu. Hazal'ı gerçekten çok seviyordum.
- Neden buradasın?
- Birazdan öğrenirsin, Derin.Az sonra içeri girdik. Hera beni gruba yollayacaktı; ama Hazal kalmamı isteyince yollamadı ve Hazal çok yakın dost olduğumuzu, aynı evde yaşadığımızı söyledi. Hera ve Rike dinlemekle yetindiler. Polisler ise şaşırdılar.
Hera, Hazal'a neden burada olduğunu sordu. Hazal bir şey diyemedi,başını önüne eğdi. Benden çekinecek bir şeyi yoktu aslında. O söylemeyince polisler söyledi.
-Uyuşturucudan burada,aslında AMATEM'e yatıracaktık; ama orada yer yokmuş. Biz de buraya getirdik. Sanırım burası 18-25 yaş arası.
- Evet, öyle!
- Peki,siz işlemleri yaparsınız. Biz gidiyoruz. Uyuşturucudan biri daha yakalanmış da...Bu kelime beynimde yankılanıyordu:Uyuşturucu... Haydi, alkol-sigara neyse; ama bu uyuşturucuyu kullanmasının amacı neydi? Hazal'a bunun hesabını soracaktım.