1. Bölüm: Urfa

21 5 30
                                    

ZEYNO: 1. BÖLÜM

Urfa'da güneş tam tepede kavurucu sıcaklığıyla duruyordu. Çalışan kadınlar sıcaktan bunalmış başlarında ki başörtüyü çıkarmışlardı. Saat on iki olduğunda işçiler yemek molasına çıkmış yemeklerini yiyordu.

Zeyno yemek sırasında beklerken gene aynı yemeğin olduğu görünce homurdandı.

"Gene mi nohut var?"

"Bunu bulduğuna şükret."

Genç kız kaşığını sertçe yerine koymuş sinirle konuşmuştu.

"Ben bunu yemem."

Usta başı Güllü yemenini düzeltip genç kıza alayla baktı.

"Yemezsen yeme." demiş genç kızın tabağındaki nohutu alıp kendi tabağına boşaltmıştı. "Yemeyenin malını yerler."

Zeyno hiçbir şey demeden masadan kalkmış iş yerine geri dönmüştü. Dokuduğu halının başına geçti. Sinirle ilmikleri geçirirken kendi kendine söylenmeyi de unutmuyordu.

"Hepiniz göreceksiniz Urfa önümde diz çökecek!"

Yemek molasından sonra işçiler işlerine geri dönmüştü. Herkes halıları hızla dokuyordu. Zaman geçmiş mesai dolmuştu. Genç kız çantasını omzuna alıp gideceği sırada Ayşe onu durdurmuştu.

"Zeyno hayırdır ne bu acele? Sanki evde bekleyenin var." Ayşe'yle birlikte bir kaç kız daha gülmüştü.

Zeyno hiç istifini bozmadı. "Belki evde bekleyenim yok ama..." deyip ileride duran çay bahçesini gösterdi. "Orda bekleyenim var."

***

Genç kız hızlıca eve geldiğinde akşam yemeğinde yetişmişti. Üstünü değiştirip hemen sofraya oturmuştu.

"Bugün geç kaldın."

"Mesaiye kaldık daye (anne)." Tarhana çorbasının kokusunu içine çekmiş daha sonra hızlıca yemeye başlamıştı. Bugün çok açıkmıştı gerçekten.

Sofrada herkes sessizce yemeklerini yerken kapı çalmıştı. Dilşan sofradan kalkıp kapıyı açmıştı. Gelen halası Havva'ydı.

"Afiyet olsun."

"Gel hala kaynanan seviyormuş." demişti Zeyno kıkırdayarak.

Havva kaynana lafını duyunca yüzünü ekşitmişti. "İsterse sevmesin oğlunu aldım." Sonra birden hüzünleşti. "Gerçi ben daha doyamadan kara toprak aldı."

Azze görümcesinin durgunlaştığını görünce konuyu değiştirmek için soru sordu.

"Konak nasıldır?"

Havva sofraya oturup cevap verdi.
"Ben olmasam batar o konak."

Zeyno kahkaha atmıştı. "Sanırsın konakta hanım."

"Belki," dedi Havva Dilşan ile Zeyno'ya bakarak. "İkinizden biri hanım olur."

Azze hemen olumsuz anlamda başını salladı. "Yok, yok biz istemeyiniz öyle şeyler."

"Belki sen istemezsin de kızlar ister."

Dilşan utançla başını eğdi. Onun derdi konağa hanım olmak değildi. Onun derdi Çiya'ydı. Çiya onu sevse yeterdi.

Zeyno'nun ise tek hayali zengin olmaktı. Her gün işe gitmek veya eve gelince yemek yapmak ve her haftasonu temizlik yapmak istemiyordu ki zaten öyle birini bulmuştu. Çok zengin olmasa da çevresine baktığında maddi durumu iyiydi ve bu kişi çalıştığı yerin patronun oğluydu.

Yemekler yenmiş kızlar sofrayı kaldırmışlardı. Zeyno ocağa çay koyarken Dilşan'da bulaşıkları yıkıyordu.

"Ağabeyim nerede?"

ZEYNO - İSİMLER SERİSİ II -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin