Oslo ekip arkadaşının başının sapık heriflerle çevrili olduğunu fark etti ve o tarafa doğru ilerlemeye başladı.
Kalabalığı yararken yüzüne tatlı bir gülümseme yerleştirmeye çalışıp aradan sıvışıyordu.
Derken sıcak bir el dirseğini kavrayarak onu kendine doğru çekti.
Oslo neye uğradığını şaşırarak adama dönüp gözlerini kırpıştırdı. Adam ise açık bir şekilde onu baştan aşağı süzüyordu. Konuşurken binbir farklı alkolün karıştığı nefesi Oslo'nun suratına çarptı.
"Acelen ne tatlı şey? Sana bir kadeh ısmarlayabilir miyim?"
Oslo iri gözlerle adama bakıp başını iki yana sallarken tatlı tatlı gülümsedi.
Adamın elinden kurtulmaya çalışırken bir cam sesi geldi ve tüm bakışlar o yöne döndü.
Siyah saçlı bir kadın elindeki votka şişesini parçalayıp koltukta büzülen adama sikecek gibi bakıyor ve üzerine yürüyordu.
Oslo bunu fırsat bilip kolunu kendine çekti ve o tarafa doğru atıldı fakat adam ondan daha atikti.
"Nereye böyle? İçki söyleyecektim."
"Ay sokarım sana da içkine de daha ne kadar içeceksin hipopotama dönüşmüşsün zaten."
Adam şok içinde Oslo'ya bakarken kolundaki tutuşu gevşedi. Oslo arkasına bakmadan o tarafa yürürken kekeliyordu.
"E-erkek güzeli.."
***
Oslo siyah saçlı kadının yanına gidip elindeki kırık şişeyi kenara attı ve onu dışarıya sürükledi. Bu sırada kadın debelenip ona küfürler savuruyordu.
"Bırak kimin emaneti daha büyük göstereyim şuna."
"Adımızı sikli bayana çıkartacaksın kes şunu Sean."
"POPOMA DOKUNDU. POPOMA. MY ASS."
"En azından ikizlere zarar vermemiş. Patlardı falan, rezillik."
Sean Oslo'ya dehşete düşmüş bir şekilde bakarken savunmacı bir tavırla kollarını kendine doladı ve göğüslerini örttü.
Oslo ona bakıp iç geçirdi ve çıkışa doğru yürürken mırıldandı.
"Diğeri nerede?"
"Elletiyordu."
"..ne demek elletiyordu?"
"Baya veriyordu adama."
Oslo sabır dilenircesine tavana baktıktan sonra kulağındaki telsize dokundu.
"Beni duyan var mı? Diğer mal nerede?"
Kısa bir sessizlikten sonra telsizden Mai'nin sesi yükseldi.
"Veriyor."
"VERİYOR NE DEMEK AMINA KOYAYIM GÖNDERİN ŞUNU ÇIKIŞA."
Oslo Sean ile birlikte kapının ağzında beklerken bir yandan ayağıyla yerde ritim tutuyordu. İçinden 10'a kadar saymaya başladı.
1.. 2.. 3.. 4.. 5.. 6.. 7..-
Karşıdan kızıl, küt saçlı bir kız kıkırdayarak koluna taktığı bir adamla onlara doğru yürümeye başladı.
Sean manzara karşısında dönüp kafasını kapıya vurdu.
Oslo ise öylece onlara bakıyordu.
Kızıl saçlı kadın kahküllerini düzeltip onlara bakarken neşeyle konuştu.
"Ne? Ah tanıştırmamı ister misiniz?"
Oslo hiçbir şey demeden bakmaya devam ederken telsizden Mai'nin sesi duyuldu.
"Ben veriyor demiştim."
Arka plandan Ash da Mai'nin telsizinden homurdandı.
"Orospu rengi peruğu verdiniz, kendini role kaptırdı. Ren amına koyarım bırak adamı dışarı çık."
***