***
O kıpırdamadan uyurken gördüklerimden sonra ilişemedim yanına. Bir örtü alıp salondaki koltuğa geçtim. Dön oyana dön buyana uyku girmiyordu gözüme. Ekranında gördüğüm şey zihnimde büyüyüp dağ oluyordu.
Sıkıntı göğsümü sıkıştırırken daha fazla yatamayıp oturdum. Derin bir nefes alıp geri verdim, içimdekileri alıp götürmesini dileyerek ama olmuyordu. Odamdan bir ses duyunca kulak kabarttım. Üstüne yine duyunca kalkıp ses çıkarmamaya çalışarak odama gittim.
Taehyung arada başını sallıyordu. Midesi bulanıyordur diye düşünürken bir şeyler geveledi. İyice yaklaşıp dinledim.
"Bırakma Jimin... Beni bırakma..."
Yapabilir miydim? O başkasıyla görüşürken eskisi gibi... Sikeyim! eskisi bile yetmiyordu ki. Onun çaresiz yakarışları, çırpınışları beni daha çaresiz hissettiriyordu. Yine "Jimin..." dedi uzatarak. Saçlarını geriye taradım elimle.
"Buradayım... Buradayım güzelim." dedim sessizce. Belki rüya görüyordu ve sesim rüyasına ulaşmıştı. Çattığı kaşları serbest kaldı önce, sonra benim olmam gereken tarafa doğru yan dönüp rahat gözükmeye başladı.
Düşünmedim... Yine düşünemedim ve geçip yattım yerime. Eli omzumun altında kalmıştı ve çekip göğsüme koydu.
Göğsümde duran zarif elini, parmaklarını izledim. Elimi elinin üzerine koymak istedim. Belki bana da iyi gelir diye ama yapamadım. Sikeyim hayatında biri vardı. Benim ikincim...
Şuan hangi aşamadaydılar onu bile bilmiyordum. Şüphelendiğim kişi olmasın istiyordum. Eğer oysa... Tam bir çıkmaz olurdu.
________
O sabah Taehyung yine ben uyurken sessizce çıkıp gitmişti. Arada aramaya devam ediyordu. Duygularımı bastırıp normal konuşmaya çalışıyordum ama zorluyordu. Terapistine küfür etmekten başka bir bok gelmiyordu elimden.
Karşı barın açılışına iki gün kalmıştı ve oraya gittiğimde Taehyung'u görmemek için şimdiden dua eder olmuştum.
Minseo'yla yan yana kokteyl hazırlarken içeri baştan aşağı siyah giyinmiş uzun kabanlı bir adam arkasında aynı giyimli iki adamla girdi. Etrafı taradıktan sonra bize doğru yürüdü ve tezgâhın önünde durunca elini pantolonunun cebinden çıkarırken belindeki silahı gördüm.
Arkasındaki adamlar yerini alırken gözlerini etrafta gezdirmeye devam ediyorlardı.
"Namjoon'un adamı varmış burada çocuk adam biliyor musun?"
Çocuk adam ne amk!
"Benim için öyle dediklerini duydum ama kimsenin adamı değilim. Siz kimsiniz?" diye sorunca başını aşağı eğip alttan alttan inceler gibi baktı.
"Ben Jung Hoseok, Kim Seokjin'in ortağıyım. Hâlâ çok sinirli olduğu için ben geldim. İstersen ben gideyim o gelsin, he.. ne dersin çocuk adam?"
"Yok, gerek yok. Kim Namjoon'un size iletmemi istediği bir şey var. Ben tarafsızım. Hata eden çalışanlarının cezasını kestiğini biliyorum ve sizinle konuşmak istiyor."
"O zaman neden hâlâ adamlarını yollamaya devam etmiş?"
"Onlar sizinle konuşmak istediğini iletmek isteyen adamlar sadece. Konuşamadan patakladığınız için işin aslını anlamıyorsunuz." dedim ve keyiflenip sırıttı.
"Sevdim seni çocuk adam. İçinden geldiği gibi konuşuyorsun. Madem sen tarafsızsın, konuşma tarafsız bölgede yapılsın. Ne zaman geleceğimizi haber ederim. Baba'cığına iletirsin." Hay sikeyim! Ben yamulmasam mekan yamulacaktı. İlla ki bir şeyler bu bokun sonunda yamulacaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/369971938-288-k5366.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmpasse / VMinKook
Фанфик❥VMİNKOOK Üç Adamın Çıkmazı... Jikookundaktilosu'ndan izin alınmıştır... ♥️