Uyanış.

3 1 8
                                    

Bazen her şey boş gelir insana. Sadece hayatına son vermek istersin sessizce. Ya da kaçıp gitmek,her şeyden uzaklaşmak.Belki biraz oturup soluklanmak. Son bir kaç gün soluklanmaya ihtiyacım olan günlerden sadece biriydi.

Önce aldatılma, ardından yaşadığım sinir krizi sonrası gelen bir ölüm anlaşması. Ben bu kadar cani olabilir miydim? Tarığın ölmesine karşılık kendimi öldürtecek kadar?
Bu ben değildim.

Bu oda, bu ev bana ait değildi. İçerdeki insanlar kimsem değildi. İntikam duygusu başımı döndürmüş, yerini caniliğe bırakmış.

"Nasıl böyle birine dönüştün Yasemin?" dedim kendime. Şu an yaşadığım aydınlanma kalbimi acıtmış, omuzlarıma ise büyük bir yük bindirmişti.

Belki de başım da dönüyordu, kestiremiyordum. İçerden gelen uğultulu Elif ve Ulaş'ın sesini duyuyordum sadece. İyi değildim,kendimde değildim, hiç bir şey değildim artık. Şu anda sadece annemin minik kızı olmak istiyorum. Sessizce oturup ona sarılmak ve kokusunu içine çekip sabaha kadar ağlamak.

Az önce deyim yerindeyse evi başımıza yıkmıştı. Elif ağlamıştı, ben ağlamıştım. Ulaş ise bağırarak etrafa zarar veriyordu. Korkuyordum, korkuyordu. Sakinleşmesini söyledim ona, ama bir yandan ağlıyordum. Belki de bağırmışımdır, bilmiyorum.

Saniyesinde bana döndü Ulaş, yüzüme doğru bağırdı "SUS!" dedi.

Ulaş'ın bağırmasıyla Elif'in ağlaması daha da şiddetlendi. Ben ona bakıp sakinleştirmeye çalışırken Ulaş yakamdan tuttuğu gibi sırtım duvara sıfırlandı. Artık boğazım Ulaş'ın elleri arasındaydı.

Bir daha bağırdı. Ben daha çok ağladım, Elif daha çok ağladı. Bir adım attı abisinin yanına. Beni bırakmasını söyleyecekti. Biliyordum ama korkuyordu. Söyleyemediği için ona kızmıyordum. Kendimi kurtarmaya çalışırken o daha çok sıktı boğazımı. Nefesim iyice kesilmişti.
Derken bilincim kapandı ve derin bir karanlığa sürüklendim.

Ve şimdi burdayım. Bitmiş, tükenmiş, kendimi ait hissetmediğim ve adimimi attığım andan beri her türlü kötülüğün başıma geldiği bu yerde kapalıydım.

Telefonumu aradım,yoktu.
Belki hayatımda ailem harici biri bana yardım eder diye düşünmüştüm,o da yoktu.

İçerde bir anlığına sustu tüm sesler. Ama kafamın içindeki sesler konuşuyordu bu sefer,ya da ben deliriyordum. Dizlerimin üstündeki ellerime kaydı gözlerim, titriyorlardı. Tıpkı bedenim gibi.

Kapının ardındaki adım sesleri yaklaştı. Kapı şiddetle açıldı. Ulaş belirdi ilk kapıda. Sonra da gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş Elif.

Ulaş,ben daha ne olduğunu anlamadan önünde duran kardeşini ittirdi odaya. Elif, Ulaş'ın tüm gücüyle yere düştü. İki saniye göz göze geldik Ulaşla.

Baktı ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerime. Zerre duygu yoktu gözlerinde. Ardından kapı tum şiddetiyle kapandı. Elif hâlâ yerdeydi. Titriyordu,bağırıyordu,ağlıyordu. İstemsiz kısık çıkan sesimle seslendim.

"Elif...gel buraya." baktı önce, sonra sanki onca şey yaşamamışız gibi açtım kollarımı ona. Beraber ağladık,beraber titredik ama ne olursa olsun yanlız kalmadık. İkimizi de buradan çıkarmalıydım.

"Elif..." dedim. "...gitmeliyiz buradan. Abin normal değil. Bize zarar veriyor." düşünmüştüm önceden "Zarar verir mi?" diye. Veriyormuş. Elif hızla başını salladı.

"Yasemin,çabuk gidelim buradan. Abim birazdan geri döner."

Pencereyi açtı. İlk o atlaması için işaret ettim. Bense geri döndüm. Çantamı ve bıçağımı aldım yanıma. Gerekirse kullanacaktım. O gözünü bile kırpmadan saldırmıştı bana. Atladım bende hemen. El ele kaçtık bu evden. Yola atladık. Bu yoldan devam edersek ilerdeki arabama ulaşabilirdik.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sona Ulaşmak.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin