"Resmen emelki olduğunu duydum. Ama Japonya'ya dönmeni beklemiyordum." Sözlerinde hiç kötü niyet, incinme yok. On beş yıl geçti ve sen bana tek kelime etmedin iması da yoktu.
Bana ne yaptığını hatırlamıyor musun iması da yoktu.
"Rin hala burada. Annemle babam da." dedi Sae omuz silkerek. Geri gelmesinin nedeni bu değildi ama bunu Shidou'ya söyleyemezdi. Sanki Madrid onu boğmamış gibi davranmak daha kolaydı.
"Kıpırmadama!" çocuklardan biri azarladı onu. Böyle bir şey beklememişti. Çocuk yedi sekiz yalından büyük olamazdı. Şaşkınlık ve hafif bir kızgınlıkla dudaklarını büzdü.
Ancak Shidou açıkça kıkırdadığında Sae'nin bakışları ona doğru kaydı. İyi görünüyordu.
Yüzünün her noktasında onarılamaz bir şey yaptığına dair kanıt arıyordu Sae. Shidou'nun bakışlarında gölge arıyordu, sırıtışının kıvrımında unutulmaz kalp ağrısı ve omuzlarına gömülmüş acıyı arıyor ama bulamıyordu.
Bulamaması daha mı iyiydi, Shidou'ya baktığında gördüğü tek şeyin Shidou olması?
"Duydun mu Sae? Kıpırmada." Alaylı bir şekilde gülümsüyordu. Sae bu gülümsemeyi gözü kapalı bile anlayabilirdi.
"Evet, evet. Hareketsiz kalacağım." Shidou keyifli bir şekilde nefes verdi. Sae o yerin dibine girmek istedi.
"Kesinlikle. Bu arada seni benim küçük stüdyoma getiren şey ne?" Sae gözlerini kırmıştırdı.
"Senin?"
"Hmhmm. Nasıl buldun?" Bir yandan da gururlu bir ebeveyn gibi sırıtıyordu.
"Güzel." dedi Sae. Başka bir şey diyebileceğine emin değildi. Ağzı kurumuştu. Shidou'nun yüzüne gelen gülümsemeyle Sae tekrar bunu görmeyi hak etmediğini düşündü. O bunu görmeyi hak etmiyordu ama Shidou kesinlikle her zaman böyle mutlu olmalıydı.
"Neden burada olduğunu söylemedin hala." Gülüşü sırıtmaya dönüştü. Sae uzanıp o dudakların tadına bakma hissinden kendini zor kurtardı. Uzun zamandır bunu hissetmeşti. Kesinlikle böyle hissettmeyi hak etmiyordu.
"Penceredeki ilanı gördüm. Sadece... Bunun çocuklar için olduğunu düşünemedim."
"Kıpırdama!" diye uyardı başka bir çocuk.
Shidou, Sae'yi küle çeviren bir sırıtışla, "Evet, bu ders çocuklara yönelik ama eminim senin için bir şeyler yapabiliriz." dedi. Sae arkasını dönüp Shidou dışında herhangi bir yere bakma dürtüsüne karşı koymak zorunda kaldı. İçinden bir ses hata yapıyorsun diye bağırıyordu ama artık çok geçti.
"Buradaki çok tatlı ve sevimli çocukların kusuruna bakma ama bu... pek benim tarzım değil."
"Evet evet haklısın tabii ki. Ama özel dersler veriyorum." dedi kocaman bir sırıttışla.
Sae, on sekiz yaşında ve dudaklarında şehvet ve ateşe benzer bir dokunuşla onu soyunma odasında köşeye sıkıştıran doyumsuz şeytana gözlerini deviriyormuş gibi hissetti bir an. Geçmişe dönmüştü.
"Bazı şeyler hiç değişmiyor sanırım." Hafifçe sırıttı. Shidou ile arasına mesafe koyamadığı düşünülürse yapabileceği en iyi şey bu gibiydi.
"Evet. Öyle görünüyor. Bu arada telefon numaram da bu pakete dahil." Bunun üzerine Sae gözlerini devirirken Shidou'da ona göz kırptı.
"İğrenç." Sae kimin bunun dediğini görebilmek için yeterince hızlı dönemedi ama Shidou'nun kıkırdadığını duydu. Bu sırada bir başkası Sae tekrar hareket ettiği için dünyanın sonu gelmiş gibi inledi.
"Hayat dersi çocuklar: Dünya sana ikinci bir şans verdiğinde onu kullanırsın." Sae tekrar arkasını döndüğünde Shidou'yu ayakta bastonunu çocuklara doğru sallarken buldu.
Daha sonra bakışları Sae'ye takıldı. Sae midesinin düğümlendiğini hissetti.
Sae cevap veremeden Shidou onu geçmişti bile. Tabii ki Shidou ondan sessizlik dışında bir şey beklemiyordu. Sae'nin de verebilecek daha iyi bir şeyi yoktu o an zaten.
"Şimdi, Sae-chan sanatta yeni, o yüzden ona kısa bir ders verelim, tamam mı?" dedi Shidou resim çizen çocukların arasında dolanırken. Shidou'nun kaşları, çalışmalarını incelerken konsantrasyonla çatılıyordu. Çocukların bazıları onay almak için ona bakıyordu, bazıları ise yerlerinde biraz kıpırdanıp çizmeye devam ediyorlardı.
"Biz çizim yaparken her şey neyden yapılmış oluyor?" diye başladı konuşmaya Shidou. Çocukların yarısına bakmıştı.
Sae tek kaşını kaldırdı, ne kadar garip bir soruydu bu böyle. Ama çocuklar bu soruya alışık olmalılar ki hepsi bir ağızdan şekiller, dediler.
"Doğru, peki hangi şekilleri görüyorsunuz?"
"Hımm...Sae'nin omuzları dikdörtgenlere benziyor" diyor küçük kız dikkatle.
"Güzel! Dikdörtgenler, başka ne var?"
"Kafası daire gibi."
"Hayır, oval!"
"Saçları gözyaşı damlası gibi ama sivri kısmını biraz kesersen!"
Bu, Sae'nin alaylı bir ses çıkarmasına ve Shidou'nun kahkaha atmasına neden oldu. Sae gözlerini Shidou'ya çevirdi. Canlı görünüyordu. Sae, buna tanık olmaya layık olduğunu hissetmek istiyordu.
"Herkes önce şekillerini çizsin, sonra kalanını çizin."diye öneride bulundu Shidou.
Sae tekrar oturmayı düşündü ama daha o harekete geçemeden Shidou yanına gelmişti bile. Kafasını kulağının yanına soktu, tam olarak eskiden yaptığı gibi değildi ama yeterince yakındı. Dudakları Sae'nin çenesine değdi. "Gerçekten Sae, eğer gitmen gerekiyorsa sorun olmaz. Kalmana gerek yok."
Sae'nin o zaman ben gideyim, çok yoğun bir programım var. Ayrıca buraya bir daha geri dönmemem gerekiyor, sen de beni surada istememelisin demesi gerekiyordu.
Onun yerine "Acelem yok, gerektiği kadar kalabilirim." dedi.
Dürüstçe cevap vermişti. Gerçekten yapacak hiçbir şeyi yoktu eğer haftaya gitmesi gereken ama hiç gitmek istemediği aile yemeği sayılmıyorsa.
Sae ona bakmak için kafasını çevirdiğinde yüzünde hafif bir sırıtış gördü ama Sae ekleyecek başka bir şey bulana kadar Shidou Sae'den uzaklaşmıştı.
Shidou'nun ondan ne istediğine dair hiçbir fikri yoktu. Daha kendi kendisinden ne istediğine dair hiçbir fikri yoktu. Aslında hayır, bir fikri vardı. Ne istediğini tam olarak biliyordu ve on beş, on altı, on yedi, on sekiz ve on dokuz yıl önce istediği şeyle aynı şeydi, yani Shidou.
Ancak on beşten başlayıp daha aşağı inmemesinin bir nedeni vardı; on beş yıl önce Shidou'yu bu şekilde isteme ayrıcalığını kaybetmişti.
Shidou çocuklara "O halde rahatça devam edebilirsiniz." dedi ama Sae bu sözleri sanki kendisi içinmiş gibi de hissetti.
Acele etme.
* * *
Okuyan, yorum yapan ve oy veren herkese çok teşekkür ederim. Açıkçası yorumlar olmasa bırakırdım bu hikayeyi çünkü bir türlü tatmin olamıyorum yazdığımdan. Sanırım biraz paslanmışım.
![](https://img.wattpad.com/cover/370898841-288-k231837.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Işık
Hayran KurguOn beş yıl önce Shidou, Sae'den dizini kıran ve kariyerine son veren pası aldı ve Sae o zamandan beri onunla konuşamadı ve bunun böyle kalmasını istiyordu. Hak ettiği buydu. Ama hayat her zaman ondan istenileni vermiyordu. [Itoshi Sae x Shidou Ryuus...