1.BÖLÜM - YENİ BAŞLANGIÇLAR "Yeni Başlangıçlar Güzel Sonlar Getirir"

26 6 10
                                    


" Hayat! Hadi kızım kalk geç kaldın!"
"Aynen. Evet. Kesinlikle."
" Aynen evet kesinlikle mi? Hayat! Kalk hadi! Saatten haberin yok galiba senin. Dokuza geliyor saat okulun daha ilk gününden geç kaldın."
"NE? DOKUZ MU?"
"Yok on. Ben ne diyorum sabahtan beri?"
" Tamam hemen kalk- ama anne saat daha yedi bile olmamış ya."
"Nazlanmak yok, uyandın o kadar kalk da hazırlan yoksa gerçekten de geç kalacaksın."
"Of."

Evet, klasik bir öğrenci maratonu. Bu gün yeni okulum ilk günü. Yeni şansımın bütün yeniliğin ve benliğin ilk günü. Bu gün yeni hayatımın ilk günü... Size ilk olarak olayın buralara nasıl geldiğini anlatayım.

Her şey babamın cezaevine girmesiyle başladı. Küçüklüğümden bu yana çok bir işe yaradığını söyleyemem. Anneme ve bana yaşattıklarının illaki bir bedeli olacaktı. Bu bedel biraz geç olsa da sonunda hak ettiği yeri bulmuştu. Babam cezaevine girer girmez annemle taşınma kararı aldık. Bilet alır almaz hızla hazırlanıp İzmir'den İstanbul'a doğru otobüsle yola çıktık. Yol çok uzun olmasa da benim için yorucu geçmişti. Yaşanılan onca şeyi bir kenara bırakıp temiz bir sayfa açmak... Ne yazık ki o kadar kolay değildi. Yolda fizikken yorulmamış olsam bile ruhen yorulduğumu hissettim. Kafamdaki düşüncelerden beynimin yorulduğunu hissettim.

Hiç tanımadığımız bir yere ilk defa ve kalıcı olarak gidiyorduk. Hiç bir plan yapmadan, ev bakmadan, nerede kalacağımızı ne yapacağımızı bilmeden pılımızı pırtımızı toplayıp gitmiştik. Yolda hazırlıksız olmayalım diye annem bir kaç eşyalı kiralık ev ilanına bakıyordu. Kiminde fiyatı çok yüksek kiminde de yaşama ihtimalimiz çok düşüktü. Her yere de güvenemezdik. Ev işine saatlerimizi harcadıktan sonra içimize sinmese de sinmek zorunda kalan 3-5 evin ekran görüntüsünün aldık ve çok geç olmadan uyuduk.

Bindiğimiz otobüsün saatleri uyduğu için şanslıydık. Sabah erken saatlerde İstanbul'a vardık ve belirlediğimiz ilanlara gidip baktık. İçlerinden birinin hem fiyatı hem de yaşama standartlarına uygundu. Bizde çok geçmeden o evi tutup gerekli olan işlemleri hallettik. Artık mutlu ve huzurlu bir hayat bekliyordu bizi...

Yerleşmeye başlamadan önce dip bucak temizlik yapmamız gerekiyordu. Bende evin biraz ilerisinde bulunan markete gidip deterjan sünger gibi temizlik malzemeleri almaya gittim. Markete gitmek için kaldırımda yürürken bir çocuk bana çarptı. Çocuk dediğime bakmayın genç biriydi ve aramızda kalsın biraz oduna benziyordu. Nazikçe uyardım:

"Oha yavaş ama ya!"
"Önüne baksaydın kızım sende Allah Allah!"
"Ben zaten önüme bakıyorum sen bakmıyorsun."
"Daha dikkatli bak o zaman!"
"Burada kalıp seninle uğraşamam bir daha karşılaşmak istemediğim gıcık insan."
"Uğraşma zaten bir daha karşılaşmak istemediğim ukala insan."

Tamam o kadar da nazik olmamış olabilir ama o özür dilemek yerine tersledi sanki ben çarpmışım gibi. Ay yine aklıma eldi bir gıcık oldum. Neyse beyimizi gereksiz şeylerle meşgul etmeyelim ve kaldığım yerden anlatmaya devam edeyim.

Annemin söylediği temizlik malzemelerini alırken 'hazır buraya kadar geldim birde akşam temizlik sonrası yemek için bir şeyler alayım' dedim ve eksik bir şey bırakmayıp eve geri döndüm. Önce aldığım yiyecek malzemeleri buzdolabına koydum. Daha temizliğe başlamadan pertimiz çıkmasın diye annemle biraz atıştırdık ve temizlik yapmak için saçımı toplayıp temizlik moduna geçtik. 'Efendim bu işler şarkısız çekilmez' diyerek bir playlist açtım ve annemle başladık temizliğe.

"Onun arabası var güzel mi güzel
Şoförü de var özel mi özel"

Evi süpürürken aynı zamanda süpürge hortumunu da mikrofon gibi kullanıp ufak çaplı konser veren tek ben olamam dimi? Süpürge sesinden kimse duyamayacağı için rahat olabilirsiniz. Ha birde yerleri viledayla silmek de harika. Mikrofonunuzu tutuyorsunuz çünkü elinizde şuan. Kusura bakmayın temizlik konserindeyim.

BENİM HAYATIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin