"Öldüm mü? "
Küçüğünün uyanmasıyla güzel bir gülümseme yerleşmişti büyük olanın yüzüne. Onun sorduğu soruysa hemen o gülümsemeyi soldurmuştu.
"Hayır ölmedin, seni kurtardım"
Küçüğü, büyüğünün sözlerinden sonra gözlerinden birer damla yaş bıraktı yastığın üzerine. Büyük olan, küçüğün bu davranışlarına şaşkınlıkla bakıyordu.
Bir insan bu kadar mı istemezdi yaşamayı?
Bir insan bu kadar mı üzülürdü ölmediğine?
Neler yaşamıştı küçük olan?
Neleri atlatmıştı ve ya yaşıyordu ki, artık canına kıyacak evreye gelmişti? Neleri atlatamıyordu ki çözüm yolunu intiharda bulmuştu?
Bu soğuk kış gecesinde, bu karlı kış gecesinde, onun aklına intihar düşüncesini getiren neydi?
Onun aklına intiharı çözüm yolu olarak yerleştiren neydi? Onun aklında intiharı kaçış bileti olarak sergileyen neydi?
Büyük olan küçüğe teselli vermesi gerektiğini hissederek düşüncelerinden ayrılmaya çalıştı. Küçük olanı dikeltip yavaşça kucakladı. Ellerinden birisini saçlarına daldırıp yavaş-yavaş okşuyordu, elinden geldikçe küçüğüne ilgi vermek istiyordu.
Yapa bildiği kadar küçüğüne sevgi aşılamak istiyordu.
"Hey lütfen ağlama"
Hıçkırıklarının arasında zar-zor konuşa bilmişti küçük beden.
"A-ama ölmedim"
Büyük olan, küçüğünün bu laflarına fazlasıyla şaşırıyordu. Onu bu düşünceye sokan her kimse küçüğünü ondan kurtarmak istiyordu.
Her kimse küçüğünü ondan alıp, kendisi himaye etmek istiyordu.
22 yaşında ola bilirdi. Hala üniversite okuyor ola bilirdi ama yine de her ne pahasına olursa olsun küçüğünü kurtarmak istiyordu.
"Ölmediğin için mutsuzsun küçüğüm? "
Hıçkırıklarının arasında konuşmaya çalışıyordu küçük olan. Ama nereden başlayacağını, nasıl anlatacağını bilmiyordu.
Dudaklarını titrek bir şekilde kıpırdatıyordu ama konuşamıyordu.
Gözlerinden yaşlar akıyordu ama bu yaşların neden aktığını ifade edemiyordu, dışarıya anlatamıyordu.
Büyük olan küçüğünün konuşmakta bu kadar zorlandığını görüp işaret parmağını yavaşça küçüğünün dudaklarına bastırdı. Gülümseyerek ona baktı.
"Tamam bebeğim, bu kadar zorlama kendini konuşmak için. Kendine işkence etme konuşmaya çalışarak.
Bir az sakinleş bir az dinlen tamammı?
Ben her zaman burdayım.
Kim seni bu hale getirdi bilmiyorum ama seni o kişinin eline vermeyeceğim. Kim seni bu hale getirdiyse onu bir daha görmeyeceksin.
Endişelenme tamammı? Artık Ben burdayım, seni koruyacağım. Açmısın? Sana bir şeyler hazırlamamı istermisin? "
Duyduğu sevgi dolu cümlelerle, sevgi dolu sözlerle kocaman bir gülümseme yerleşmişti küçük olanın yüzüne.
Yorğun olduğu için konuşamıyordu o yüzden mutluluğunu gülüşüyle belli ediyordu.
Başını olumlu anlamda aşağı-yukarı salladı. Büyük olan dolabına yakınlaşıp bir eşorfman ve uzun kolluyu küçüğüne uzattı. Sonra fikrinden vaz geçip küçüğüne doğru yanaştı.
"Üzerini giyindirmeme izin verirmisin?"
Seeun küçük olanın onaylamasıyla gülümsedi.
Yavaşça ellerini küçüğünün yanaklarına yerleştirip parmaklarıyla göz yaşlarını sildi.
Ardından saçlarını okşayıp aralarına öpücük kondurduktan sonra yavaşça küçüğünün uzun kollusunun eteklerine ulaştı.
Uzun kolluyu çıkarıp Odanın bir kenarına attı. Dolaptan çıkardığı uzun kolluyu ona giyindirdi. Altındakı ince şortu da kalın ve bol eşorfmanla değiştirdi. Bunları yaptıktan sonra küçüğünün üzerine bol bir hoodie giyindirdi.
"Çok tatli oldun"
Seeun gülümseyip küçük olanın yanaklarını sıktı. Yechan da ona karşılık sıcak bir şekilde gülümsüyordu.
"Teşekkür ederim. Her şey için"
Seeun onun yanaklarını okşadı
"Teşekkür etmene gerek yok. Adın ne bu arada? "
"Lee Yechan. Peki senin? "
"Park Seeun. Kaç yaşındasın Channie? "
Yechan bir süre duraksadıktan sonra konuştu
"15 peki Sen?"
Seeun küçüğünü kucağına alıp aşağı kata indirdi.
"Ben 22 yaşındayım"
Yechan onun yaşına mı yoksa onu kucağına alıp aşağı kata indirmesine mı tepki vereceğini kestirememişti.
Seeun Yechanı aşağı kata indirip mutfak tezgahına oturtmuştu
"Sen burda uslu-uslu dur tamammı? "
Yechan ayaklarını yavaşça sallayıp onayladı
"Tamam hyung"
Seeun yechanın tatlı hallerine gülümsüyordu.
Seeun yemek yaparken Yechan etrafı izliyordu.
Seeunun telefonu Yechanın yanındaydı.
Seeunun telefonuna bildirim geldi. Seeun farketmese de Yechan farketti.
Her ne kadar yaptığının doğru olmadığını bilse de mesajı üstten okuduğunda gözleri şokla açıldı.
Kendi-kendine düşündü.
"S-seeun aslında okulun zorbası mı?..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seaside ~Sechan
FanficSoğuk bir kış gecesiydi. Hava hafif karlıydı ve güçlü bir şekilde esiyordu. Küçük çoçuk yaşadıklarına dayanamayıp hayatına son verme kararıyla deniz kenarında dikilmişti. Denizin dalgalarını dikkatle inceliyordu. Atlamak için doğru zamanı kolluyordu...