Kelebeğin Çırpınışları

1.3K 60 53
                                    




Hastanenin kokusuna alışmıştım.Çünkü hemen hemen her ay burda oluyorduk.
Cenk'in odadan çıkacağını sanarken Cenk'in doktorunun odadan çıkması beni ürkütmüştü.Oturduğum hastane koltuğundan yavaşça kalkıp doktorun yanına geçtim.Doktor bana dönerek"Serap Hanım,artık tedaviler sonuç vermemeye başladı ve kanserin ilerlemesi Cenk Bey için ölümcülleşmeye başladı."dedi fakat içime ne kadar yara açtığının farkında değildi.

Doktor Cemal Bey'e dönerek "Siz ne dediğinizin farkında mısınız?Cemal Bey, Cenk'e hiç bir şey olmayacak ve ben elimden gelen her şeyi yapacağım."dedim ama Cemal Bey'in bana yönelttiği cümlelerle yerimde kalakaldım.

"Siz ne kadar inkar etseniz bile Cenk Bey şuan kanserin 3. evresinde ve aksi takdirde 4. evreye geçerse-"diyeceği anda elimle susturdum çünkü bu gerçekleri bende biliyordum ve bir daha duymaya takatim yoktu.

"Bu gerçekleri biliyorum ve bir daha bunları duymaya takatim yok Doktor..."diyip doktorun karşısında hastane koltuklarına tutunarak yere çömeldim.

"Gerçekler bunlar Serap Hanım ve sizin metanetli olmanız gerekiyor."dediği anda hastane koltuklarına tutunarak ayağa kalktım ve doktora şu soru yönelttim.

"Pe-peki Doktor eğer içeride yatan sizin canınız olsaydı bu kadar kolay bir şekilde bunları dile getirebilir miydiniz?Hahahah söyleyemezdin Doktor.İçerdeki yatan benim tek ailem ve bende onun tek ailesiyim tamam mı?O benim canım ve bende onun canıyım Doktor.E-eğer sizin canınız olsaydı içerdeki inanın ki burda bunları bana dile getirmezdiniz."diye bağırdım ve elimi sol yanıma koydum.


"Bak Doktor kalp bu kalp dayanır mı sanıyorsun?Dayanmıyor içeride benim tek ailem yatarken dayanmıyor."dedim ve yere çömelip "Lütfen Doktor lütfen kurtar onu..."diye haykırdım.

Doktorun gözündeki acıma duygusunu görüyordum.Acısındı zaten ben ölüyordum ama kimse görmüyordu.Doktor beni çömeldiğim yerden kaldırarak hastane koltuklarına oturttu.

"Serap Hanım,sizi çok iyi anlıyorum ve sadece metanetli olun."dedi ama kimse bu acının aynısını yaşamadan anlayamazdı ki.

Doktora dönüp"Benim yaşadıklarımın aynısını yaşadınız mı?"diye ağlamaktan çatallaşmış sesimle konuştum.

"Herkesin yaşantısı ve yaşadıkları farklıdır ve sizin yaşadıklarınızı yaşadığımı sanmıyorum."diye cevap verdi

"O zaman yaşadıklarınızın benimle alakası yokken beni anlayamazsınız."dedim ve hastane koltuklarına tutunarak ayağa kalktım.

"Cenk'i eve götürebilir miyim?"diye bir soru yönelttim.

"Cenk Bey'i ve götürmeniz şuan için mümkün değil 2 hafta boyunca gözetim altında tutacağız."dedi,Doktor.

"Peki,görebilir miyim?"

"Steril kıyafetler giyerek görebilirsiniz."dedi.

Doktorun dediği gibi hemşire yardımıyla steril kıyafetleri giyip Cenk'in olduğu odaya girdim.

Cenk'in yattığı yatağın kenarına oturdum ve onun ellerini tuttum.Gözlerinden bile belliydi artık yorulmuştu ama başaracaktık.Ne olursa olsun yaşayacaktı.Cenk bana dönüp"Ben iyiyim güzelim,artık kendini benim için yormanı istemiyorum ve doktorun dediğine göre 2 hafta daha buradayım.Artık kendini yorma ve eve git."dedi.

"Hayır,sen nerdeysen ben orada olacağım ve sana söz bu hastanede daha fazla kalmaycaksın çünkü bu hastalıktan kurtulacaksın.Sana söz veriyorum sen yaşayacaksın ve ben sen burda olduğun sürece yanında olacağım."

"Peki eğer ölürsem yine de benimle gelir misin?Aşkımıza,sevgimize sahip çıkar mısın?"diye sordu.

"Ölmeyeceksin yemin ederim ki ölmeyeceksin sen ve yaşayacaksın.Bende sevgimize,aşkımıza hiç bir zaman ihanet etmeyecek ve koruyacağım sana söz veriyorum."dedim

Bana gülümseyen gözlerle baktı ve"Ben ne sevap işledim de iyi günümde de kötü günümde de hiç sıkılmadan,darılmadan yanıma senin gibi bir Şah melek bahşetmiş."dediği anda hastalıktan dolayı seyrekleşmiş ve dökülmüş saçlarında ellerimi gezdirdim ve şu sözleri söyledim.

"Ama Cenk Bey,bir şey unutuyorsunuz.Kötü gününüzde,iyi gününüzde,hastalıkta ve sağlıkta yanınızda olan bu deliyi hâlâ nikâhınıza almadınız."dedim.

"Bende sana söz veriyorum güzelim bu yataktan kurtulduktan sonra ilk işimiz yıldırım nikâhıyla evlenmek olacak."dedi.

Onu eğilip öpecekken arkadaki hemşirenin dudaklarını oynatıp "Ziyaret süresi bitti."demesiyle Cenk'e çaktırmadan "Tamam."diye dudaklarımı oynattım.

Cenk'e baktığımda bu hastalık illetinin onu ne kadar yorduğunu fark ettim ve ona"Seni seviyorum."diyerek veda ettim.

O arkamdan"2 haftacık burada kalacağım diye kendini yorma ve evine git,Şah melek."dediği anda gözlerim doldu ama ona "Benim evimde,yuvamda sensin ve bir insan evini bırakamaz."diyemedim ve sadece "Tamam."dedim.Belki de demek zorunda kaldım.

Odandan çıkınca 2 kat aşağı inip merdivenlere tutunup sarsıla sarsıla ağlamaya başladım.Çevremde bulunan bir adam koluma girip "İyi misin?"diye sorunca sesi çok tanıdık geldi ama kim olduğunu anlayamadım ve sadece başımı sallayarak "İyiyim."diye beden diliyle cevap verdiğim esnada adam beni merdivenlerden indirip hastane koltuklarının olduğu tarafa götürüp"Burada beni bekle."dedi.

Tam o esnada adamın kim olduğunu anladım.Baran Mirazoğlu'ydu, arkadaşımın abisiydi.Ben düşünceler içindeyken karısının kadın doğum doktorunun odasından çıktığını farkettim.Mizgin,buraya doğru gelip hemen yanıma oturdu ve anlaşılana göre ağlamıştı.

"Mizgin,neyin var?"diye sorunca bana sarılarak"Kuma gelecek...Anne olma şansım yokmuş Serap."diye ağlamaya başladı ve ben ise ona şu sözleri söyledim.

"Merak etme,senin üzerine gelecek olan kadını öldürürüm ben ve emin ol ki senin üzerine hiç kimse gelmeyecek çünkü Baran abi senin üzerine gül koklamaz."dedim ve ona daha sıkı sarıldım.

Ağlamaktan kan çanağına dönüş gözleriyle "Sen niye ağladın ve neden hastaneye geldin?"diye sordu.

Şuan için hiç kimseye bir şey söyleyemezdim aksi takdirde abim Şervan benim bir daha bu hastaneye gelmeme izin vermez ve önüme bariyerler koyar,engel olurdu.Bu yüzden Mizgin'e yalan söylemek zorunda kaldım."Kız arkadaşımın annesi bu hastanedeydi de onu görmeye gelmiştim fakat kadını görünce anneme benzettim ve bilirsin ben insanları anneme benzetince hep ağlarım."diye yalan söyledim.

"Seni anlıyorum.Eğer şimdi hastaneden çıkacaksan seni evine bırakalım."dediği anda tam "Hayır,şimdi çıkmayacağım."diyecektim ki Baran'ın "Öğrendiğime göre arkadaşının annesi az önce çıkış yapmış ve seni şimdi evine bırakacağım."deyince anlamıştım.Her şeyi öğrendiğini anlamıştım ama bu benim lehime değil aleyhime olurdu.Bu yüzden "Olur."dedim.






Baran ve Mizgin konakağa gelmem için bana ısrar ediyordu ve bende onları ısrarla redettmeme rağmen Baran,Mizgin'i konağa göndermiş ve arabayı konaktan iki-üç sokak ilerideki ıssız bir mahallede durdurmuştu.Buraya neden geldiğimizi anlamamıştım.

"Neden buraya geldik Baran abi?"diye sordum.

"Neden mi buraya geldik ha neden bi de soruyor musun?Senin evlenmiş boşanmış bir adamla hastane köşelerinde ne işin var bilmiyorum ama bu iş Şervan'ın kulağına giderse mahveder.Belki de o kanser hastası pisliğin gideceği yere gönderir seni."diye bağırdığında en çok zoruma giden Cenk'in öleceğini yüzüme vurmasıydı fakat ben hiçbir sözün altında kalacak bir insan değildim ve onunla dikiz aynasından göz göze gelip şu sözleri sarfettim;


"Bir onun adı kanser hastası değil Cenk,iki onun gideceği tek yer mezarlık değil kendi evi olur haliyle onun evlendikten sonra onun gideceği yer olan yani onun evine Cenk ile birlikte gideceğim,üç benim hayatım ben kurallarımla düzene girer.Abimin kuralları bana işlemez ve son olarak tehdit metodunu sevmedim yani beni cezbetmedi."dediğim anda arabadan çıkacakken arabanın tüm kapılarını kilitledi ve bana dönerek hiç bir zaman unutamayacağım sözleri sarfetti.

"Vakti Merdan'nın elinden nasıl kurtardığımızı biliyorum ben.Yoksa kendinden 20 veya 30 yaş büyük birinin 3. Karısı olmak mı istiyorsun?Benimki de soru işte Mardin gibi bi yerde senin evlenmiş boşanmış bir adamla sevgili olduğunu duysalar töre peşini zaten bırakmaz ve haliyle birine kuma gidersin."dediğinde gözlerimden yaşlar süzüldü çünkü doğru söylüyordu.

"AAA,az önce bana diklenen kıza noldu yoksa gerçekler yüzüne tokat gibi çarptı da yerle bir mi oldu? küçüğüm."dediğinde ona bakarak "ARABADAN İNMEK İSTİYORUM!!AÇ ŞU KAPIYI!!"diye bağırdım.

"Hay hay,küçük kız tabii inebilirsin."diyip pislik gibi sırıtıp arabanın kapılarını açtı.

Arabadan hızla inip üç sokak ötede olan konağımıza doğru hızla koştum fakat konağa girdiğim gibi gördüm slüetle olduğum yerde kalakaldım çünkü celladım olan adam tam karşımdaydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KÜLDEN KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin