"Kurşun serbest"

6 0 0
                                    

İnsanlar gariptir. Herkes kendini üstün sanar. Belki de doğanın kanunu budur. Kim bilir?

Tekrardan arkasını döndü ve garaja girdi.

Odanın kapısını açtım ferah bir odaydı. Penceresi ormana bakıyordu. Burda ayı var mıydı acaba? Bir iki saat sonra kapım tıklatıldı. Ulaş gelmişti.

"Yemek yiyoruz."
"Aç değilim."
" 'Aç mısın' diye sorduğumu hatırlamıyorum."

Pijamalarımla odamdan çıktım ve gösterdiği yoldan mutfağa gittik. Yemek yemek istemiyordum. Ulaş'a, sandiviç yapmak için malzemeleri çıkartmasını söyledikten sonra odama döndüm.

Tokamı ve küçük bıçağımı aldım. Pijamamın cebine attım ve Ulaş'ı şüphelendirmeden geri döndüm.BEN BURDA ESİR TUTULUYORDUM.Sandiviçimi hazırlayıp odama geçtim. Sonra da yiyip yattım.Sabah iş vardı.
Sabah erkenden kalkıp hazırlandım. Mutfaktan zorla da olsa iki üç lokma attım ağzıma. Dış kapıyı açmaya hazırlanıyordum ki arkamda bir nefes hissettim.Ulaş
gri eşofmanı,beyaz t shirtiyle dikiliyodu arkamda.

"Ne var Ulaş, noldu?"
"Yok bir şey, sadece seni hastaneye bırakacağım."
"Hayır, istemiyorum."
"Sana sormuyorum.Haber veriyorum.Hazırsan çıkalım."

Bu adama tahammülüm azalıyordu. Keşke her şey bitse,ben de ölüp kurtulsaydım.

Göz devirip çıktım evden. Sanki hiç orada yokmuş gibi ilerledim arabama. İnatçılık yapacağını biliyordum. Yan koltuğa geçtim.

"Senin ortalarda dolaşmaman gerekmiyor mu?"
"Hiç bir yerde adımı,soyadımı, fotoğrafımı gördün mü?"
"Hayır. Sadece arandığını biliyorum."
"Güzel. Kimse bilmiyor kim olduğumu, herkes için boş beleş takılan; baba parasını yiyen serseri bir çıtırım. O kadar."

Serseri çıtırmış. Görmesem inanacağım.

"Peki o zaman.Gidelim."

Araba hareket ettiğinde ikimizde sessizleştik. Yolu izlemeye başladım. Nerdeyse 1 günde tüm hayatım değişmişti.

İlk önce Elifle tanışmıştım,daha sonra da Ulaşla. Geldiğimizi, arabanın durduğunda anladığımda çantamı alıp kapıyı kapattım. Arkadan koluma bir el uzandı. Bilekliğinin soğuğundan Ulaş olduğunu anladım.

Eşyalarımı odaya bırakmak için ilerledim. Ulaş da beni takip ediyordu. Gelmemesi için ısrar etmeyecektim. Her halükârda geliyordu ve ben bu durumdan sıkılmıştım artık.

Odaya girdim. Eylül,Derya,Naz;Yasin, Ali ve Mustafa bir köşede oturuyorlardı. Eylül dışında herkes arkamdaki Ulaş'a odaklanmışlardı.

"Günaydın millet."

Hep bir ağızdan "Günaydın." dediler. Naz ve Derya oturdukları yerden kalkıp yanıma geldiler. Naz kulağıma doğru fısıldadı.

"Kız, bu çocuk kim? Kocan yok mu senin."

Yandan olabildiğince ters bir bakış attım ikisine de.

"Tarık beni aldattı."

Odadaki herkes şaşırıp kalmıştı. Ayağa kalkıp eldivenlerimi giydim.

" İşte..." Ulaşa döndüm.
"...ummadık taş baş yarıyor. Hadi size kolay gelsin."

Benim ardımdan Ulaş peşimden geldi.

"Ne bu tafra?"

Gerçekten soruyordu.İnanmak güçtü.Görmezden geldim.

"İşe başlıyorum Ulaş. Evde görüşürüz."
"Sana bir soru sordum Yasemin."
"Bende işe başladığımı söyledim Ulaş."

Sona Ulaşmak.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin