Eflal Yılmaz kimdi? Liseye giden sıradan bir öğrenci, arkadaşlarının gözünde deli gibi eğlenen çılgın bir kız, ailesinin gözünde sevecen, tatlı ve dersleri orta seviye olan bir kız. Hepinize Merhaba Ben Eflal!
***
Pazartesi sabahı okula gitmek için saat 07.00'de uyandım. Üzerime formamı giyip kız kardeşimi uyandırdım. Yine her zaman ki gibi kavga ettik. Sonuçta kim sabah saat 07.45'te uyanıp okula gitmek ister ki? Tabii ki ben! Arkadaşlarımı, çevremi özlemiştim. Onbeş tatilden sonra hepsiyle tekrardan görüşmek bana iyi gelecekti, buna emindim. Çantamı alıp hızla koşarak dışarı çıktım. Servisi kaçırmak istemiyordum. Tam kalkacağı sırada yetişip, atladım. En arka koltuğa koştum Yine Zeynep oradaydı, yanına oturdum ve tatilde eski sevgilisiyle en yakın arkadaşının iğrenç ilişkisinden söz etmesine izin verdim. Ardından onu bir süre daha dinleyip teselli ettim ama nafile. Sonuçta böyle bir durumda kimse ne yapacağını bilemez. Eski okulumda da eski sevgilim ile benzer durumları yaşamıştım, ama geride kalmıştı, bir önemi yoktu benim için. Yeni bir ortama girip ayak uydurmaya başlamıştım. Her zaman ki gibi en yakın dostum Sıla da yanımdaydı. Okula girdiğimde herkese ufak bir göz gezdirip arkada Sıla'nın yanındaki sırama oturdum. Ona bakıp heyecanla "Ne olduğuna inanamayacaksın!" Kaşlarını kaldırıp söylemem için bana bakıyordu. Hafifçe gülüp telefonumu sıranın altından çıkarttım. Ona Berk ile tüm gece flörtleştiğimiz mesajları gösterdim. Berk de bizimle beraber A şubesindeydi. Sıla şok içinde bana bakıyordu. Sonuçta Berk bizim sınıfın ukala ve zengin kızı olan Arzu ile çıkıyordu. Bana dönüp bir elini omzuma yerleştirdi "Bak anlıyorum seni fakat onlar sevgili ve bu kimsenin umrunda değil çünkü O senden daha güzelini anca rüyasında bulur." Dediği ile hafifçe güldüm. Berk'in sınıfa girmesi ile göz ucuyla ona baktım. Hafifçe gülümseyerek karşılık verdi, ardından Arzu'nun yanına oturdu. Her zaman ki gibi soğuk bir çift rolü oynamaya başladılar. Ardından sınıfa Mert girdi, Gözlerim onun üzerine kaydı. İlgi çekici görünüyordu. Sarımsı kumral saçları onu daha da çekici yapıyordu. Tabii Sıla her zaman ki gibi onun bir zaman israfı ve iğrenç bir çocuk olduğunu söyleyip duruyordu. Mert de, Berk kadar sınıfta seviliyordu. Bu okulun en nefret ettiğim özelliği de buydu. Her zaman en aptallar en çok seviliyordu. Başımı iki yana sallayıp kafamı sıraya yasladım. Sıla bir elini sırtıma koyup hafifçe gülerek "Hey Prens çirkin diye prenses ne zaman maymuna dönüştü. Kalk ve kendine çeki düzen ver." Hızla doğrulup düz saçlarımı omzumun gerisine atıp ona döndüm. Bana uzattığı glossu dudaklarıma sürüp onun sırasına ilerledim. Karşısındaki boş yere oturup ona döndüm. Bacak bacak üstüne atıp gülümseyerek " tatilin zevkli geçmişe benziyor! Misket mi dinliyorsun sen?" Kulaklarıma gelen ses ile duraksadım. Gülmemek için zor duruyordum. Kulaklığının tekini bana uzattı. "Senin de seveceğine eminim." Dediği ile hafifçe kıkırdayıp kulaklığı taktım. Aklıma babam ile yolculukta şarkı dinlediğimiz playlist geldi. Hızla telefonumu çıkartıp onu Spotifydan Mert'e attım. Dudaklarımı ıslatarak "bence senin de bu hoşuna gidecek, hm?" Hafifçe sırıtarak ona baktım. Birkaç şarkı daha ekleyip bana geri uzattı. Beraber dinlerken ufak espriler yapıp yeni gelmem hakkında konuşmaya başladık. Hocanın sınıfa girmesi ile hızla Sıla'nın yanına gittim. Dersi dinleyip not çıkarmaya başladım.
***
Derslerin hepsi bitince eşyalarımı toparladım. Herkes çıkmıştı, Sıla hariç. Ona bakıp hafifçe gülümseyerek "Akşam bir şeyler yapmak ister misin?" Bana dönüp başını hafifçe iki yana salladı. "Annem ve babamla bu gün beraberim Kaan da okuldan kaçmış, evdeki sorunları halledeceğim" göz devirerek ayağa kalktım. Ona hafifçe sarılıp, yanağına sulu bir öpücük bıraktım. Geri çekilip gülümseyerek "Pekala, bir sorun olursa bana yaz. Seni kaçırmaya gelirim" Başı ile beni onaylayınca hızla sınıftan çıktım. Okulun koridorunda ilerlerken telefonuma gelen bildirim ile duraksayıp telefonumu elime aldım. O sırada Karşıdan gelen Berk ile çarpıştık. Telefonumun yere düşmesi ile ağzımdan ufak bir küfür kaçmıştı. Berk gülerek telefonumu yerden alıp bana uzattı. Başını hafifçe sallayarak "Ecenin benden çok sana ihtiyacı var gibi.." Dediği ile hafifçe güldüm. Telefonumu hızla elinden çekiştirip "Galiba, Arzu'nun da sana ihtiyacı vardır." Zaferle sırıtıp göz kırptım. Hızla okuldan çıkıp servise bindim. Zeynep şarkı dinliyordu. Onu rahatsız etmek istemeyerek yanına hemen oturdum. Üzgün gibiydi dokunmak istemedim. Berk'in yanıma gelmesi, sabah Mert ile olanlar.. aklımdan çıkmıyordu. Galiba ikisinden de hoşlanıyordum, yada sadece Berk'i ezebildiğim için bundan zevk alıyordum. Servisin evimin önüne gelmesi ile indim. Kardeşlerim bahçede Sinem ablanın çocukları ile oynuyordu. Küçük olanın yanağına ufak bir öpücük bıraktım. Büyük olan kardeşim Büşra, kızlarla takıldığı için ona dokunmadım. Sonuçta bu yaşta popüler olma gibi saçma dertleri oluyordu genelde. Eve girip anneme baktım. Alçıdan yaptığı bibloları boyuyordu. Çantamı odama bırakıp üzerime eşofmanımla tişörtümü geçirdim. Hızla annemin yanına gittim. Karşısındaki sandalyeye oturup yanındaki kalın uçlu fırçayı aldım. "Bak şimdi senden güzel boyayayım da gör." Hafifçe gülerek boyamama izin verdi. Bana büyük gül şeklindeki mumlukları uzattı. Onları boyarken zamanın nasıl geçtiğini fark edememiştim. Ardından ellerimi güzelce yıkayıp, yemek yedikten sonra kendimi yatağıma attım. Ece'den gelen mesajı okudum. Önceki okulumda üst sınıflardan sevdiğim bir kızdı. Pedofili olan öğretmenin başka bir öğrenciye zarar verdiğini, ellerinde kanıt olmadığını ve bana ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de tabi ki kabul ettim. Beni gruba aldı. Grupta tanımadığım birkaç kişi ve Kerem vardı. Onu görünce duraksadım. Berk'in eskiden sevdiği bir arkadaşıyken düşmanı olmuştu. Benim eski okulumda Ece ile aynı sınıftaydı. Hafifçe gülerek gruba yazmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Kişilik Aşk?
Teen FictionOkulunu Yeni Değiştirmiş olan Eflal, bakalım yeni okulunda ki arkadaşları ile Eski sorunlarını bir arada tutabilecek mi?