Sabahın erken saatleriydi. Güneş çoktan ufukta görünüyordu. Kuşların şen cıvıltısı tüm mahelleyi sarmıştı...
Bal'ın olduğu odanın küçük penceresinden içeri sızan güneş ışıkları, odayı aydınlatmaya yetmişti. Bal yavaş yavaş ayılarak, etrafta gezdirdi gözlerini. Hâlâ bu odadaydı demek ki. Dün gece onun için epey bir zor olmuştu da. Karanlığa olan korkusu her saniye daha çok artmıştı.
Yerinden kıpırdamak istediğinde, ayaklarının ve tüm vücudunun uyuştuğunu fark etti. Boynu da tutulmuştu zavallı oğlanın. Yavaş haraketlerle ayağa kalktı. Küçük pencerenin önüne gelerek derin bir iç çekti. Anası aklı sıra kendisine ceza vermişti. Oysa ki anlamıyordu Bal'ın kaygılarını. Tek derdi para puldu.
Bal'da inatçıydı tabii anası gibi. Dönmeyecekti sözünden. Evlenmeyecekti Eşref Karaaslanla. Çünkü başından beri Eşref bey onu kadın bilerek sevmişti, aşık olmuştu. Şimdiyse adam Bal'ın bir erkek olduğumu öğrenirse kim bilir neler hissederdi... belki de iğrenirdi kendisinden diye düşündü Bal.
Hem Bal'ın hayalleri vardı bir kere. Bal kız kardeşlerine mutlu bir hayat yaşatmak için kendine söz vermişti. Onların okul masraflarını, giyimlerini, özel ihtiyaçlarını hepsini Bal karşılıyordu. Ve bundan gram şikayetçi değildi.
Onun hayallerin de Melike üniversiteye girecek, güzelce okuyup bir meslek sahibi olacaktı. Ardından da eğer sevdiyi biri olursa, gelecekte evlenecekti. Bal Melikeyi telli duvaklı gelin edip yola salacaktı.
Ferideye gelince ise, küçük kız kardeşinin çocukluğunu yaşaması için elinden ne geliyorsa yapacaktı. Sonuçta Bal istediği gibi mutlu bir çocukluk yaşamamış olsa da... her ne kadar 'kız gibi', 'ibne' laflarını duymuş olsa da bu kardeşine mutlu çocukluk yaşatamayacağı anlamına gelmiyordu.
Bal içinde ki düşüncelerle dalmışken, aniden kilitin açılma sesi geldi. Anlaşılan anasının verdiği ceza süresi bitmişti. Pencereden uzaklaşarak ahşap kapıya ilerledi. Kapının kulpundan tutarak açtı. Karşında anasını görünce dudakları hafiften kıvrıldı.
"Ne o ana, ceza sürem bitti mi?" dediğinde, Kıymetin kaşları havaya kalktı. "Umarım akıllanmışsındır"
"Ne yaparsan yap, ben o adamla evlenmeyeceğim!" dedi ve arkasını dönerek içeri geçti. Kıymet arkasından asabi sıfatla bakakaldı.
***
"Bal, kız Bal! Anam, anam belim.." Kıymet elini beline koyarak ağlamaya başladı. O sırada Bal bahçeye çıkarak yere çökmüş anasına baktı. Hızlı adımlarla anasının yanına gelerek kadını yerden kaldırdı.
"Noldu ana, ne bu hâlin?" dedi hiç bir şeyden habersiz olan zavallı Bal.
"Yavrum, yavrum kurbanın olayım git Melikeye bak" Çaresiz çıkan sesiyle, "K-kendine kıyacak.." dedi.
Bal duyduğu şeylere inanmayarak gözlerini kocaman açtı. Ne demek canından çok sevdiği kız kardeşi kendine kıyıyordu?
"Ana, ana sen ne diyorsun.." Bal'ın sesi kısılmıştı. Bunu fark eden Kıymet oğlunun yakasından tutarak, "Koş yavrum, koş. Onu yalnız sen durdura bilirsin!" dedi.
Bal koşarak odalara baktı. Melike hiç birinde yoktu. En son banyoya girdiğinde eline bıçak almış boğazına direyen kız kardeşi Melike'yi görünce nefesi kesilecek gibi oldu.
"Abicim.." dedi çaresizce. "Bırak o bıcağı hemen, lütfen.."
"Abi, abi.. b-ben, ben evlenmek istemiyorum.." Melikenin ağlayarak söylediği şeylere Bal karışılk vererek, "Evlenmeyeceksin, evlenmeyeceksin. Buna izin vermeyeceğim." dedi.
"A-anam, anam dedi ki okul falan yok sana dedi. Abin o adamla evlenmezse, seni evlendiririm dedi." Bal duyduğu şeylerle yüzünü buruşturdu. 'Daha on sekizini doldurmamış kıza dediği şeylere bak' diye geçirdi içinden.
"Hayır, hayır abicim.. evlenmeyeceksin o adamla." dedi Bal sakinleştirmeye çalışarak.
"Ver o bıçağı hemen bana, hadi, hadi güzelim.." Bal ellerini açtı. Melike bıçağı yavaşça Bal'ın ovuç içine yerleştirdi.Bal kardeşine sarıldı hemen. İkisi de salona geçtiler. Melikenin ağlayışları daha da arttı.
"Abi, abi lütfen izin verme o adamla evlenmeme. Ben okumak istiyorum sende biliyorsun.." dedi Melike kızarmış gözleriyle.
"Biliyorum abicim, biliyorum." dedi ve derin düşüncelere daldı Bal. Bu sırada Kıymet kapıdan onları dinliyordu. Melike anasının onlara baktığını fark edip göz kırptı. Kıymet zaferi kazanmışcasına gülümsedi..
***
Eşref Karaaslan, Karaaslanlar şirketinde kendi odasında oturmuş, karşısında ki kadını dinliyordu. Kadının düşük bir aileden geldiği, üzerinde ki kıyafetlerden âşikardı. Bir kaç saniye gözleriyle taradı kadını Eşref Karaaslan. Buraya neden geldiği hakkında ufak da olsa bir fikri yoktu.
"Eşref bey.. sen hâlden anlayan bir adamsın." diye söze başladı genç kadın. Eşref pür dikkat onu dinliyordu.
"Senin şu kardeşin olacak Tarık Karaaslan, benim küçük kız kardeşimi hamile bırakıp gitti." dediğinde Eşref Karaaslan ne diyeceğini bilemiyordu. "Emin misiniz?" dedi.
"Eminiz tabii. Kardeşim ondan başkasıyla ilişkiye girmedi." kadın bu dediğinde utanmış olacak ki kafasını aşağı eğmişti. Eşref bunu fark edip, "Kaldırın başınızı hanımefendi." dedi. "Eğer bu dediğiniz doğruysa, utanması gereken siz değil, benim kardeşim Tarıktır."
Kadın Eşrefin bu dediğine sevinmişti. Eşref bey insaflı ve hâlden anlayan bir adamdı. Zaten onun için kadın Eşref bey'in yanına gelmişti. Onu sadece Eşref bey anlardı.
"Nerede şimdi kardeşin?" diye sordu Eşref. "Evde yalnız başına oturup beni bekliyor." dedi genç kadın. Eşref 'anladım' anlamında kafasını salladı. "Merak etme, ben Tarık'la konuşacağım. Ve de.. kardeşinin ve bebeğin sağalığı için adamlarımdan birini bu akşam evinize göndereceğim. Hastaneye gidin. Tüm masrafları ben karşılayacağım merak etmeyin." dediğinde, "Allah senden razı olsun Eşref bey.. ver elini öpeyim" dedi kadın mutlulukla. 'Gerek yok' anlamında gülümsedi adam.
Aniden odanın kapısı çaldı. Eşref, 'Gel' dediğinde kapıyı açarak içeri Bal girdi. Adam gördüğü yüzle gülümsedi hemde şaşırdı.
"Bal hanım?" dedi şaşkınlıkla. Bal hafifçe gülümsedi ve, "Biraz konuşa bilir miyiz Eşref bey?" diye sordu. Eşref bey anında, "Tabii buyrun" dedi. Az önce ki kadın odadan çıktığında ikisi de baş başa kaldılar.
"Sizi dinliyorum." dedi Eşref. Bal boğazını temizledi. "Sizinle evlenme teklifini kabul ediyorum" dedi tek nefeste Bal. Eşref mutlulukla Bal'ın ince ellerinden tuttu. "Kabul edeceğini biliyordum.. o zaman izin verirsen nikah işlemlerini başlatıyorum." dediğinde Bal kafasını salladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/371660663-288-k721338.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK SIRRIM | bxb
RomanceBal Akkaya, Nevşehir'in en müflis mahallesinde babası, annesi ve iki kız kardeşiyle birlikte yaşamakta, İç Anadolu'nun en kudretli ailelerinden Karaaslan fabrikasında çalışmaktadır... Bal'ın annesi ve babası oğullarının doğduğundan beri kız güzelli...