18

231 32 74
                                    

Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************

  Parmağına geçirdiği yüzüğe bakmayı sürdürdü Harry. Bu yüzüğü evlendikleri gün,evlerinin bahçesine doğru fırlatmış ve asla takmayacağını beyan etmişti. Ama şimdi,sol elinin yüzük parmağını süslüyordu o yüzük. Garip hissediyordu. O sarışın çocuğu özlüyordu bir yandan.

Kalbinin derinliklerinde-yada omegasının içinde-ona ait bir yer vardı sanki. Alfa mıydı,omega mıydı bilmiyordu. Ama bildiği tek şey,bir gün yine karşılaşsalar ve ona birlikte olma teklif etseydi düşünmeden kabul ederdi. Nede olsa Draco ondan kurtulmak için yer arıyordu.

"Neler oluyor,neden her şey bu kadar karışık?" Elleri ile siyah dağınık saçlarını tuttu,her şey o kadar karışık,saçma ve boğucu geliyordu ki,kendini hiçliğe bıraksa rahatlayacağını düşünüyordu. "Bay Malfoy?"

Yardımcılarının kendisine seslenmesi ile odasına döndü "Gir." Yardımcı kadın,yüzünde büyük bir rahatsızlıkla Harry'e bakıyordu "Bir sorun mu var,Tresha?" Tresha,ellerini önünde birleştirdi "Efendim,bay Cormac geldiler. Sizinle odanızda özel olarak konuşmak istediğini belirtti."

Harry kaşlarını çattı "Odamda mı?" Tresha suçlulukla "Ona salonda beklemesini söyledim,ama beni dinlemedi. Israrla odanızda konuşacağını söylediler." Harry,Cormac buraya gelmişse sorun çıkarmadan gitmeyeceğini biliyordu. Bunu kendisiyle yalnızken yapsa daha iyi olacağını düşünüyordu.

"Pekala,onu içeri al." Harry daha sözünü bitiremeden odaya Cormac girdi. Yüzünde her zamanki sinsi ve iğrenç sırıtması vardı "Tresha,sen aşağı kata in." Tresha ufak bir kafa sallamanın ardından kapıyı kapatarak odayı terk etti. Harry ise Cormac ile aynı odada olmanın verdiği rahatsızlıkla yüzünü buruşturdu.

"Ne istiyorsun?" Cormac,elini pantolonunun cebinden çılartarak Harry'e yaklaştı "Seni özledim,zümrüt." "Bana öyle seslenme demiştim." Adımları bir adım ötesinde durdu "Ama sana çok yakışıyor,zümrüt." Harry hissettiği kokuyla kusacak gibi oldu. İğrenç bir şekilde feremon kokuyordu.

"Ne istediğini söyle ve defol!" Cormac,iki parmağını Harry'nin yüzüne sürttü,tabi anında itilmişti eli Harry tarafından "Ne istediğim belli değil mi? Seni." Harry yüzünü buruşturdu "Ne saçlamıyorsun sen?!" Cormac bir kaç adım daha Harry'e yaklaştı "Eski günlerimizi özledim Harry. Sen,ben,çı-" "Kes sesini,bitti,ayrıldık!"

Cormac'ın sessiz kalma gibi bir amacı yoktu "Bir defalıkta olsa,tadı damağımda. Unutamıyorum." Harry midesinin daha fazla bulandığını hissetti,elleri titremeye başlamıştı. "Hadi ama Harry,o Malfoy ile isteyerek evlenmediğini biliyorum.

"Benden uzak dur dedim,Cormac!" Cormac ani bir şekilde Harry'nin belini tuttu,kendine doğru çekerken Harry ittirmek için elini göğsüne koydu ama nafile,Cormac fazla güçlü ve Harry fazla hastaydı. Dudakları bir-birine kapalıyken,Harry arsızca hareket eden dudaklardan kurtulmak için çabaladı. Ama ne bağırabiliyor,nede sesi çıkıyordu.

"Harry-" Kapının açılma sesi ile birlikte Cormac en sonunda Harry'nin dudaklarını serbest bırakmış,zavallı Harry nefes alabilmişti. Hala sıkıca tuttuğu beli bırakmamıştı.

Harry,dolmaya başlamış gözleri ile birlikte kapıdaki Draco'ya baktı. O da kendisi gibi şaşkınlıkla ikisine bakıyordu "Draco,yardım et..." diye geçirdi içinden. İsteği anında gerçek oldu. Draco hışımla odaya girerek ikisini ayırdı ve Harry'i bu sefer kendisi kavradı.

"Ne halt ettiğini sanıyorsun?!" Cormac hala yüzünde olan gülümsemesini bozmadı "Sadece sevgilimin beni çağırma sebebini gerçekleştiriyorum. Değil mi Harry?" Draco gözlerini Cormac'den çekmedi,göz bebekleri kırmızı renginde parıldamaya başlamıştı bile. "Hadi ama Harry,kocana anlat." Harry dolan gözleri ile kafasını iki yana salladı "Burnunu kırmadan evimden defol,hemen!"

Cormac Harry'e bakarak arkasını döndü,geldiği gibi evi terk ederken,Draco Harry'e döndü "Bu herif ne demek istedi Harry? Beni aldatıyor musun?" Harry cevap veremedi,hala elleri titriyor ve başı dönüyordu,her an kusabilirdi. "Defol."

Anlamayarak gözlerini kırpıştırdı "Ne..?" Draco elini duvara geçirdi "Evimden defol!  Yüzünü bile görmek istemiyorum!" Harry yutkundu. Kalbi acıyordu. Draco onu dinlemiyordu bile.

"Ne bekliyorsun? Defol dedim!" Titreyen dudakları ile hızla dolabına yöneldi. Bir kaç parça kıyafeti nasıl çıkardığını bile anlamadan bavula tıkıştırırken zar zor ayakta durduğunu hissetti. Yine ateşi yükseliyor olmalıydı.

Bavulunu kendisi ile birlikte sürükleyerek,odadan çıktı. Kendisi ile getirdiği çalışanlardan birisi olan şoförü zaten kendisini bekliyordu diğer bir çok çalışan ile. Bağırış seslerini duymuş olmalıydılar. "Potter maklikanesine gidiyoruz. Bir daha dönmemek üzere." Bu,herkes için resmi olarak ikisinin ayrıldığına işaretti.

*******************************

Bölüm sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Kaos nasıldı,sevdiniz mi?

Sizce angst mı bitirelim?

Adios.

DelythenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin