Daha Sae içeri girmeden biri onun görüş alanına girdi. Camdan baktığını görmüş olmalılardı. O kapıyı açarken kapının üzerindeki zil çaldı, herkese onun geldiğini haber verdi. İçeri adımını atmasıyla keskin bir boya kokusuyla karşılaşması bir oldu. Bakışları dışarıdayken gördüğü adama kaydı, adam nazikçe gülümsedi.
"Herhangi bir konuda yardımcı olabilir miyim?"
Adam üstünde kasa, eskiz defteri ve birkaç parça kağıt olan küçük bir masanın arkasında oturuyordu. Sae'nin bakışları tekrar odanın içinde dolandı. Duvarlar onu karşısındakinin bir acemi olduğu fikrinden uzaklaştıran çok güzel tablolarla doluydu.
Dikkatlice "Yeni başlayanlar için resim dersleri.." dedi. Adam masanın üzerindeki kağıtları karıştırıp aralarından bir el ilanı çekti.
"İşte burada! Her türlü beceri seviyesine açık." dedi parlak bir gülümsemeyle. Sae adamın elindeki kağıdı almak için uzandı. Hala biraz gergindi, adamın bakışları onu biraz daha geriyordu.
"Şu anda ders yapıyorlar içeride, eğer bakmak isterseniz?"
Adam bunu soru soruyormuş gibi söylemişti ama Sae'ye içeriyi göstermek için ayaklanmıştı bile. Arkaya doğru ilerlediler, dışarıdan bakıldığında içerisinin çok görülmediği bir odaya doğru ilerliyorlardı.
"Göreceksiniz, çocuklar bu dersi gerçekten çok seviyorlar."
"Çocuklar?" Sae o an olayı kendi istediği şekilde yorumladığını fark etti. Kaç yetişkin sıfırdan resim yapmayı öğrenmek isterdi ki, kaç yetişkinin böyle bir şeye ihtiyacı vardı? Tabii ki derste çocuklar olacaktı.
Odanın içine baktığında başka bir şok yaşadı, nefesinin kesildiğini hissetti. Odanın içindeki adam tanıdıktı, fazla tanıdık. Bakışlarını Sae'ye çevirdiğinde Sae kendini sanki bir daha hareket edemeyecekmiş gibi hissediyordu. Adama baktıkça kalbi acıyordu.
Arkasını dönüp geldiği gibi kaçmak istedi ama hiçbir yere gidemiyordu, donakalmıştı.
Shidou ise onun tam tersiydi. Sae'yi gördüğü gibi ayaklandı. "SAE!"
Sesi Sae'nin hatırladığından daha alçak ve sertti. Sanırım bunu beklemeliydi sonuçta birbirlerini kaç yıl önce görmüşlerdi ama Sae yine de hazırlıksız yakalanmıştı.
Shidou yavaş yavaş ayağa kalkmıştı, onun kalmasını izlemek Sae'nin içini acıyla doldurmuştu. Ne olduğunu biliyordu tabii ki de ama bilmekle görmek aynı şey değildi. Shidou oturduğu sandalyenin arkasına asılı bastona uzandı Sae'nin yanına gelmek için. Sae ona bağırmak istiyordu: Benim için kalkma, benim için kendi canını yakma, bir daha asla yapma bunu.
Hiçbir şey diyemedi ama kelimeler ağzından çıkmamıştı. Gözü Shido'nun bastonuna kaydı, tabii ki şimdiye kadar gördüğü en pembe bastona sahip olacaktı Shidou.
Bastonun pembeliği ona paniğini bir anlık unuttursa da Hido'nun yanına gelmesiyle panik hissi geri dönmüştü. Yürürken topallıyor, ağırlığının bir kısmı bastona biniyordu ve Sae bunu gördükçe yatağına kıvrılıp ağlamak istiyordu.
"Teşekkürler Minh, kalanını ben hallederim. Sen yerine dönebilirsin." Shidou bunu söylerken Sae geçmişe dönmüştü. Kendini tekrar yirmili yaşlarında hissediyordu. Shidou'nun sedyeyle götürüldüğü anlar tekrar gözlerinin önüne geliyordu. Birinin sırtına vurmasıyla irkildi.
Shidou fark etmişti. Şaşırmamalıydı, Shidou her zaman fark ediyordu.
"Pekala sizi canavarlar" dedi Shidou, Sae'ye bakamadan. Elini sırtından çekmişti ama Sae hala orada bir baskı hissettiğine yemin edebilirdi.
"Bu Sae-chan, kendisi benim en iyi arkadaşlarımdan biri." Bunu duyunca o aptal pembe bastonla Shidou'nun kafasına vurası geldi, yavaşça tabii. On beş yıldır konuşmamışlardı, en iyi arkadaşlardı, tabii...
"Ve bugünkü çalışmanız için size modellik yapacak."
"Ben..." diye başladı Sae ama devam edemedi. Sesi çatlıyordu, konuştukça boğazı acıyordu.
Shidou tekrar ona döndü, yüzünde gülümsemesinin izleri vardı. Sae'nin tekrardan içi acıdı. Onun böyle gülmesi iyidi. Gülmeyi ve mutlu olmayı hak ediyordu o, Sae'nin aksine.
"Hadi Saeee..." dedi Shidou, sanki hala yirmilerindeymiş gibi. Sae kusmak istiyordu, çok kötüydü. "Çocukların beni çizmekten bıktığına eminim. Değil mi çocuklar?"
Shidou bakışlarını tekrar çocuklara çevirdi. Hepsi farklı yaşlardaydı ama hepsi ellerinde kalemlerle Shidou'yu sanki o dünyanın sırlarını saklıyormuş gibi izliyorlardı. Sae de bir zamanlar öyle düşünüyordu, belki de hala öyleydi. Shidou gerçekten dünyanın sırlarını saklıyordu.
"Evet, son kararınız ne? Beni mi yoksa Sae'yi mi çizmek istiyorsunuz?"
Adının tüm çocukların ağzından dökülmesiyle hafifçe somurttu Sae. On beş yıl geçmesine rağmen hala aynıydı, herksi parmağına dolama konusunda çok iyiydi.
"Evet, duydun. Taht tamamen senin." Kafasıyla odanın ortasındaki sandalyeyi işaret etti ve Sae'nin önünden çekildi. Sae adım atmaya çalışırken bir an dizlerinin boşlayacağını düşündü. Yavaş yavaş sandalyenin yanına geldi ve duraksadı.
"Senin oturman gerek miyor mu?" derken Shidou'ya döndü ama Shidou çoktan Sae'nin yanına başka bir sandalye çekmişti bile. Çektiği sandalyeye oturdu. Bu Sae'nin de artık oturabileceğini gösteriyordu.
Sae biraz daha arkasına yaslandığında Shidou konuşmaya başladı.
"Evet, güzel ve hızlı olsun. Sae'nin ne kadar süre böyle kalabileceğini bilmiyoruz." Çocuklar bunu duyar duymaz çizmeye başladılar.
Sae bakışlarını Shidou'dan ayıramıyordu. Etrafı mayınlarla çevrili gibi hissediyordu ve mayınlara basmanın mı yoksa kendi acımasız aptallığının kurbanı olarak burada oturmasının mı daha kötü olacağına karar verebilmiş değildi.
"Resmen emelki olduğunu duydum. Ama Japonya'ya dönmeni beklemiyordum." Sözlerinde hiç kötü niyet, incinme yok. On beş yıl geçti ve sen bana tek kelime etmedin iması da yoktu.
Bana ne yaptığını hatırlamıyor musun iması da yoktu.
* * *
Yakın zamanda tatile gideceğim. O yüzden bir süre bölüm gelmez büyük ihtimalle yani tatilin tadını çıkarmak istiyorum.
Sonuçlar da açıklanacak zaten onun da bir gerginliği var ama bakacağız işte.
ve bölümler kısa geliyor mu uzatmamı ister misiniz? Yani eğer bölümleri uzatırsam bölüm sayısı azalacak haberiniz olsun yani. Ama kısa geliyorsa söyleyin uzatayım.
Siz nasılsınız? Tatiliniz nasıl gidiyor?
<3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Işık
FanfictionOn beş yıl önce Shidou, Sae'den dizini kıran ve kariyerine son veren pası aldı ve Sae o zamandan beri onunla konuşamadı ve bunun böyle kalmasını istiyordu. Hak ettiği buydu. Ama hayat her zaman ondan istenileni vermiyordu. [Itoshi Sae x Shidou Ryuus...