Bölüm 4

20 2 6
                                    

Kim Taehyung

Arabada:

Eve doğru sürüyordum. Araba çok sessizdi, daha fazla sessizliğe dayanamadım. Telefonu arabaya bağlayıp en sevdiğim şarkılardan biri olan Ay Tenli Kadın'ı açtım.

Şarkıyı dinlerken bir yandan da yanımdaki koltukta uyuyan Jungkook'a bakıyordum.

Kafası gittikçe yana kayıyordu. En sonunda başı omzuma düştü. Farkına varmayıp hala omzumda uyuması çok hoşuma gitmişti. Yandan sırıttım.

Saçının kokusu hafif bir şekilde burnuma geldi. Kokusunu daha fazla alabilmek için burnumu siyah nemli saçlarına gömdüm. O kadar saf ve güzel bir kokuydu ki farkına varmadan gözlerimi kapatmışım. Sonradan araba sürdüğüm aklıma geldi ve hemen kendime geldim.

Kokusu baş döndürücüydü gerçekten.
Benim gibi polis birini bile araba sürdüğünü unutturacak kadar baş döndürücüydü...

Sonunda eve geldim ve arabayı park ettim. Jungkook hala omzumda uyuyordu. Başını nazik hareketlerle kaldırdım ve arabadan indim. Hemen onu da indirmek için diğer kapıyı açtım. Tam kaldıracakken duraksadım.

Yüzüne doğru eğildim ve iyice incelemeye başladım.

Ne yaptığımın farkında bile değildim.

Yüzüne iyice yaklaştım, nefesimin yüzüne değdini hissediyordum. Pürüzsüz bir yüzü vardı, sadece yanağında çizgi şeklinde bir iz vardı. Bir elimle yüzüne dokundum daha sonra saçlarına kaydım. Saçlarını okşarken önce kapalı gözlerine tek tek baktım. Sonra gözlerim dudaklarına kaydı.

Yine farkına varmadan gözlerimi kapatmıştım. Daha fazla yaklaştım ve burnumun burnuna değdini hissettim.
Gülümsedim.

Something's in the air tonight.

(Ben ne yapıyordum ya? Kendine gel Taehyung.)

Hemen gözlerimi açtım ve ondan uzaklaştım. Etrafıma bakındım ve kimsenin olmadığını görünce rahatladım. Kendimden fazlasıyla utanmıştım. Hafızamdan silebilsem keşke.

...


Yoongi

1 dakika kadar üstümde şaşkın ıslak gözleriyle bana baktı. Hemen kendini toparlamış ve üstümden kalkmaya çalışmıştı. Acıları hala geçmediğinden dolayı az kalsın düşüyordu ama hemen onu belinden tuttum. Hem çok korkmuş hemde çok kızmıştım.

"Sen naptığını sanıyorsun! Napıcaktın, bu kadar yüksekten aşağı mı atlayacaktın?!"

Normalden yüksek sesle bağırdığımı sonradan farkettim. Ama onu kaybetmekten o kadar çok korkmuştum ki kendimi tutamadım. Daha yüksek sesle:

"Cevap ver bana!"

Bu kadar yüksek ses beklemiyor olacak ki irkildi ve kulaklarını kapattı.

My Police \/.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin